İLDEŞ DİYE BİR KÖY VAR ORDA ,YAKINDA

                       İLDEŞ DİYE BİR KÖY VAR ORDA ,YAKINDA

 

'' Nevşehir Öğretmen Okulu'nu  bitirdim.

Ürgüp'ün İltaş Köyüne atandım.

Halk ''İldeş'' der. Güzel bir köydür. Ürgüp'ü İncesu üzerinden Kayseri'ye bağlayan ve halkın Başköy-Yavaş yolu dediği karayolu köyün doğusundan geçer, yakındır. İltaş yüksekte, havalı bir yerdedir. Halkı saf, temiz, tüccarlaşmamış, üretmen.

Canla başla görev yapıyorum. İlk heves.

Nerden bilirdim ki, aşırı çalışan göze , gözlere batar ; cezalandırılırmış.

Hiçbir başarı cezasız bırakılmazmış geri bıraktırılmış ülkelerde. Nasıl öğrenebilirdim ki !

Türkiye de bir istisna değil.

Ne denli toymuşum, nasıl çocukmuşum.

Otomobilim var. Adaşım: Murat 124. Arabalı ilk öğretmen benim, belki tüm Nevşehir ilinde. Köyden dönüyorum, antikacı dükkanımızda yerli yabancı gezginlere satış yapıyorum. İyi de kazanıyorum.

Öğrencilerimin içinde zeki olanlar var.

Onlar için, planlar yapıyorum. Okulu bitirince Ürgüp Ortaokulu'na kayıt yaptıracaklar. Kasaba çocuklarından geri kalmamaları için elimden ne gelir ! Ders araç gereçleri. Kitap, dergi, ansiklopedi,duvar haritaları,filmler... Tükenmek bilmez bir enerjim var.

O zeki çocuklardan biri Hasan Cerit...

Dersler bitti. Saat 15.30'da öğrenciler çıkıp gittiler evlerine. Hasan ve üç çocuk kaldılar benle. İngilizce öğretiyorum onlara. Ortaokulda yararını görecekler diye sevinerek, umutla.

Birden kapı açıldı. Kedi yürüyüşü adımlarla, ilköğretmen denetmeni içeri girdi.

Bir anlam veremedi çalışmamıza. Masanın üzerindeki notlara göz gezdirdi.

Bakakaldı. Şaşkın, kızgın, öfkeli...

'' Yav, sen müfredatın dışına çıkıyorsun. Buna yetkin yok. Haddini bil ! '' diye bağırdı.

Bozuldum. Öğrencilerimin önünde azarlanmak pek zoruma gitti.

'' Müfredatınızın da Allah belasını versin, senin de ! '' diye bağırdım  ben de ona.

Denetmen çok durmadı odada. Dışarı çıktı.

Ben de çocukları evlerine gönderdim. Çantamı topladım. Derin bir üzüntü içindeydim.

Dışarı çıktım. Baktım, denetmen otomobilimin yanında duruyor. Bekliyor ki, kapıyı açıp buyur edeyim. Bindiğim gibi gazladım. O orada kalakaldı. Akşamın ayazı başlamıştı. Başköy yoluna insin, orada beklesin ki, bir motorlu araç geçsin de binip Ürgüp'e, oradan da Nevşehir'e evine dönsün.

Hiç aldırmadım.

Ertesi gün, ertesi hafta, hiçbir şey olmamış gibi eğitimi sürdürdüm.

Bir ay sonra resmi yazıyı tebliğ etti Kaymakamlık İlköğretim Müdürlüğü:

 Kozaklı'nın Karasenir Nahiye Merkezi'ne atanmışım. Gerekçe : Müfredat dışına çıkmak ve üstlerine karşı saygısız davranışta bulunmak.

Yazıyı tebellüğ ettim ve aynı anda istifa dilekçemi sundum.Karasenir'e gitmedim.

Babama anlatınca, koca adam çocuk gibi ağladı. Gidip dilekçemi geri almamızı önerdi. '' Oğlum, ilerde pişman olursun,'' Kabul etmedim.

Eğitimciliğim sona ermişti.''

...................................

'' 1975 yılında kızkardeşim Gülten de ööğretmen oldu ve Ordu İli Ünye İlçesinde bir köye atandı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görevlendirme yazısını alırken bir genç kız yanına gelmiş. O da öğretmen olarak aynı köye atanmış. Birlikte gidip, köyde, bir odada yaşamağa başlamışlar. Aradan bir ay geçmiş. O genç kızın babası gelmiş ziyarete. Tanışmışlar.

'' Sen nerelisin kızım ? ''

'' Ürgüplüyüm efendim.''

'' Sanki soyadın bana bir şeyler anlatıyor. Senin ağabeyin öğretmen miydi ? ''

'' Evet. Murat ağabeyim İltaş köyünde kısa bir süre öğretmenlik yapmıştı. ''

''Sonra ? ''

'' İlköğretim denetmeniyle atışmışlar. Bunun üzerine ağabeyimi Kozaklı İlçesinde bir köye sürgüne göndermek istediler. O da istifa etti. ''

Adam başlamış ağlamağa.

'' O istifaya ben sebep oldum. Yapmamalıydım, hata ettim. Çalışkan bir elemanımızı bile bile eğitim verici olmaktan çıkarmışım. Kendimi hiç affetmeyeceğim.''

Geçmiş olsun !

Affetsen ne, affetmesen ne ?

Nice yoz insan, güya eğitimci, salla başını al maaşını, yılda 30 yumurta veren tavuk kadar köylüye , köy çocuklarına yararı dokunmazken, nice iyi niyetli gencin hevesi kırılıyor, meslekten soğutuluyor.

İşte böyle...

'' Sonra ne oldu; biliyor musunuz.  Hasan Cerit, okulu bitirdi. Ben sanıyordum ki, ortaokula kaydını yaptırdı, okuyor. Turizm sezonu, telaş, demek ilgilenememişim. Kasım ayında bir cumartesi günü Onu, Ürgüp pazarında gördüm. Arka taraflarda, köyden koyun getirmişler, babası satmak istiyor. Beni görünce önce kaçmak istedi. Ben bağırdım.

'' Hasan, oğlum nasılsın, kaçma, gel ! ''

Titriyor, kasketini eline almış, yere bakıyor. Elinde değnekle toprağa şekiller çiziyor.

'' Örtmenim ben çoban oldum, utanıyom senden, babam okumamı istemiyor. ''

Babasına söyledim. Tanıyordu zaten beni. Hasan'la ilgileneceğim. Kapadokya Lokantası'nda kebap yedik. O yıllarda okullar, cumartesi saat 13'e dek açık olurdu. Ortaokul müdürü Hakkı Başol'un yanına vardık. Tanıttım. Şöyle zeki, böyle akıllı. İyi, güzel de dersler başlayalı 45 gün olmuş. Kaydını yapamayız. Netsek, neylesek?  Eski tarihli bir sağlık raporuyla bu iş olur, diye akıl öğretti. İlçe Sağlık Ocağı'na gittik. Devlet Hastanesi'ne gittik. Hekim, ben veremem böyle bir raporu. Zan altında kalırım, dedi. Yahu bir çocuğun hayatı söz konusu, yardımcı olun. Mümkün değil. Bindirdim benim arabaya; Nevşehir'e gittik. 45 gün öncesi tarihli bir rapor aldık, aynı gün, gerekli belgeleri sağladık, kaydını yaptırdık. Aradaki boşluğu süratle kapattı Hasan. Ben velisi oldum. Düzenli olarak ödeme yaptım. Haber alıyordum tüm derslerinde başarılıydı, ingilizcesi lise öğrencilerinden bile üstündü. Tüm öğretmenleriyle görüşüyordum. Sonra düzene girdi eğitim yaşamı. Liseyi de pek iyi okudu.Sonra Mimarlık Mühendislik  Fakültesi'nde öğrenim gördü. Şimdi Rusya'da, büyük bir şirketin aranan teknik elemanı, dünyaca tanınmış bir yüksek mühendis-mimarı...Unutmamıştır , ihmal etmez beni. Hala konuşur, görüşürüz.''

Murat Güzelgöz burada durdu. Birkaç dakika sustu, gözleri yaşarmıştı.

  '' İyi, güzel de, bir Hasan Cerit'i kurtarrmışsın, yeterli  mi ? Şimdi bir okulun önünden geçsem, o uğultu, çocuk sesleri alır götürür beni İltaş İlkokulu günlerime. İçim burkulur, anlatamayacağım duygularla altüst olurum, öğretmenliği özlerim. Keşke, eğitimciliğm sürseydi diye düşünmmeden edemem.''

..........................................

6 Kasım 2023. Ürgüp