ATATÜRK ve İTALYAN BAHRİYESİ

ATATÜRK ve İTALYAN BAHRİYESİ
Dr Emrullah Güney
12 Ada...Türk egemenliğine girmesi yıllar aldı. Adaların gülü Rodos'u 25 bin şehid vererek aldık. Fakat, tek kurşun atmadan İtalyanlara verdik. Neden? Fırsatçı İtalya ,bizim Balkanlardaki yenilgilerimizden yararlandı, Adalar'a el koydu, asker çıkardı. Babıali sadece "protesto" etti İtalyan devletini. O kadar. Yıl 1912 idi...Adalar gitti gider. Ege Adaları da zaten, Osmanlı'ya isyan eden Yunanistan birer, ikişer ele geçirmişti 1830'dan başlayarak...Sonuçta İmros (Gökçeada) ve Tenedos (Bozcaada) dışında hiç adamız kalmadı. Lozan Barış Antlaşması sayesinde Çanakkale Boğazı ağzındaki iki küçük adayı kurtarabildi İsmet Paşa (24 Temmuz 1923)...
Gazi Atatürk yatıyla Menteşe Adaları arasından geçmektedir. Zaman zaman çelik mavisi gözleriyle, zaman zaman dürbünle önünden geçilen adaları izler. Gözlerinde yaş vardır.
" Bahriyeyi ihmal edersen olacağı budur."
Bir gazeteci not almaktadır Gazi'nin söylediklerini.
" Siyasal bütünlüğünü 1870'de tamamlamış dünkü çocuk İtalya, gelir senin 500 yıllık adalarını  elinden alır."
Gemide vekiller, mebuslar, mülki idare amirleri de vardır. Büyük bir üzüntü içinde Ebedi Şef'i dinlerler, başlarıyla onaylarlar.
" Ulu Hakanımız Hamid, bir dretnot top ateşiyle yıkar  diye, Dolmabahçe'de yaşamadı, Yıldız Sarayı'na  geçti. Donanma Haliç'te mahpus; çürüdü çamurun içinde. Nice aklı başında bahriye zabiti raporlar verdiyse de, Sultanımızı uyandıramadılar. Sonra Ege'ye açılmak istedi Donanma. Daha Marmara Adaları önlerinde kaldı, tornistan...Çürümüştü gemilerin sacı...Durmadan su alıyordu. Çimentoyla kapatmağa çalıştılar, olmadı. Güçlükle geri dönebildi bazı gemiler...Değil Bahr-i Sefid, Dardanel Boğazı'na vasıl olamamıştı Bahriye Kuvvetimiz."
Gazi'nin yatı son sürat ilerliyordu  adalar arasından geçerek.
Birden, İtalyan Deniz Kuvvetleri armasını taşıyan bir filonun yakınlarda olduğu görüldü. Kaptan, telaş içinde Atatürk'e sordu:
" Paşam, ne yapacağız? İtalyan Bahriyesi var yakınımızda."
Yüce Başbuğ gülümsedi.
" Rahat ol çocuk," dedi, " Dosdoğru aralarından geçip gideceğiz, istikametimiz İzmir."
Biraz sonra Gazi'nin yatı İtalyan savaş gemileri arasından geçerken, Yatın direğinde Türkiye Devleti Cumhurbaşkanlığı Forsunu gören kumandan, saygısını göstermek için, tüm subaylarını güverteye dizmişti. Atatürk'ü selam düzenini almışlardı.
Gazi gülümseyerek konuştu:" İl Duçe'ye(*) bir selam vermiş olduk..."
Cumhurbaşkanlığı yatı ilerledi Ege'yi Akdeniz'e bağlayan sularda. Onurlu, gururlu...
------------------
(*) Almanların Führeri,İspanyolların Caudillosu, İtalyanların İl Duçesi vardı. Yani Hitler, Franco, Mussolini...