Nevşehir’deki 50'nin üzerinde sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Milli İrade Platformu üyeleri, ülkemizde yaşanan son gelişmeler üzerine Cuma Namazı çıkışı Külliye Camii önünde bir araya geldi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyelerde örgütlü yolsuzluk ve terör suçları iddialarıyla başlatılan soruşturma devam ederken, Nevşehir Milli İrade Platformu bir basın açıklaması yayımladı.

Milli İrade Platformu, bazı siyasi çevrelerin ülkede kaos ortamı yaratmaya çalıştığını öne sürerek, milli şirketlere yönelik boykot çağrılarını eleştirdi. Gazze’deki soykırıma tepki gösterenlerin siyonist İsrail destekçisi şirketleri boykot ettiğini hatırlatan platform, “Buna destek olmak yerine eleştirenlerin, şimdi yerli ve milli markalarımıza saldırmaları manidardır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın annesine karşı yapılan saygısızlık ve Türkiye’nin milli şirketlerine yönelik boykot kararına tepki gösteren Nevşehir Milli İrade Platformu ; "Dün olduğu gibi bugün de milletimizin, devletimizin ve Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Hukuk ve adalet içinde kalarak bütün oyunları bozacağız. Asla geri adım atmayacağız. ASLA! "Hukuk ve Adalet İçinde Kararlılıkla Mücadele Edeceğiz! " ifadelerinde bulundu.

Hukuk ve Adalet İçinde Kararlılıkla Mücadele Edeceğiz!

Nevşehir Milli İrade Platformu Sözcüsü Mustafa Özdemir tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyelerde örgütlü biçimde yolsuzluk ve terör suçları işlendiğine dair iddialar üzerine kapsamlı bir soruşturma yürütülmektedir.

Ne yazık ki bu ağır suçlamalar karşısında idarecilerin ve onları destekleyen siyasi çevrelerin, hukuki zeminde cevap vermek yerine, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti suçlayarak ülkemizi bir kaos ve şiddet girdabına sürüklemek amacıyla zehirli bir kampanya başlattıklarına şahit oluyoruz.

Bu çevrelerin; yerli ve milli markalarımızı boykot ederek ekonomik saldırılar düzenlemekten, güvenlik güçlerimize saldırmaya kadar varan eylemlerle kendi siyasi çıkarları uğruna ülkemizi ateşe atmaktan çekinmediklerini açıkça görüyoruz. Bir buçuk yıldır Gazze'de gözlerimizin önünde gerçekleşen soykırıma tepki göstermek amacıyla siyonist örgüt İsrail destekçisi şirketleri boykot edenlere destek olmak bir tarafa eleştirenlerin şimdi de milli şirketlerimizi boykot etmeleri manidardır.

Karşımızda savunma hakkına ve yargı bağımsızlığına saygı duymak yerine, vandalizmi tercih eden, kutsal mabetlerimize zarar vermekten bile geri durmayan, Sayın Cumhurbaşkanımızın merhume annesine dil uzatacak kadar alçalan azgın bir güruh vardır.

Bu kifayetsiz muhterislerin oyunlarını da amaçlarını da çok iyi tanıyoruz. 28 Şubat'ta, Gezi kalkışmasında ve 15 Temmuz'da olduğu gibi bugün de demokrasiye, hukuka ve millet iradesine kasteden bu zihniyete karşı mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz.

Türkiye'yi "Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!" şiarıyla savunmaya devam edeceğiz. Bizler hukuktan, demokrasiden, adaletten ve hakikatten yana dik duruşumuzdan asla ödün vermedik, vermeyeceğiz.

Bu topraklarda milletimizin birliğini ve dirliğini hedef alan her türlü saldırıya, tuzağa ve oyuna karşı mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Dün olduğu gibi bugün de milletimizin, devletimizin ve Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Hukuk ve adalet içinde kalarak bütün oyunları bozacağız. Asla geri adım atmayacağız. ASLA!" ifadelerinde bulundu.