“Birkaç alkış duyunca heyecanlanmış
Olmadık sözler söylemiş”
Söylememiş efendim…
Ağzından kaçmış
Yoksa
Hiç öyle sözler eder mi?
Hele hele
Tüm evet verenleri ‘denize dökmek’ hem de İzmir’de hem de denizin soğuk olduğu bu mevsimde…
Yanlış efendim yanlış
Olmaz
Hüsnü ağzından kaçırmıştır
Farkında değildir
Hüsnü bunu yapmaz
Ondan beklenmez
Bu güne kadar hep hastaları ile ilgilenmiş, hiçbir kötü sözü işitilmemiş…
Kendi halinde yaşamış
Kimsenin tavuğuna kışş
Kimsenin odununa yaş dememiş
Kendi halinde bir insan
Şimdi
Böyle birden çıkıp; “ulan, sizin yedi göbek sülalenizi denize dökeriz” demesi anlamsız olmaz mı?
Hele hele
Düşmanların denize döküldüğü İzmir’de, evet verenleri denize dökmek…
Hiç efendim, hiç…
İmkân dâhilinde değil…
Olamaz…
Ağzından kaçmıştır… Yoksa… Yoksa…
Geç efendim, geç
Düşman iftirasıdır, çarpıtmadır, yanlış anlama, ters yorumlama, tersine okuma ve kötü niyetle düşünmedir.
Hüsnü mümkünü yok, demez…
Samsun’dan başlayıp, Amasya, Sivas ve Erzurum’a geçip, oradan Ankara’ya gelip, sonra İzmir’e geçip, evet verenleri denize döküp…
Haşa…
Sümme haşa…
Allah kuru iftiradan saklasın…
‘Samanlıktan kaldıramadım, samanı da Hüsnü’ şarkısında geçen Hüsnü değil ki…
Bu başka…
Milletvekili…
Halkın seçtiği, halkı temsil eden, halk için çalışan, halkın çıkarlarını gözeten, halkı koruyup kollayan…
Yok efendim, yok
Olmaz, olamaz
Hüsnü böyle bir şey demeezzzz…