Nevşehir merkezi ile merkez ilçeye bağlı Kaymaklı kasabası, Derinkuyu ilçesine bağlı Suvermez, Ürgüp ilçesine bağlı Aksalur ve Mustafapaşa (Sinasos) da geçmiş dönem yaşamış rumların hala günümüze kadar kalabilen yapıları bugün yaşananlara dair derin izler taşır.

1924 Mübadelesinin Nevşehir Bölgesine Etkisi

Kapadokya Bölgesinin en önemli yerleşkelerinden birisi olan Nevşehir Bölgesinde 1924 Mübadelesine değin önemli ölçüde “Türkçe konuşan Rumlar” ya da “Ortodoks Türkler” olarak tanımlanan “Karamanlılar” yaşamışlardır. Yunanistan’a göçen bazı Türkçe konuşan Ortodokslar “Karamanlılar” sözcüğünü kabul etmemekte ve benimsememektedirler (Benlisoy). Lozan anlaşması gereği 1924 Mübadelesinde çoğunluğu ağlayarak evlerini terk etmek ve Yunanistan’a gitmek durumunda kalmışlardır. Yunanistan’da bulunan Müslümanlarda bu boşaltılan hanelere gelerek yerleşmişlerdir.

Dr .Meryem Orakçı tespitlerine göre; Konya vilayetine bağlı Niğde sancağına katılmış kaza merkezi olan Nevşehir; 17. yüzyılda kervanların uğrak yeri olan “Muşkara” köyü olarak karşımıza çıkmaktadır. Nevşehir’de, ilk zamanlarda altı bin Türkçe konuşan Ortodoks yer almıştır. Bu sayı gittikçe artmış ve Osmanlı Devleti’nin 1893 nüfus sayımına göre 8898’e ulaşmıştır. Muşkara sakinleri ziraat ve ticaretle geçinmiş ve özellikle ipekböceği kozaları satmışlardır. Terzilik, yemenicilik, boyacılık, çerçilik, kayıkçılık, kuyumculuk ve berberlikle de uğraşmışlardır. Zamanla Muşkara’dan İstanbul’a yoğun göç olduğu görülmektedir. Buna karşılık, aynı tarihte İstanbul’daki Nevşehirlilerin sayısı 723 haneye ulaşmıştır. Mübadele öncesi, Nevşehir Ortodokslarının okulları, Kapadokya’nın diğer bölgelerine göre daha büyük bir gelişme göstermiştir. Okulları; erkek ve kız çocukları için anaokulu (5-8 yaş arası 250-300 öğrenci), dört sınıflı ilköğretim (7-12 yaş arası 300 öğrenci), üç sınıflı yatılı okul (12-16 yaş arası 80 öğrenci) ve dört sınıflı bir kız okulu (200 kız öğrenci) olmak üzere beş kısımdan oluşmuştur. Okulların yıllık masrafları; İstanbul ve Nevşehir’deki kira gelirlerinden, kiliselerden toplanan bağışlardan, İstanbul’da okullar yararına tertip edilen tiyatro hasılatından ve Nevşehirlilerin bağışlarından karşılanmıştır. Bu okullara rağmen, Nevşehir Ortodokslarının tamamının dilleri Türkçe olmuştur.

Sadece Nevşehir Merkez değil bölgeye bağlı değişik köy ve kasabalarda mübadeleden nasibini almıştır.

Anaku/Eneği (Kaymaklı) 19. yüzyılın sonunda bin dolayında Ortodoks’un yaşadığı bir köy iken, köyün nüfusu 1924 yılında mübadele sonunda 435’e gerilemiştir. Gezginlerden Sarantidis ve Faraspoulos’un mahallinde yaptığı tespitlere göre 1700’lü yıllarda Kaymaklı’da Hirıstiyan ve Müslüman nüfus bir arada yaşamaktadır. Rumlar Anaku,Türkler Eneği ismini benimsemişlerdir. 1928 yılında kasabanın adı değiştirilerek Kaymaklı olmuştur. İlk Belediye örgütü 07 Şubat 1919 tarihinde kurulmuştur. Mübadele sonucu Rumların ayrılmasından sonra yeniden köy haline gelmiştir.

Aravison (Αrapsun):Eski adı “Aravissou” olan kasaba, yine Karavezir Seyyid Mehmet Paşa tarafından iyileştirilmiş buraya “Gülşehir” adı verilmiştir. Rumların Aravison ,Müslümanların Arapsun dediği Kasabada, 19. yüzyılın sonunda, altı bin kadar Ortodoks nüfus yer almıştır. Bir Yunan usulü okul, bir ilköğretim ve kız okulu olmak üzere üç okul faaliyet göstermiştir. Halkı; tarım, çerçilik ve balıkçılıkla geçinmiştir. Aravison Ortodoksları, 1914 nüfus verilerine göre, büyük oranda sayılarını korurken, 1924 yılına gelindiğinde, büyük bir göç dalgası yaşanmış ve nüfus 1270’e düşmüştür.

Malakopi(Melegobia): Köyün Ortodoks nüfusu, 19. yüzyılın sonunda 1600 iken, 1924 yılına gelindiğinde 765’e düşmüştür. Köy daha sonra ilçe yapılarak Derinkuyu adını almıştır. Köyün erkekleri, çalışmak için başta İstanbul olmak üzere (1924 yılında 850 kişi) İzmir, Atina ve New York’a göç etmişlerdir. İstanbul’dakiler bakkallık, tütsülenmiş balık satışı ve bankerlikle uğraşmıştır. Bunların bağışlarıyla, Malakopi’nin okulları oldukça gelişmiş ve 19. yüzyılın sonunda, sekiz sınıftan oluşan bir meslek okulu ve bir de kız okulu açılmıştır.

Filidon Phloïta ya da Phlogita.Floita(Suvermez) : Köyde, 1924 yılında 546 aile-2280 Ortodoks yer almıştır. Daha evvel tarımla uğraşan köylüler, 19. yüzyılın sonlarına doğru, diğer İstanbul’a yönelen göçe rağmen yıllar içerisinde köyün Ortodoks nüfusunun azalmadığı hatta arttığı görülmektedir. Karamanlıca Salname olan “Astir”, 1914 yılında 530 hane bilgisini vermektedir. Kapadokya köyleri gibi büyük şehirlere ve özellikle de İstanbul’a göçmeye başlamıştır. İstanbul’da yağcılık, lambacılık, bakkallık ve tüccarlıkla uğraşmışlardır. Göçten evvel büyük bir köy olan Floita’da okul bulunmazken İstanbul’a gidenler bir cemiyet kurarak köyleri için bir okul yaptırmışlardır.

Tila,Dila (Tilköy) Develi müdürlüğüne bağlı olan köyden, 1924 yılında Rumca konuşan 77 Ortodoks aile ayrılmıştır. Onların yerine Yunanistan /Arnavutluk sınır bölgesinden göç ederek gelen Müslümanlar buraya yerleşmişlerdir.

Zile(Zeila,Zela) Nevşehir’in güneyinde bulunan köyün nüfusunun çoğunluğunu Ortodokslar oluşturmuştur. Zileliler, çoğunlukla İstanbul’da çalışmışlardır. Bunların bağışlarıyla birlikte, 1887 yılında köyde bir okul inşa edilmiştir. Daha sonra köyün adı değiştirilerek Özlüce yapılmıştır. Özlüce Köyü’nde 1902 lü yılların başında yani mübadeleden önce yaklaşık 350 Rum evine 20 Türk evi karşılık düşüyordu. Mübadelede sonra Türkçe konuşan Ortodokslar köyden ayrılarak Yunanistan’a gitmişlerdir.

Mübadelenin Ürgüp ve bağlı köylerine olan etkisi de ayrı bir inceleme konusu olmalıdır. İngiltere’nin baskısı ile Lozan antlaşmasına konulan maddede “Hıristiyan-Gayri-Müslim” ve “Müslüman” sözcükleri değişime konu edilmiştir. Kuşkusuz bir insanın atalarının yaşadığı, mezarlarının olduğu, çocukluk anılarını taşıyan topraklardan koparılması çok acıdır. Yaşanan savaşlar toplumlara değişik acılar getirmiştir.

Türkçe konuşan, Rumca bilmeyen Karamanlı Ortodoksların mübadelede değişime tabii tutulmaları uzun süredir tartışma konusudur.

Lozan Antlaşması sonrası; Anadolu'da yaşayan Ortodokslar (yaklaşık sayıları 500 bine yakın) ile Yunanistan’da yaşayan Müslümanlar (yaklaşık sayıları 1 milyondan fazla),  (Mübadele) Nüfus Değişimi gereği, yer değiştirdiler. Her iki tarafta doğup büyüdükleri, yaşadıkları evlerden ve sevdikleri komşularından koparılarak; özgürlüklerinden ve kendi iradelerinden savrularak; zorunlu göçe tabi tutuldular. 

Mübadele acısını yaşayan her iki halk da, aynı kaderi paylaştı… 
İçinde gelinlik çeyiz eşyaları ve kıymetli taşınır-taşınmaz malların, tapuların, değerli ziynetlerin ve belgelerin olduğu sandıklarını, tekrar geri döneceğiz umuduyla, güvendikleri komşularına emanet ettiler ve gittiler… Ve Bir daha asla dönemediler…

Kapadokya bölgesinde (Nevşehir, Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak, Göreme, Avanos, Ürgüp, Mustafapaşa)’da yaşayan Ortodokslar, kağnılarla ve at arabalarıyla en yakın tren istasyonuna taşındalar. Oradan da trenle Mersin Limanına geldiler. Toros Dağı tünellerini geçerken, içten içe ağlayan Mübadiller; "Tren mi yol alıyor, yoksa evler mi?" diyerek, gözyaşı döküyorlardı. Mersin Limanından İtalyan gemisine binen mübadiller, önce Yunanistan'ın Pire ve Selanik Limanına geldiler. Karantinaya alındılar. Sonra Yunanistan’da yaşayan Müslümanların boşalttığı köylere, evlere yerleştiler. Ama akılları hep, Anadolu'da kalmıştı. Aynı yollarda, Müslüman Türkler Anadolu'da taşındı. Onların da gönlünde, doğup büyüdükleri topraklar ve vedalaşarak ayrıldıkları komşuları vardı... 

Göç eden mübadil Müslümanlar, Yunanistan’ın (Selanik, Kavala, Nea Galvari, Nea Epivades, Kozani, İyonya)’da yaşadıkları kent ve köylerden gelerek, adı geçen bölgedeki boşaltılan yerlere yerleştiler.

Mübadele ile gönderdiğimiz Kapadokyalı Ortodokslar, ekseriyetle Türkçe dışında başka bir dil bilmeyen, kilisede İncili Türkçe okuyan, mezar taşlarında Helen Harfleriyle Türkçe yazıtlar bulunan insanlardı. “Karamanlıca” diye adlandırılan özgün bir Anadolu Türkçesi konuşurlardı. 

Rum kızı marica'nın hikayesi...

Bir mübadele köyü olarak Nevşehir'in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa köyü şuan turizm değerleri ile Kapadokya'nın en değerli özel yörelerinden biri olarak geçmişten günümüze Mübadillerin en canlı örneklerini yaşıyor. İşte Mustafapaşalı eski Sinasoslu Cemal amca'da o döneme dair unutulmaz bir hikayeyi bakın nasıl anlatıyor;

Tam 106 yıl sene önce bugün Nevşehir'e bakış....
1924 Mübadelesi öncesinde Nevşehir’de yaşayan Rumlar, ‘Kahveci Dağı’ olarak adlandırılan dağın eteklerinde bir mahalle oluşturmuşlardı. Bugün halk arasında Rum Mahallesi olarak bilinen bölgede eskiden, Rum Baş, Rum Orta ve Rum Aşağı olmak üzere üç bölümlü bir Rum Mahallesi yer alıyordu. Nevşehirli Ortodoksların 1911 yılında İstanbul'da kurmuş olduğu Papa Yeorgios Cemiyeti, 1912 ve 1913 yıllarında Karamanlıca olarak yazılmış Nevşehir Salnamelerini yayınladılar.


Yıl 1914 NEVŞEHİR
Nevşehir Salnamesi 1914
Nüfus                       : 21.536
Türk                         : 13.210
Ortodoks Rum         : 7306
Ermeni                     : 878
Ermeni Protestan    : 87
Ermeni Katolik         : 55

Nevşehir Salnamesi 1914'den edinilen bilgilere göre, Nevşehir Rum Mahallesi yukarıdan aşağıya, antik Yunan tiyatrolarında olduğu gibi basamaklı biçimde yapılandırılmıştı. Mahallede konak tipi gösterişli evlerin yanı sıra, çeşmeler, çarşı, dükkanlar, çeşitli okullar, kütüphane, iki kilise ve bir hamam bulunuyordu. Rumların refah içinde yaşadıkları bu mahalle, uzun yıllar Niğde sancağına bağlı olarak varlığını sürdürmüş olan Nevşehir’e, Niğde tarafından gelirken ilk dikkati çeken yer oluyordu. Rumların 1924 mübadelesi ile bölgeyi terk etmelerini müteakiben boşaltılan Rum Mahallesi günden güne bakımsız hale geldi ve birçok yapı ve tarihi binalar zaman içerisinde yıkılarak yok oldu. Nevşehir’deki Rum Mahallesi bugün Cumhuriyet Mahallesi adıyla anılmakta ve uzunca süre harabe olarak içimizi acıtan görüntüsünün tamamına yakını yıkılmasının ardından son Kale ve çevresi proje ile yepyeni bir görünüme bürünmüştür.

​Yıl 1915-16 NEVŞEHİR

O tarihte Niğde'ya bağlı ilimiz Nevşehir kazasında, 1915 yılına göre, 4058 hanede 20.290 kişi bulunuyordu. Kasabaya ait toplam hane sayısı için iki yıla ait bir bilgi yoksa da okul yapımı çalışmaları kapsamında, iki mahallede Beğdik (Bekdik mahallesi), İskil (Eskili mahallesi) 180'er hane bulunduğu belirtilmiştir. Köyler için ise ancak 1916 yılına ait bilgi mevcuttur. Bu anlamda köylerin toplam hane sayısı 3729 olup tahmini nüfus 18645 idi. 1915 yılına ait bilgi olmadığı için köyler hakkında bir karşılaştırma imkanımız bulunmamaktadır.
(BOA, DH.UMVM, 81/ 40, 2-3)

Nevşehir Kazası Hane Sayısı   Tahmini Nüfus
Narlı                         510                  2550
Meleköy                   591                  2955
İnegi                         483                   2415
Mecan                      460                   2300
Tobuz                       309                   1545
Kolpak                     108                    540
Kavak                      132                    660
Karapınar                 93                     465 
Çardak                     61                     305
Topaç                      58                        290
Kızılcın                    63                       315
Civarzile                 231                      1155 

Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus- ül Alam adlı tarih ve coğrafya ile ilgili eserinde Ürgüp'te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtir.

1915 yılına göre ise 2045 haneli Ürgüp kazasında tahmini 10225 kişi bulunuyordu. 1916 da Ürgüp kasabasında hane sayısı 1231 idi. Bir önceki yıl kaza toplamı için verilen 2045 haneden çıkardığımızda 814 hane köylere ait hane sayısıdır. Burada bir çelişki ortaya çıkmaktadır. 1916 yılına ait bilgide, Ürgüp kazası dahilindeki köylerin hane sayılarını incelediğinde 2901 hane gibi büyük bir sayı ortaya çıkmaktadır. Söz konusu çelişki bazı büyük köylerin (Uçhisar, Ortahisar gibi ) önceki yıla ait toplam içinde yer almaması ile açıklanabilir. (BOA, DH.UMVM, 81/ 40, 4)
Ürgüp Kazası              Hane Sayısı     Tahmini Nüfus
Ürgüp kasabası                  1321                6155
Sofular                                 126                   630
Aravan                                 133                   665
Ramsa                                 139                   695
Çakanin                               112                   560 
Boyalı                                  128                   640
Akan                                   132                    660
Karain                                 156                   780
Uçhisar (Uçhisar)               705                  3525
Ortahisar(Ortahisar)           608                 3040
Sarıhafir                              86                   430
Karlık                                   72                  360

Nevşehir'de Rum Mahallesi- Cumhuriyet-

1924 Mübadelesi öncesinde Nevşehir’de yaşayan Rumlar, ‘Kahveci Dağı’ olarak adlandırılan dağın eteklerinde bir mahalle oluşturmuşlardı. Bugün halk arasında Rum Mahallesi olarak bilinen bölgede eskiden, Rum Baş, Rum Orta ve Rum Aşağı olmak üzere üç bölümlü bir Rum Mahallesi yer alıyordu. Nevşehirli Ortodoksların 1911 yılında kurmuş olduğu Papa Yeorgios Cemiyeti, 1912 ve 1913 yıllarında Karamanlıca olarak yazılmış Nevşehir Salnamelerini yayınladı. Bu salnamelerden edindiğimiz bilgilere göre, Nevşehir Rum Mahallesi yukarıdan aşağıya, antik Yunan tiyatrolarında olduğu gibi basamaklı biçimde yapılandırılmıştı. Mahallede konak tipi gösterişli evlerin yanı sıra, çeşmeler, çarşı, dükkanlar, çeşitli okullar, kütüphane, iki kilise ve bir hamam bulunuyordu. Rumların refah içinde yaşadıkları bu mahalle, uzun yıllar Niğde sancağına bağlı olarak varlığını sürdürmüş olan Nevşehir’e, Niğde tarafından gelirken ilk dikkati çeken yer oluyordu. Hatta burası İstanbul’daki Pera’ya benzetiliyordu. Rumların 1924 mübadelesi ile bölgeyi terk etmelerini takiben Cumhuriyet Mahallesi adıyla anılan Rum Mahallesi günden güne bakımsız hale geldi ve birçok yapı yıkılarak yok oldu. 

Şemsettin Sami, Kamus-ül-Alam adlı kitabında 1870 yılında Nevşehir’de 8528 Rum, 469 Ermeni ve 29.194 Müslüman yaşadığını yazmaktadır.

Nevşehir'de Ermeni Mahallesi- Karasoku-
Nevşehir merkezde yapılmış olan Post-Bizans kilise sayısı üçtür. Bunlardan biri Karasoku Mahallesi’nde Karasoku Camisi yakınlarında yapılmış olan Ermeni Kilisesi’dir. Bu kilisenin çevresinde 100 kadar evden oluşan geniş bir Ermeni Mahallesi bulunuyordu. Yaşlıların ‘kisle’ olarak adlandırdıkları bu mevkii, şimdiki Nar Caddesi’nin batı tarafında kalmaktadır. Ermeni Kilisesi şehrin yeniden yapılandırılması sırasında yıkılmış ve yerine blok apartmanlar inşa edilmiştir. İki katlı ve localı bir yapısı olan kilisenin bazı taşlarından 1950 yılında inşa edilen Nevşehir Lisesi’nin giriş merdivenlerinin yapıldığı bilinmektedir. Bu kiliseden günümüze başka bir kalıntı ulaşmamıştır. Diğer iki kilise ise Rum Mahallesi’nde bulunmaktadır. Ortodoks Rumlar tarafından yapılmış olan bu kiliseler, bugün sadece çan kulesi bize ulaşmış olan Çanlı Kilise ve sonradan bir süre cezaevi olarak da kullanılmış olan Meryemana Kilisesi’dir.

106 yıl önce Nevşehir'den çekilen fotoğraflardan kareler.



Aslında (1716 öncesi) Nevşehirli olanlar toplam 18 hanedir. Diğer Türkmen nüfus Antep-Çukurovadan, Rum ve Ermenilerde Niğde, Kayseri, Yozgat, Ķırşehir ve diğer irili ufaklı yerleşimlerden Damat İbrahim Paşanın çağrısı ile Nevşehir'e göçmüş burayı yurt edinmişlerdir.

Kaynak: Dimitrios Katsikas-Kappadakis'in Mustafapaşa Belediyesi'ne armağan ettiği ve Sinasos'tan 1924 yılında Nüfus Mübadelesi ile Rumların ayrılışını tasvir eden tablo  

Muebadele

Yararlanılan kaynaklar

Meryem Orakçı; Karamanlıca Kaynaklarda Türkçe Konuşan Ortodokslar ve Türk Yunan İlişkileri(1897-1930) Ankara üniversitesi, 2018 Doktora Tezi

Nevşehir Mekteplerinin Dersaadet Eforiasının Yüzüncü Sene-i Devriyesi 1820-1920, Anatoli Matbaası, İstanbul: 1920, s. 39

Sema Ramazanoğlu, Hacettepe Üniversitesi, Kapadokya Bölgesinde Mübadele konulu tezi.

Emrullah Güney, 16 .10.2016 Fibhaber

Stefo Benlisoy; “Karamanlılar”, “Anadolu Ahalisi” ve “Aşağı Tabakalar” Türkdili Anadolu Ortodokslarının Kimlik Algısı, Tarih ve Toplum Dergisi, 2010

Fib Haber Arşiv