04 Temmuz 1987 yılında İlçe olan Acıgöl kuruluşunun 36. yılını kutluyor.

Acıgöl Belediye Başkanı Ercan Ertaş, Acıgöl'ün ilçe oluşunun 36. yıl dönümü münasebetiyle açıklamalarda bulundu. 

Başkan Ertaş; “Projelerimizi Acıgöl'ü geleceğe taşımak adına uygulamaya geçiriyoruz. Bugün ilçe oluşumuzun 36. yılına girerken Acıgöl, Cumhuriyetin 100. yılında  büyük projelerin ilham kaynağı oldu.  Daha yaşanabilir bir Acıgöl'ü ileriye taşımak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımızdan aldığımız güç ve inanç ile ilçemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımızda bize rehberlik edecekAcıgöl'ümüzün bu güzel insanlarına şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. 

ACIGÖL KAPADOKYA'NIN  BAŞLANGIÇ NOKTASIDIR

Acıgöl'ün ilçe olmasının 36.yılını büyük bir sevinç ve mutlulukla kutladıklarını dile getiren Acıgöl Belediye Başkanı Ercan Ertaş, “Biz Merkez nüfusu 5964 ilçe geneli 19 bin nüfusuyla Acıgöl ilçesinde birlik ve beraberlik içerisinde büyük bir aileyiz.

Kapadokya'nın başlangıç noktası ve giriş kapısı olarak Acıgöl’ümüzün her bir köşesine sevdalıyız. Kendi içimizde sevgi ve muhabbeti büyüterek kocaman bir aile olmayı başardık. Hep birlikte güldük, hep birlikte dertlendik. Düğünümüzde de birdik, cenazemizde de. Zorluklar karşısında hep beraber kenetlendik. Sevginin ve değişimin ışığında fedakarca çalışan personellerimizle canla başla, aşkla, heyecanla çalışarak, Acıgöl Belediyesi olarak sizlere hizmet etmeninin gururunu yaşıyoruz. Bu duygularla bugün 4 Temmuz, yani Acıgöl’ümüzün ilçe oluşunun yıl dönümü, güzel Acıgöl’ümüzün ilçe oluşunun 36. yıl dönümü kutlu olsun” diye konuştu.

Acıgöl Kaymakamı Emine Karataş Yıldız'da; "Nevşehir 'in batıya açılan kapısı tarihin kültürün medeniyetin beşiği olan ; Acıgöl'ümüzün (Dobada) 4 Temmuz 1987 tarihinde ilçe olmasının 36. yıldönümü kutlu olsun. Acıgöl’ün İlçe olmasında çok büyük emeği olan Acıgöl’ümüzü Acıgöl yapan herkese çok teşekkür ederiz." dedi.

Acıgöl Tarihçesi

Acıgöl'ün tarihi Nevsehir ilinin tarihi ile aynıdır. Çünkü Nevşehir'e 20 km uzaklıkta oldugu için bir fark yok sayılır. Nevşehir ve çevresinde yapılan kazılarda çıkan sonuçlara bakıldığında M.Ö. 3000 yıllarında bile insanların yasadıkları, uygarlıkların kuruldugu anlasılmaktadır. Hatta Hitit egemenliği altğndaki bu topraklarda yerli topluluklar yasamıştır.

       M.Ö. 1800-2000 yılları arasında bu bölgede; Hititler Frigyalılar ve Lidyalılar arasında bu topraklar el değiştirmistir. Daha sonra ise Büyük Iskenderin bu bölgeyi Roma Imp. içine katmasıdır.

        Hristiyanlığın Anadolu'yu etkilemeye basladığı sıralarda, aşırı hristiyan sempatizanlar buralarda yasayan halka baskı ve zulüm yapmaya baslamışlardır. Buradaki halkın çoğu baskı ve zulümden kaçmak için yer altı şehirleri yaparak, tüneller açarak ve mağaralarda gizli yerler açarak saklanmışlardır. Hristiyan olan halkın çoğu buralarda ibadet yapmak için ikonlar çizmisler, kiliseler yapmışlar ve ibadetlerine devam etmişlerdir. Roma Imparotoru Konstantin 330 yılında Hristiyanlığın yayılmasını serbest bırakınca bölge halkı tamamen hristiyanlaşmıştır. Halk hristiyan olarak yaşamaya baslamıştır. Roma Imparatorluğu ikiye bölününce Anadolu Doğu Roma Imp. yani Bizansların eline geçti. Daha sonra 7.yy İran Sasanileri'nin baskınlarına uğramışlarsa da tekrar Bizans egemenliği altında kalmışlardır.

       İslam dininin yayılmaya başladığı yıllarda Bizanslılarla müslüman Araplar 8. ve 9. yy lardan baslayarak 300 yıl süreyle bu bölgede egemen oldular. Yukarıda da belirtildiği gibi bu bölgedeki halkın çeşitli isgal ve istilalar altında kaldıklarında kurdukları yer alti şehirlerine sığınarak sürgü taslarnın kapatarak buralarda saklanmışlardir. Bu sözünü ettigimiz yer altı şehri Acıgöl merkezinin kurulduğu yerin altı olup, büyüklü küçüklü sığınağa benzeyen eski barınma yerleri vardır. Su andaki yer altı şehrinin bir kısmı açılmıs ancak, daha açılmayan bölümleri vardır. Yer altı şehrine Acıgöl ilçesinden girip Yuva köyü yolundaki kaleye kadar Aksaray yolundaki Acıgöl'e 7 km uzaklıktaki iğdeli ye kadar hatta Karapınar kasabasına kadar geçitlerin uzandığı belirtilmektedir. Yer altı şehirlerinin çoğu çesitli afetler sonucunda toprakla kapandığından geçitler kullanılmamakta ve harabe halindedir.

       Acıgöl'e bağlı Tatlarin Kasabasında görmeye değer yeraltı şehri vardır. Karacaören köyü yakınlarında da çesitli mağaraların bulunduğu söylenmektedir, ancak suan harabe halindedir. Yine Ağıllı köyü, Kurugöl kasabası, Topaç köyü, Yuva köyü ve Kozluca köylerinde de çesitli mağaraların olduğu söylenmektedir, fakat harabe halindedir.

       1071 Malazgirt savaşında Türk ordusu büyük bir zafer kazanınca, Anadolu'ya öncü birlikler ve kesif birlikleri yollamıştır. Bu kesif birlikleri Anadolu'nun yerleşim merkezlerini, iklim ve bitki örtüsünü ve halkın yaşayışlarını incelemişlerdir. Alparslan'in degerli komutanlarından Afsin Bey ve diğer Türk beyleri komutanları, Bizansın vergi yükünden ve baskısında bıkan halkın ne kadar sıkıntı içinde olduklarını anlayıp onların gönüllerini feth edip, onları kazanmak için Anadolu'ya, manevi mimarlar dediğimiz söylediğini yasayan her hal ve davranışıyla halka örnek olan ilim adamlarını dervişleri gönderdiler. Eğer böyle yapılmamış olsaydı kocaman Anadolu'yu kuvvetle almak mümkün olmazdı herhalde. İste bu kişilerden biride Haci Bektas-i Veli‘dir. Böylelikle Oğuz Beyleri Anadolu'nun yerleşimine uygun yerlerine yerleşmislerdir.

       Böylece köyler, kasabalar ve şehirler kurmuslardır. Bundan sonra hristiyan halkla yan yana beraber yaşadılar. Böylece Müslümanların nüfusu günden güne arttı. Yukarıda anlatıldığı gibi Anadolu'nun Türkleşmesi zorla değil, tam bir gönül işbirliği ile gerçekleşmistir.

       Anadolu Selçuklu devleti zayıfladi ve yıkıldı. Bölgeye Karamanoğulları ve Dulkadiroğullari hakim oldular. Yavuz Sultan Selim 1515'te Mısır Memlukları'nın üzerine giderken bu bölgeyi de Osmanlı İmparatorluğuna kattı.

       Acıgöl, oğuzların Kaçar boyundan olan Horasan Erenlerinden Piri Bey tarafından 1525 yılında kurulmustur. Konya ilinin sınırları içinde olan Isıklar yaylasında dergah açan Horasan erenlerinden Hıdır Isık isimli Türkmen Dervişinin soyunda gelen Piri Bey ve Obası Acıgöl'e ilk yerleşenlerdendir. Günümüzde Hıdırlılar diye bilinen sülale Piri Bey'in torunlarındandır. Yine günümüzde Acıgöl de soyadı Karaman olan birçok kimse vardır.Rivayete göre bu bölgede Karamanoğulları hakim iken bu insanların dedelerini bugünkü Karaman ilinde buraya getirerek iskan ettirmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kurulup soyadı kanunu çıkınca soyadlarını belirtmek için Karaman soyadını aldılar. Yine veziroğulları olarak bilinen sülale de Dağmat İbrahim Paşa'nın bu bölgede doğup büyüdükten sonra Osmanlı İmparatorluğunun baskenti olan Istanbul'a giderek padişah 3. Ahmet'in kızı olan Fatma Sultanı alarak onun damadı olmustur. Padişah damadı olan Ibrahim Paşayi vezir yaparak sarayda görev almasını sağlamıstır. Bu döneme Lale Devri denir. Iste Damat Ibrahim Paşanın buradaki akrabalarından biri de Acıgöl'e yerleştiğinden bir rivayete göre Veziroğullar diye anılırlar.

       Acıgöl 1870 yılında Kırşehir sancağına, 1902 yılında Ankara iline bağlanarak sancaklardan biri oldu. Kurtulus savası baslamadan Niğde Mutasarrıflığı içinde yer alarak kongrelere delege göndermistir. 5 Eylül 1919 Sivas Kongresine bu bölgeden Dellal Zade Osman Bey temsilci olarak gönderilmiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Niğde il durumuna getirildi. Acıgöl'ün bağlı bulunduğu Nevşehir 6429 sayılı kanunla ve TBMM kararıyla il haline getirilmiştir. Bu duruma göre Kırşehir'e bağlı bulunan Hacıbektaş ve Avanos ilçeleri Kayseri'ye bağlı bulunan Ürgüp ilçesi ve Niğde'ye bağlı bulunan Gülşehir ilçesi Nevşehir'e bağlanmistir.1960 yılında eski adı Melengübü olan Derinkuyu ilçe oldu. 1953 yılına kadar mütevazi bir köydü. Bu tarihte Belediyelik olarak Nevşehir'e bağli bir kasaba olarak kaldı.

       4 temmuz 1987 yılında Acıgöl'ümüz 9507 sayılı Resmi Gazetede ilan edilerek yurdumuzdaki bazı diğer kasabaların ilçe olduğu gibi TBMM kararıyla ilçe oldu. Bu duruma göre Acigöl Nevsehir'in 7. ilçesidir. 1987 yılında oldu ama resmi daireler ve kaymakamlık Agustos 1988 yılından itibaren fiilen göreve başlamıştır.