Hesap Döküm Zamanı
O gün, sıradan bir gündü
Her günkü gibi sabah kahvaltısından sonra biraz kitap okudu
Giyindi
2,3 km uzaktaki şehir merkezine doğru yürümeye başladı.
Her gün yürür
Arabayı pek kullanmazdı
Yağmurlu, karlı, soğuk günlerde dahi yürümeye çalışır, otobüse binmezdi.
Otobüse alışmaktan korkardı
Otobüse bir alışırsa, bir daha kolay kolay yürümeyeceğine inanıyordu.
Yürümeyi seviyordu
Yürürken tesadüf ettiği olay ve kişileri izliyor, yaşananlara tanık oluyor, etkilendiği kimi olayları kafasında canlandırıyor, şekil veriyor, doğru ve yanlışlar üzerinde düşünüyor, bunu yaparken de ayrı bir haz duyuyordu.
Yaşamak yürümekti
Hayat yürümek ile başlıyor
Yürümek ile devam ediyordu
Üstelik hiç canı sıkılmıyordu
Yolda insanlar, hayvanlar, bitkiler, böcekler, çiçekler ve daha nice şeylere tesadüf ediyor, onları izlemek, kimi zaman da incelemekten zevk alıyordu.
Bazen kendisi gibi yürüyen bir arkadaşına rastlıyor, onunla sohbet ediyor
Onu dinliyor
Ara sıra da kendisi anlatıyordu
Söylenenlerin aksine insanların iyi olduğunu, iyiye eğilimli olduğunu görüyor ve böyle oldukları için de seviniyordu.
Hayata olumsuz bakan insanlara; ‘bakın, insanlar kötü değildir, en az bizim kadar iyidirler’ diye haykırmak geliyordu, içinden.
Toplumu kötüleyenleri sevmiyordu
Hele insanlara olumsuz bakan, toplumun bozulduğunu iddia eden insanların anlattıklarından rahatsız oluyordu…
Toplum kendisi değil miydi?
Toplum sen, ben, o değil miydi?
Başkasını kötüleyen aslında kendisini kötülemiş olmuyor muydu?
Tüm bunlar beyninden geçiyor
Bu yanlış düşüncelerin hayatımızı etkilediğini, her şeyi karmakarışık ettiğini görüyordu.
Yürüdü… Yürüdü…
Kimi zaman dinledi, kimi zaman da anlattı
İzledi, yorumladı, tanıklık etti
Gülen, üzülen, sevinen, asık suratlı, tatlı dilli, mutlu, mutsuz, şımarık, küskün, ezik vb. birçok insanla haşır neşir oldu.
Ve
İkindi namazını kıldıktan sonra
Eve doğru yürümeye başladı…
Günü tamamlamış, yorgunluk belirtileri kendini göstermeye başlamıştı.
Yapılanlar bitmiş
Artık
Hesap döküm zamanı gelmişti…