Gücün Arkasında Ki Sır

Bir yanlışlık var.

   Bu yanlışlığı tanımıyor olabiliriz,

   Ya da bize öğretilmemiş de olabilir,

   Tüm bunlar oluyor diye,

   Yanlışlığı bulmaktan vaz mı geçelim?

   Hayır!

   Asla!

   Yanlışları bulduğumuz zaman doğrulara daha yakınız demektir,

   Yanlışlardan korkmadığımız zaman, doğrulara ulaşmak daha kolay olacaktır.

   Yanlışlar doğruların anahtarıdır,

   Yanlışlar olmasa, o anahtarla o kapıyı açamayacak, o kapı hep kapalı kalacak, bizde kapının arkasında olanları asla öğrenmemiş olacağız.

   Tabii ki bu kabul edilemez, düşünülemez de,

   Yanlıştan kaçmak demek, doğrudan kaçmak demekle eş değerdir.

   Biri varsa diğeri de olacaktır.

   Doğrular acı olabilir, korkunç olabilir, istediğimiz gibi de olmayabilir,

   Fakat sonuçta doğru odur.

   Onunla yüzleşmek bize acı verse de, huzursuzluk, rahatsızlık verse de tüm bunlara katlanmak zorundayız.

   Gerçek güçtür,

   Doğruda güçtür,

   Gerçek ile doğru aynı zamanda var olan gücünü kendileri ile iletişim içinde olanlara aktarabilir,

   Batı insanının bu kadar güçlü olmasının arkasında yatan sır da budur.

   Gelişmiş ülke insanını güçlü yapan da budur,

   Onlar doğrularla yüzleşmiş,

   Doğruları göre göre yanlıştan uzaklaşmış,

   Doğrular rehber,

   Doğrular ayna,

   Doğrular yol gösterici olmuş,

   Tüm bu destek ile yola çıkanlar ise yolun sonunda “güç” ile karşılaşmış,

   Güçlü olmuşlar,

   Ve

   Ve

   Bir daha da yolundan dönmemişler.

   Biz ise korkumuzdan,

   Korkutul muşluğumuzdan,

   Henüz,

   Yanlışın anahtarı ile doğrunun kapısını açamadık.