Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin 2025 yılı kehanetleri tüyler ürpertti!

Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin 2025 yılı kehanetleri tüyler ürpertti!

Mutasavvıf, İslam düşünürü ve şairi, İslam dünyasında hakkında en çok tartışılan bilgini ve İmam-ı Rabbanî ve İmam-ı Gazalî ile beraber İslam tarihindeki üç büyük düşünürden birisi, ‘’Vahdet-i vücut’’ (varlık birliği) diye anılan tasavvuf kuramını oluşturan ve bu kuramla anılan bir bilge kişi olan İbnü’l Arabî’yi anlatacağım…

İsmi, Ebû Bekir Muhammed bin Ali olup, künyesi Ebû Abdullah'tır. İbnü’l Arabî ve Şeyh-ül Ekber (Büyük Şeyh) diye meşhur olmuştur. Genellikle Muhyiddin İbnü’l Arabî diye bilinir… Onu anlayamayanların dilinde ise ismi Şeyh-ül Ekfer'dir (Kâfir Şeyh).

Muhyiddin İbnü’l Arabi, mistik düşünceleri ve derin felsefi bakış açısıyla tanınan bir İslam âlimi ve sufidir. Ancak, onun ismi genellikle kerametleriyle de anılmaktadır. İbn Arabi’nin yaşadığı dönemde ve sonrasında, kerametleri ve öngörüleri büyük ilgi uyandırmış ve tartışma konusu olmuştur. Bu öngörüler, sosyal, politik ve doğal olaylara dair öngörüler içermesiyle, insanların merakını ve dikkatini çekmiştir.

İbnü’l Arabi’nin kerametleri, zaman içerisinde farklı yorumlara ve analizlere konu olmuş, özellikle geleceğe dair tahminleriyle insanların ilgisini çekmiştir. Bu kerametler, onun şaşırtıcı bir şekilde geleceğe dair öngörülerde bulunmuş olmasından dolayı geniş çapta tanınmasına sebep olmuştur.

Bu öngörüler, Türkiye ve dünya için 2025’in olası senaryolarını keşfetmeye çalışanlar arasında merak ve tartışma konusu olmuştur. İbn Arabi’nin “Saatlerin Hazinesi” kitabında yer alan bu kerametler, insanlığı bekleyen zorluklar ve umut vaat eden gelişmelerle dolu bir yılı işaret etmektedir.

Muhyiddin İbn’ül Arabi kimdir?

Muhyiddin İbnu Arabî, 1165'de Endülüsde (İspanya'da) doğdu. 8 yaşında İspanya'daki en mühim ilim merkezi olan İşbiliye'ye (Sevilla) gelerek iyi bir tahsil gördü. 29 yaşında Tunus'a geldi. Bir süre de Fas'ta yaşadı. Tunus'tan, Mısır, Filistin ve Hicaz'a gitti, hac vazifesini eda etti. Ünlü eseri "Fütühât-ı Mekkiyye"yi Kâbe-i Muazzama'nın karşısında kaldığı iki yılda kaleme aldı. 1204'te manevi bir işaretle Konya'ya geldi ve Selçuklu Sultan I. Keyhüsrev tarafından büyük saygıyla karşılandı. 1230'da Anadolu'dan ayrılıp Şam'a yerleşti. 1240'da Şam'da 75 yaşlarında vefat etti. Türbesini bugünkü haliyle 1516'da Yavuz Sultan Selim inşa ettirmiştir.

Muhyiddin-İ Arâbi’nin 2025 kehanetleri

Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin 2025 yılına dair kerametleri, gelecek yılın belirsizliğini merak uyandıran bir konu haline getiriyor. İbn Arabi’nin ve benzer kehanet uzmanlarının öngörüleri, kuraklık, yoksulluk gibi olumsuz senaryolara işaret ederken, artan ölüm vakaları da dikkat çekiyor. Özellikle Türkiye ve dünya için yapılan bu kehanetler, önümüzdeki yılın potansiyel zorluklarını ve değişimlerini tahmin etmeye çalışanların dikkatini çekiyor.

Muhyiddin İbn Arabi’nin “Saatlerin Hazinesi” kitabında öncelikle 2025 yılının tahminlerini sunuyor.

Şayet yeni sene Çarşamba  günü ile girerse bu sene içinde hastalıklar, sıkıntılar çoğalır, bir çok felaket ve musibetler görülür. Süt, yoğurt gibi hayvani verim çoğalır ve iyileşir, ekinlerden arpa, mercimek gibi mahsuller verimli olur. Bu sene içinde hastalıklar artar. Birçok yerlerde sular fışkırır, savaşlar çoğalır, gebe kalanlar arasında ölüm olayları artar. Altın para çoğalır, fakat kazanması zorlaşır, çünkü her tarafta kötülükler, fuhuş yaygınlaştığından para kazanma işi azalır. Bağlar düzelir, hayvan sürülerinde sayı artar, ilk bahar ve son baharda alım ve satım işleri iyi gider, İnsanlarda kulunç ve romatizma hastalıkları arttığından, bu hastalık kalbi etkileyerek bir çok büyük kişiler ölür. Son baharda adet hilâfına Şam ülkesine cemre düşer, Yemen ülkesi harabeye döner. Bu senenin kışı soğuk, yazı da yağmurlu geçer. Bu sebeple buğday, arpa, mercimek, mısır, tütün, susam mahsulleri bereketli ve iyi olur. Ve yine bu sene içinde kadınlar erkeklere karşı ayaklanırlar, sözlerini dinlemezler. Bu sene sonuna doğru insanların başından birçok rüzgârlar eser, rüzgârlar geceli gündüzlü sert ve şiddetli eser.

Allah daha iyisini bilir.

Muhyiddin-i Arabi’nin Osmanlı kerameti

Muhyiddin-i Arabi’nin Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dair verdiği müjde, dikkate değer bir konudur. Ahmed Cevdet Paşa’nın anlattığına göre Muhyiddin-i Arabî, Osmanlı Devleti henüz kurulmadan yetmiş yıl önce bu devletin geleceği hakkında bir müjde vermişti. Osmanlı’dan sonra 100 yıl duraklama olacak. Sonra kurulacak devlet ise 10 devlet gücünde olacaktır.

Bu müjdeyi Muhyiddin-i Arabî, ilm-i cifir adı verilen simgesel bir bilgiyle Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerden çıkarmıştı. Üstelik Osmanlı Beyliği henüz var olmadığı bir dönemde bile Muhyiddin-i Arabî, eserinin ismini “eş-Şeceratü’n-Nu’mâniyye fi’d-Devleti’l-Osmâniyye” (Osmanlı Devleti’nde Soy Ağacı) olarak belirlemişti. Ayrıca bu eserde, Osmanoğulları’ndan ilk halifenin Yavuz Sultan Selim Han olacağı gibi bazı olaylara dair öngörüler de bulunmaktadır.

Muhyiddin-i Arabi’nin eserinde, sadece Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bahsetmekle kalmayıp, gelecekte Osmanlılar devrinde gerçekleşecek birçok olayı öngördüğü rivayet edilir.

Örneğin, Şam ile Mısır’ın fethedilmesi ve Yavuz Sultan Selim’in Şam’a girmesiyle kendi kabrinin gün yüzüne çıkacağı, Hafız Paşa’nın dokuz aylık kuşatmasına rağmen Bağdat’ı alamayıp, fethin 40 gün içinde IV. Murad’a nasip olacağı gibi olaylar önceden işaretlenmiştir. Ayrıca, Sultan Abdülaziz’in öldürüleceği gibi birçok olay, simgelerle ifade edilmiş bir şekilde belirtilmiştir. Türkler hakkında ise, “Türkler için zafer ve mutluluk vardır” ifadesi yer almaktadır. Bu, Muhyiddin-i Arabî’nin eserinde gelecekte gerçekleşecek bazı olayları öngördüğüne dair anlatılanlardan sadece birkaçıdır.

 

Sonuç:

İnsanın hayatı mânâlandırabilmesi, varoluşun sırlarını çözebilmesi için ona rehber olarak gönderilen Kur'ân-ı Kerim'dir. Bu kitapların tanıtıcısı ve öğretmenleri ise, peygamberler, onların yolundan giden veli ve âlimlerdir.

Allah’ın izni olmadan kimse geleceği bilemez.

De ki "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de farkında değillerdir." (27-Neml 65)

Tuncay Dalcı

Kaynakça:

Saatlerin hazinesi Arapça aslından tercime eden Selahaddin  ALPAY

Eş-Şeceretü'n-Numaniyye Fi'd Devleti'l Osmaniyye Muhyiddin İbn Arabî (k.s.)

Şerh: Sadreddin Konevî Tercüme ve açıklama: Harun Çetin