Nevşehir Valisi Ali Fidan, Derinkuyu ilçemize bağlı Özlüce köyünde 1849 yılında yapılan, 1935 yılında cami olarak kullanılmaya başlanan, tadilat ve restorasyon çalışmaları İl Özel İdaresi tarafından yürütülen; Özlüce Camii'nde incelemelerde bulundu.
Vali Fidan, daha sonra Özlüce Köyü Muhtarlığını ve Özlüce Yeraltı Şehrini de ziyaret etti.
Vali Fidan'ın Özlüce köyü ziyaretine Nevşehir İl Özel İdare Genel Sekreteri Hüseyin Çam, Garnizon komutanı Numan Öksüz, KAPHİB Müdürü Levenk Ak eşlik ettiler.
Kiliseden dönüşen Özlüce cami restore ediliyor
Nevşehir'in Derinkuyu ilçesine bağlı Özlüce köyünde 16 Mart 1849 yılında Osmanlı Sultanı I. Abdülmecid döneminde, o dönem özlüce köyünde yaşayan Rumlar tarafından toplanan parayla yaptırılan” İki katlı ve ahşap localı olarak inşa edilen Silata - Ayii Apostoli (Azizlerin Oniki Havari) Kilisesi, Rumların 1924 mübadelesi sonrası köyü terk etmelerini takiben 1935 yılında Muhacir Rıfat Bey tarafından 500 TL karşılığı hazineden satın alınan yapı, cami olarak kullanılmak üzere minare ve mihrap ilave edilerek camiye dönüştürülmüştür. O dönemden günümüze kiliseden sadece çan kulesinin tahrip gördüğü için yıkıldığı bilinmektedir. Diğer tüm süslemeler, haçlar ve freskler ise günümüze kadar korunmuştur.
Döner sütunlar oldukça ilgi çekici...
Bu kilisenin en büyük özelliklerinden bir tanesi, ön kapının her 2 yanında bulunan hareketli sütunlarıdır. Bu sütunlar inşa edildiği tarihten günümüze kadar inşa edilme mantığını korumuş durumda. Çevirdiğiniz zaman dönebilen bu sütunların yapılış amacı, binada herhangi bir hasar ya da çökme tehlikesi var ise sıkışması ve dönmemesi sayesinde içeriye girmek isteyenleri bu tehlikeden haberdar etmesidir. Günümüzde halen el ile rahatlıkla döndürülebilen bir yapıya sahiptir. Ayrıca, Tevrat’tan alınma sahnelerin resmedildiği yapının içerisinde girdiğimizde hemen kapının sol tarafında ‘Fırında üç Yahudi gencin yakılması’ sahnesi, sağ tarafında ise, Kapadokya kiliselerinde çok nadir olarak görülen ‘İbrahim Peygamberin oğlunu kurban etmesi’ sahnesi yer alıyor.
Kiliseden Camiye çevrildiği için köylünün “Kilise -Camii” dediği ibadethane; mimari yapısı, yapı ve pencere demirlerinin üzerlerindeki haçlarla, girişteki duvar üzerinde bulunan aziz ve Hz. İsa’nın doğumunu tasvir eden resimlerle ve minaresiyle adeta bir kilise Camii’dir ve belki bir eşi de yoktur. 1930 yılında köye göçmen gelen Rıfat Bey tarafından 500 TL.sına hazineden alınıp Camii olarak kullanılmaya başlanan kilise ilk olarak 16 Mart 1849 yılında ibadete açılmıştır. Giriş kapısının üzerindeki Rumca kitabede:
“Bu çok mukaddes ve pek güzel kilise, 12 Havariler kilisesidir. Hıristiyanlığa bağlı Ortodoks Hristiyanlan arkasına alan Konya ve yöresi despotu Neofıtos’un ve halkın büyük bağış ve gayretleri ile Sultan Mecid’in saltanatı devrinde inşa edildi. İsa Mesih’e asırlarca şan versin diye… Mübarek sene 1849, mart 16” yazılıdır.”