Antik dönemde yaşayan tıp adamları arasında Hipokrat’tan sonra adını en çok duyduğumuz bilim insanı Kapadokyalı Aretaeus’tur.
Diyabetes Mellitus Kelimesinin Kökeni: Bu hastalığın isim babası Kapadokyalı Aretaeus 'dur. Antik çağlardan beri kullanılan ” Diabetes “ sözcüğü “geçiş” veya “akış” anlamına gelir. Şeker hastalığının bu ismi almasının nedeni, hastalığın belirtilerinden biri olan yoğun idrar çıkışıdır.
Diyabet adını veren hekim, Kapadokyalı Aretaeus’tur. Aretaeus (80-130); Kapadokya’da doğmuş, İskenderiye tıp okullarında eğitim almış bir doktordur. Her biri iki kitapçıktan oluşan, akut ve kronik hastalıkların nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri adlı, 4 kitap yazmıştır. Diyabet konusunu; kronik hastalıkların nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri adlı kitaplarında açıklamıştır.
Aretaeus, 80 ya da 81'de doğdu, 130 ile 138 arasında öldü, Kapadokya'da yaşamış olan ve Roma ve İskenderiye'de de çalışmış olan bir Tıp bilgindir. Aretaeus migren baş ağrısını, diyabet hastalığını, astım ve trigeminal nevralji ilk kez tanımlayan hekimdir.
Roma döneminde yaşadığı için birçok kaynak otomatik olarak Yunan olarak tanımlamaktadır. Oysaki Aretaus Yunan değildir, Rum kökenli olup olmadığı konusu net değildir. Kapadokya da yaşayan uygarlıklardan birisine mensuptur..
Kapadokyalı Aretaeus, Antik dönemde yaşamış tıp alanında Hipokrat'tan sonra anılan en önemli isimlerden birisidir. Aretaeus, Akut ve Kronik Hastalıkların Nedenleri, Belirtileri ve Tedavileri başlıklı sekiz ciltlik bir eser kaleme almıştır. Eski İyonca yazılmış bu eser 16. yüzyılın ortalarına kadar unutulmuş, 1552 yılında ise Latince çevirisi yayınlanmıştır. Aretaeus, bu eserinde astım, epilepsi, tetanos, uterus kanseri, zatürre ve bazı akıl hastalıklarının da aralarında bulunduğu birçok hastalığın klinik bulgularını tanımlamış; sinir sistemi hastalıkları ile akıl hastalıklarını birbirinden ayırmış; baş ağrısı, histeri, mani ve melankoliyi tarif etmiştir.
Aretaeus 'akut ve kronik hastalıkların nedenleri, belirtileri ve tedavileri' başlıklı sekiz ciltlik eski İyonca bir eser kaleme almıştır. orta çağa kadar tabiri caizse unutulan bu eser, 1552 yılında Latince olarak Venedik'te tekrar basılmış, Avrupa'nın tıp alanındaki ilerlemesine yardımcı olmuştur. Aretaeus, bu eserinde astım, epilepsi, tetanoz, uterus kanseri, zatürre ve bazı akıl hastalıklarının da aralarında bulunduğu birçok hastalığın klinik bulgularını tanımlamış; sinir sistemi hastalıkları ile akıl hastalıklarını birbirinden ayırmış; baş ağrısı, histeri, mani ve melankoliyi tarif etmiştir. İlk tespitlerinden bazıları günümüz tıbbında da kullanılmaktadır.Aretaeus, Çölyak hastalığı, difteri ve kalp üfürümünün de klinik bulgularını ilk kez tanımlamış ve diyabet hastalığına bu adı vermiştir.
Hemşehrimiz Aretaeus,diyabet: hastalığına hala kullandığımız 'diyabet' adını vermiştir. Diyabet Latince bir sözcüktür. Latince “sifon” anlamına gelen bu kelime vücuttan idrar çıkışının artmasını yansıtmaktadır. Hastalığın klinik bulgularını ve ilerleyişini isabetli olarak tarif etmiştir.
Aretaeus baş ağrılarını hafif kısa süreli, hafif kronik ve şiddetli başın bir bölgesinde olan şeklinde üçe ayırır. Üçüncü baş ağrısı tipi modern tıptaki migrenin tarifi ile uyumludur.
Kendisi için yapılabilecek bir diğer önemli tanım ise Çölyak hastalığının isim babası olmasıdır ki tarihte bu hastalığı ilk kez tanımlayan ve "koilliakos" adını veren kişidir.
1856 yılında Areteaus'un kitabını Yunanca'dan İngilizce'ye çeviren Francis Adams, "koilliakos" kelimesini "celiac" olarak çevirmiş ve hastalığın günümüzdeki tanımı bu kelime ile olmuştur.
Aretaeus "maniakoli" adını verdiği,batıl inançlı, hezeyanların görüldüğü bir mani-melankoli tipi tanımlamıştır. Aretaeus, sevgi-aşk nedeniyle ortaya çıkan melankolik durumları anlatan ilk hekim olmuştur. Aretaeus'a göre sevgi ve cinsel ilişki tedavide unutulmaması gereken önemli noktadır.
Kapadokya Bölgesi hem tarihi hem doğal güzellikleri açısından önemli bir bölgedir. Ancak Kapadokya bölgesinde yetişen bilim adamları, şair ve yazarlar ne yazık ki günümüz gençliğine ve ülkemiz bilim dünyasına tam olarak anlatılabilmiş değildir.
Nevşehir bölgesinde bir sağlık kurumuna “Aretaeus” adını vermemiz gerekmez miydi? Hipokrat’tan sonra tıp dünyasının saygı duyduğu ikinci kişi Kapadokya topraklarında büyümüş..
Ülkemiz tıp dünyası da Aretaus’a tam sahip çıkmış değildir. Doç. Dr. Emine Atabek ve birkaç bilim adamı hariç bu konuda yapılmış yayın sayısı oldukça sınırlıdır.
Yazar: Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ
Yararlanılan Kaynaklar
Doç. Dr.Emine Atabek; Kapadokyalı Aretaeus, 1973 İstanbul Üniversitesi Yayını
Halil Tekiner; Kapzdokyalı Aretaeus, Turkısh Neusurgey, Cilt 25, sy; 3
Wikipedia
Wikisözlük
Ekşisözlük
Koehler PJ, van de Wiel TWM: Aretaeus on migraine and headache. Journal of the history of the Neurosciences 10:253-261,2001
A. Mann, (Übers.), Die auf uns gekommenen Schriften des Kappadociers Aretaeus, Halle 1858