Yerel

Kaymakam Arıtürk, Derinkuyu yer altı şehri’ni inceledi

Derinkuyu Kaymakamı Esra Arıtürk, Derinkuyu ilçesinde bulunan kayalara oyulmuş, 85 metre derinliğe gömülü yer altı şehrinde incelemelerde bulundu.

Derinkuyu Kaymakamı Esra Arıtürk, Derinkuyu ilçesinde bulunan kayalara oyulmuş, 85 metre derinliğe gömülü ve 18 kat tünel ile bunların açıldığı odalardan oluşan dünyanın en büyük yeraltı şehri olma özelliğini elinde bulunduran tarihi yer altı şehrinde incelemelerde bulundu.

Dünyanın en büyük yeraltı şehri 'Derinkuyu'

Nevşehir- Niğde karayolu üzerinde ve Nevşehir’e 30 km. uzaklıkta bulunan Derinkuyu ilçesindedir. Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır.

Kapadokya bölgesinin jeolojik oluşumu sayesinde inşa edilmiş sekiz katlı Derinkuyu Yeraltı Şehri, büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlardan oluşuyor. Bölgede bulunan bir diğer örnek olan Kaymaklı Yeraltı Şehri'nden farklı olarak Derinkuyu'da bir misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ilgi çekici bir kuyu da bulunuyor.

Derinkuyu'nun ilk yerlileri Asur kolonilerine kadar uzanıyor. II. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun zulmünden kaçan ilk Hıristiyanlar Antakya ve Kayseri üzerinden Kapadokya'ya gelerek buraya yerleşmişler. Bölgedeki yeraltı şehirlerini kuran ilk Hıristiyanlar, girişleri kolayca fark edilemeyecek şekilde yapılmış bu şehirlerde saklanarak Romalı askerlerin zulmünden kurtulabilmişler. Yeraltı şehirlerinde uzun süre dışarı çıkmadan yaşamak zorunda kalabilecekleri için erzak depoları, havalandırma bacaları, şarap imalathaneleri, kiliseler, manastırlar, su kuyuları, tuvaletler ve toplantı odaları yaparak alanlarını genişletmişler. Birbirine bağlı odalardan oluşan bu şehirlerde bazı odalar ancak bir insanın geçebileceği kadar dar tünellerle birbirine bağlanıyor. Tünellerin giriş çıkışlarında güvenlik nedeniyle tüneli kapatmak için kullanılan büyük taş silindirler var.

Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde bulunan Derinkuyu Yeraltı Şehri, en yaygın kullanımını Bizans Dönemi’nde yaşadı. Kiler, uyuma ve dinlenme birimleri, mezar odası, yemekhane ve kilise gibi alanları bulunuyor. 8 katlı olan yeraltı şehrinin:

Giriş Katı: Dışarıdan görülemeyecek şekilde dikkatlice gizlenmiş kısım.
1. Kat: Ahır, misyoner okulu, vaftizhane.
2. Kat: Oturma odası, mutfak, erzak depoları, ahır.
3. Kat: Tüm katlara inen havalandırma bacası ve 9 km uzaktaki Kaymaklı Yeraltı şehrine bağlanan bir tünel.
4. Kat: Oturma ve yatma odaları, erzak depoları.
5. Kat: Havalandırma bacası, üçüncü kattaki tünelin sonlandığı sahanlık ve 5. katı 7. kata bağlayan tünelin başlangıcı
6. Kat: 5. katı 7. kata bağlayan bir tünel bulunuyor.
7. Kat: Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin en geniş mekanı. Toplantı salonu, mezar odası, kilise, salon ve su kuyusu bulunuyor.

Yerin altına doğru metrelerce derinliğe sahip bir şehir burası. Kafanızda rahatça canlandırabilmeniz için tam 20 katlı bir apartmanın yerin altına doğru yapıldığını düşünün! M.Ö. 3000’li yıllarda böyle bir teknolojiye hayran kalmamak mümkün değil.

Kapadokya'daki Derinkuyu Yeraltı Şehrini Kimler Neden İnşa Etti? 

Derinkuyu yeraltı şehrinin yapılış amacı nedir? Derinkuyu yer altı şehri nereye kadar uzanıyor ? 

Derinkuyu yeraltı şehrinin yapılış tarihi tam olarak neden bilinmiyor ? 1963 yılında Derin kuyu ilçesinde bir ev yenileme tadilatı sırasında binlerce yıllık bir mağara duvarı açıldığında 280 metreden daha derin bir yer altı kentine uzanan bir geçiş yolu ortaya çıktı ve bu olağan üstü bir keşife yol açtı. Bu inanılmaz bir keşifti çünkü burada havalandırma bacaları ve en derin seviyelere bile hava sağlayan 15.000 küçük hava bacası var. burada bulunan kaya odalar , dini merkezler,depolar, şarap odaları olarak kullanılıyordu. ve hatta çiftlik hayvanları için ahırlar bir okul ve tarihte bilinen ilk akıl hastahanesininde bu yer altı şehrinin içinde bulunuyordu. Çapları 2,5 metreyi, kalınlıkları ise 50 santimetreyi bulan ve çoğu yerinden kesilen yuvarlak sürgü taşlarıyla dışardan açılması olanaksız kapılar yapılmıştır bölgedeki hemen hemen bütün evlerle gizli geçitlerle bağlanan, dışardan açılması olanaksız taş sürgülerle kilitlenebilen, olmadık tuzaklarla dolu koridorlar, bir labirenti andıran galerileri, oturma odaları, ahırları, erzak odaları, şırahaneler, öğütme taşları ile bugünün modern akıllı binalarını kıskandıracak kadar gelişkin havalandırma ve haberleşme sistemleriyle bu kentin hiç de geçici ikamet alanı olarak tasarlanmadığını kanıtlar gibidir.