Yerel

Nevşehir Barosundan kadına şiddet ve ayrımcılığa karşı çağrı

Nevşehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Esen Ün, “Kadınları toplumsal hayatın dışına iten, özgür birey olduğunu kabul etmeyen politik ve kültürel anlayış değiştirilmelidir.” dedi.

Nevşehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Esen Ün, “Kadınları toplumsal hayatın dışına iten, özgür birey olduğunu kabul etmeyen politik ve kültürel anlayış değiştirilmelidir.” dedi.

Komisyon Başkanı Avukat Esen Ün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklamasında bulundu.

ÜÇ KIZ KARDEŞ KADIN HAREKETLERİ İÇİN BİR SEMBOL HALİNE GELDİ

 Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin sebebini anlatan Avukat Esen Ün, şu ifadelere yer verdi: “Dominik Cumhuriyetinde 1930’da ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürürken, Dominik Cumhuriyeti'nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele vermiştir. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurmuş ve diğer kız kardeşler de bu harekete katılmıştır. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kalmışlar ve hapis cezalarına çarptırılmışlardır. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo, Kilise ve Mirabal Kardeşleri ülke için tehlike olarak göstermiş, üç kız kardeş tecavüz edilerek öldürülmüş. Ancak "Araba kazasında" öldükleri duyurulmuştur. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağlamıştır.

BM Genel Kurulu 1999 yılında, kadınların aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde ve özel hayatında maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etmiştir. Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline gelmiştir.”

Ün, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarının insan hakları ihlali olduğunu söyledi.

“CİNSİYET AYRIMCILIĞINA NEDEN OLACAK POLİTİKALARIN SONLANDIRILMASI GEREKMEKTEDİR”

Türkiye’de kadın cinayetlerinin önlenememesini, tam tersi artarak devam etmesini endişeyle izlediklerini vurgulayan Avukat Ün, “Kadına yönelik şiddet, cinayet ve istismar artışlarının nedeni sadece yasaların ve cezaların yetersizliği değildir. Kadını eşit özgür bir birey olarak görmeyen zihniyetin beslendiği, güç aldığı bir sosyal ve siyasal ortamın sorgulanması yapılmadan, ortadan kaldırılmadan kadının insan haklarının ihlallerinin önlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle ülkemizde, aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğine neden olacak politikaların sonlandırılması gerekmektedir.” dedi.

“KADIN HAKLARINA AYKIRI HİÇBİR SÖYLEM VE EYLEME İZİN VERİLMEMELİDİR”

Ün açıklamasının devamında şunları söyledi: “Kadınları toplumsal hayatın dışına iten ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilerek, kadını sadece ailenin bir parçası olarak gören, özgür birey olduğunu kabul etmeyen politik ve kültürel anlayış değiştirilmelidir. Kadının eşit ve özgür birey olmasını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi hiçbir tarihsel, kültürel ve dinsel gerekçelerle engellenmemelidir. Kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik alanda eşit olarak yer almasını sağlayacak toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları samimiyetle uygulanmalıdır. Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde kadının eşit ve özgür bir birey olduğu, devletin tüm kurum ve kuruluşlarınca içselleştirilmeli ve kadın haklarına aykırı hiçbir söylem ve eyleme izin verilmemelidir.”