KİTAPLIKLARIM
Sevdiğim bir sözdür : Hiçbir gemi, insanı bir kitap kadar uzak kıtaların limanlarına götüremez.
Babamdan kalan kitaplara bakıyorum. Köy eğitmenleri için rehber niteliğinde yayınlar. Didaktik, pedagoji, terbiye içtimayiatı, ruhiyat vb.
İlkokul ikinci sınıfta, öğretmenim Remzi Rehber bana 8 kitaptan oluşan bir takım armağan etti. Cahit Uçuk’un Türk İkizleri…Dünya İkizleri vd.
İlk, orta, lise, üniversite ders kitaplarını biriktirdim, dolaplarda sakladım. Bir yandan çoğaldılar, bir yandan eridiler.
MTA Enstitüsü Genel Direktörlüğü’nde çalışırken pek sık roman aldım. Okuduklarımı biriktirir, sonra PTT yoluyla Göre’ye yollardım.
1974 Ekim ayında evimizi Ürgüp’e taşıdık. Lisede ders verirken yararlanacağım kitapları aldım. Geri kalanlar eski evimizin bir odasında kaldı. Korumasız. Aradan zaman geçti, gidip baktım. En değerli kitaplarım yerinde yoktu. Liselerde okuyan akraba çocukları almışlar, geri getirip yerine koymamışlar. Böyle böyle kitaplığımda boşluklar oluşmuştu. İçimde bir yer kanadı.
Ürgüp Lisesi’nde görevliyken de yeni bir kitaplık ortaya çıktı. Şiir, roman, öykü, tiyatro, sinema, eleştiri, inceleme…Coğrafya öğretirken yararlandığım atlaslı dünya ansiklopedileri…İnternet yoktu daha; kitabın önemi büyüktü.
İngilizce, Fransızca dergilerden çeviriler yaparken çok sayıda sözlük aldım.
Fırat Üniversitesine geçtikten 16 ay sonra evimizi de oraya taşıdık. Ortam kitaplığın tümüyle götürülmesine uygun değildi. Yolda aramalar yapılıyordu. Başımız derde girebilirdi. Ol nedenle, yalnızca yararlanabileceğim , doktora tezim için kullanabileceğim kitapları, sözlükleri, bir ansiklopedi takımı götürdüm yeni yaşamağa başlayacağımız kente.
Elazığ’da çok sayıda kitap vardı 1970 sonlarında. Haber alır almaz gider, alabildiğimiz kadar kitabı yüklenir Fakülte’ye taşırdık.
İstanbul ve Ankara’daki yayınevlerinden de kitap getirtirdik. Örneğin Varlık, Remzi, İnkılap, Bilgi vb bize çok kitap göndermiştir.
Bir dökümünü yapmak zor olsa da, kitaplığımı kategorize edebilirim.
1. İng, Fr,Alm ,Rusca, Arapça, Farsça,İtalyanca sözlükler.
2. Türkçe (5 takım), İngilizce (4 takım ), Fransızca ansiklopediler.
3. Çağdaş yazarlarımızın şiir, roman, öykü, tiyatro eserleri,
4. Eleştiri, araştırma, deneme kitapları,
5. Çağdaş dünya edebiyatından roman, öykü, şiirler (çeviri eserler ).
6. CD’li İngilizce öykü kitapları, romanlar.
7. Nobel almış yazarların eserleri.
8. Azerbaycan ziyalılarının göndermiş olduğu Kiril elifbalı ve Latin grafikalı edebiyat eserleri, özellikle şiir, tiyatro, roman, öykü, araştırma eserleri, coğrafya, toponimi, fizki coğrafya, jeoloji, jeomorfoloji, klimatoloji ekoloji, ekosistem, etraf mühitin mühafizesi meseleleri konulu kitaplar…1987’den başlayarak günümüze dek sayısız eser Baku’dan, Gence’den, Nahcivan’dan elimize ulaştı.
9. Türk ve Alman, Britanya atlasları…
10. Yerli ve yabancı belgesel film setleri…
Azerbaycan kitapları üzerinde biraz daha durmakta yarar var. Bu konuda iddialıyım. Kitaplığımdan yararlanarak, Azerbaycan üniversitelerine gitmeden Kafkas dilleri, kültürleri, edebiyatları konularında yüksek lisans ve doktora tezleri yapılabilir.
11. Boyut Yayın Grubu’nun prestige kitapları. Kutuları açılmadan öylece duruyor. Torunlarıma armağan etmek istedim yaş günlerinde; ilgi göstermediler, kaldı.
12. VHS video kasetler. CD-DVD onları tümüyle işlevsiz bıraktı. Fakat o video kasetlerde öyle belgeseller var ki 1980-2000 arası tv yayınlarından kaydettiğimiz, artık hiçbir yerde bulma olanağı yoktur.
13. Dergilerin özel sayıları…TDK yayınları…Son derece varsıl konularda, uzmanların hazırladığı kitaplar…Artık çoğu sahaflarda da bulunamıyor.
Sosyal medyada zaman zaman kitaplarımı tanıttığım olmuştur. Sahaf değil de bibliofil bir aydın olan İhsan Bey bize kendisini şöyle tanıtmıştı : Aslında avukatım. Fakat İstanbul’un Çatalca’sında, Beykoz’unda ileri gelen bir Osmanlı devlet adamı olan dedemden öyle araziler kaldı ki, çalışmak zorunda değilim. Paranın hiç önemi yok. Anladığım kadarıyla zengin bir kitaplığınız var. Sizi ziyaret etmek isterdim. Sağlığımda iniş çıkışlar var. Külliyen temini yoluna gidebiliriz. Siz belirleyin fiyatı. Ben itiraz etmeyeceğim.’’
O günlerde Prof Dr Semavi Eyice ile ilgili, kitaplığının devri gündemdeydi. Biz de fakültedeki kitaplığımızı, üniversite lojmanındaki kitaplığımızı, satın aldığımız yeni eve taşıyarak hol, koridor ve 3 odadaki kitaplıklara yerleştirdik.
Semavi Bey’in kitapları sanırım 4 milyon ABD Dolarına devredildi. Fakat kitapları olmaksızın bir rahatsızlık geçirdiğini, sayrı düştüğünü öğrenince birikimimizi devredemedik, öylece kaldı.
Ürgüp’teki evimde, Acıbadem’deki küçük dairemizde de kitaplıklarımız mevcut. Mimar olan oğullarım , öğretmen gelinimiz ziyaretlerinde beğendikleri kitapları alıp götürürler. Buna karşın, kitaplıklarda bir eksilme ortaya çıkmaz.
Eskisi kadar olmasa da yine kitap alıyoruz. Yazarlar gönderiyor. Yayınevlerine, sahaflara sipariş veriyoruz.
Göl yerinde su eksik olmazmış.
Kitap sevdası…Bir sayrılık mı ? Evet. Fakat biz bibliofiller, kitapseverler bu sayrılıktan iyileşmek istemeyiz. Bunun ilacını hiçbir eczane, dermanhane ,otacı satamıyor. Biz de almak istemiyoruz.
Gittiği yere kadar gider…
Acıbadem - İstanbul