Ürgüp ilçesi başta olmak üzere Nevşehir'in birçok ilçesi tarih ile iç içe yaşarken, tarihi yapılar mimarisiyle de dikkatleri üzerine çekiyor.
Nevşehir'in Ürgüp ilçesine bağlı Taşkınpaşa köyünde bulunan Kapadokya’nın öne çıkan eserlerinden, bölgenin tarihi dokusunu hissettiren Taşkınpaşa Camii, Taşkın Paşa tarafından 14. yüzyılda inşa edilmiştir.
Tarihi Mihrab ve Minber'in Sırrı!
Sert ceviz ağacından, hiç çivi ve yapıştırma malzemesi kullanılmadan geometrik parçalar birbirine geçirilerek yapılmıştır. Taşkınpaşa Camiinin mihrabı ve minberi yapılırken kündekâri tekniği (Birbirine geçme küçük parçalar) kullanılan bu muhteşem minber İslâm sanatında, Selçuklu üslûbundan Osmanlı üslûbuna geçiş döneminin bir şaheseridir.
Kündekari tekniği ile yapılan minber 7 asrı aşkındır hizmet veriyor
Selçuklu ve Karamanoğlu Dönemi eserlerinden olan önemli yapının en dikkat çekici özelliği, ahşap mihrabı ve minberidir.
Beylikler Dönemi sanatının en güzel örneklerini yansıtan ahşap mihrabı ve minberi, kündekari tekniğiyle yapılmıştır.
Taşkınpaşa Camii mihrabı ve minberiyle dikkat çekiyor
Mükemmel bir ahşap işçiliğin sergilendiği ceviz ağacı kullanılarak oluşturulan mihrapta, geometrik ve bitkisel motifler ile yazılardan oluşan süslemeler yer almaktadır. Günümüzde minber ve mihrabın orijinali Ankara Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ürgüp ilçesine bağlı Taşkınpaşa köyünde bulunan bu tarihi camiinin "Minber ve Mihrabın Sırrı" mutlaka iyice incelenmesi geleceğe ışık tutması açısından önem taşıyor...
TAŞKINPAŞA CAMİİ
Ürgüp ilçe merkezine 19 Km mesafede bulunan Taşkınpaşa Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Karamanlı Emirlerinden Taşkın Paşa tarafından XIV. Yüzyıl ortalarında inşa ettirilmiştir. Caminin portalinde yer alan kitabesi bugün yerinde olmadığından dolayı kesin tarihi belli olmayan cami, avlusunda bulunan 1342-1355 tarihlerini veren iki türbe kitabesine dayanarak XIV. Yüzyılın ortalarında yapıldığı kabul edilen bir Karamanoğlu yapısıdır. Karamanlı sanatının kendine has özelliklerini bünyesinde toplayan camii, günümüzde aslına uygun olarak ibadet amaçlı kullanılmaktadır.
Cami, kümbet ve türbe bir avlu duvarı içinde yer almaktadır. Kesme taştan inşa edilen cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Üç sahınlı caminin orijinal ahşap mihrabı ve minberi Ankara Etnografya Müzesi’nde saklanmaktadır. Ceviz ağacından kakma tekniğinde yapılan mihrap günümüze ulaşan tek ahşap mihrap örneği olmasından dolayı önemlidir. Günümüzdeki mihrap sade ve beş kenarlı bir niş şeklindedir.
KÜMBET-TÜRBE
Caminin doğusunda yer alan kümbetin banisi bilinmemekte ancak Taşkın Paşa olabileceği ileri sürülmektedir. Kesme taştan iki katlı olarak inşa edilen kümbet içten sekizgen kasnakla geçilmiş kubbeli, dıştan piramidal külahlıdır.
Hızır Bey Türbesi caminin kuzeydoğusundadır. Türbenin kitabesi olmamakla birlikte içinde yer alan sandukalardaki tarihlere dayanılarak 1350-1355 yıllarında yaptırıldığı söylenmektedir. Oturtmalık üzerinde bulunan altıgen planlı yapı altı ayağın sivri kemerlerle birbirine bağlanmasıyla inşa edilmiş açık bir türbedir. Türbenin içinde üç mermer sanduka mevcuttur. Sandukaların Emir Hızır Bey, oğlu İlyas Bey ve torunu Hasan Bey’e ait olduğu kabul edilmektedir.