Bin Hain, Bin İhanet
Bir tarafta çalan oyun havaları, diğer tarafta ise oynayan, kahkaha atan, halay çeken ve eğlenenler…
Zil olsa takıp oynayacaklar
Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar
Oldukça neşeliler…
Tam da 12 şehit verdiğimiz ve bir helikopterimizin düştüğü zaman…
Burası Suriye mi?
Hayır!
Ermenistan, Yunanistan…
Hayır!
Güneydoğuda bir yer mi?
Hayır!
Burası Ankara’ya doğru yol alan bir otobüsün içi…
Sevinilecek bir durum da yok
Bir günde on iki vatan evladı toprağa düşmüş, şehit olmuş, ülke matemde, insanımız sıkıntıda, kıvranıyor… Bunlar ise kıvırıyor…
Kim bunlar?
Bir partinin mensupları, Ankara’da yapılacak büyük kongrelerine katılmak için gelenler.
Aslında üzülmeleri gereken bir günde, böyle çılgınca eğlenmenin bir anlamı olsa gerek…
Tabii ki ihanet
Ülkesine ihanet ediyorlar
Sadece ülkeye değil, Kürtlere de ihanet ediyorlar
1983’ten bu yana Kürt halkı için bir ölüm makinesi haline gelmiş PKK terörüne, karşı çıkmıyorlar.
Sözde, Kürt kardeşlerimizi temsil ettikleri halde onları katleden, öldüren, yaralayan bir çeteye dur demiyorlar.
Tersine, destekliyorlar
Vicdanı olan birisi kalkıp;
“Bu örgüt Kürk halkının düşmanı, hem bizim, hem ülkemiz için bir tehdit, kanlı bir çete… Allahsız, Kitapsız, Marksist-Leninist bir örgüttür” demiyor, diyemiyor…
Kınamıyor
Lanetlemiyor…
Üstüne üstlük bu ülke, bu millet ve geleceğimiz için şehit düşen askerlerimiz için sevinebiliyor.
Böyle rezillik
Alçaklık
Böyle bir hainlik olur mu?
Oluyor…
Beyinleri materyalizm ile doldurulmuş, sosyalizm ile yıkanmış, sol ideoloji ile yalıtılmış, insanlığa kapalı, ülke, millet, mukaddesat, din, iman, ahlak, adalet, hak, hukuk vb. her şeyi yitirmiş, insan ötesi bir kalabalık…
Bu millet çok rezillik, hainlik, ihanet gördü
Fakat
Özünü yitirmedi, yitirmeyecek de…
Hz. Ali diyor ki;
“Üzülme!
Altın, ateş ile
Kul da bela ve musibet ile imtihan edilir… Üzülme!”