Yurt dışından ithal ettiği yeraltı tarama dedektörü bayiliği yaparken, servis ve malzeme tedariğinde yaşadığı sorunlar nedeniyle bu cihazları üretmeye başlayan Nevşehir’in yetiştirdiği başarılı isimlerden işadamı Remzi Başbuğ, farklı ülkelerdeki askeri ve sivil sektörlere hizmet sunuyor.
Bir süre halter sporuyla uğraştıktan sonra dedektör satışı yapmaya başlayan Başbuğ, 2006 yılında Assuva Savunma Sanayi'ni kurdu.
Meşakkatli bir sürecin ardından ortaya çıkan yer altı görüntüleme cihazı, birçok alanda kullanılmaya başlarken istihdama ve ülke ekonomisine de katkı sunuyor.
Assuva Uzay Havacılık Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Nevşehirli iş adamı Remzi Başbuğ, yer altı tarama cihazlarının satışını yaptığı dönemde, yurt dışı firmalarının umursamaz tavırlarıyla karşılaştığını, "kötü komşu ev sahibi yapar" deyiminden yola çıkarak üretime yöneldiğini anlattı.
Son yıllarda Türkiye'de yerli üretimde başarılı sonuçlara şahit olunduğunu belirten Başbuğ, ortaya çıkardıkları "Proton elic" adlı cihazların da Türkiye ve dünyadan talep gördüğünü kaydetti.
Başbuğ, "Yurt dışından gelen ürünlerin bayiliklerini yapıyorduk. Toptan alış ve satışları yaparken cihazların bozulma ve servis durumunda yurt dışına gidip tamir olması gerekiyordu. Yedek parça temininde zorluk yaşıyorduk. Maliyetler fazla olduğu ve müşterilerimiz süreçte yorulduğu için bu cihazları biz de üretebiliriz düşüncesiyle çalışmaya başladık. Bilgisayar ve donanım mühendisi arkadaşlarımızla ürünlerimizi yaptık şuanda dünya çapında ihraç edilmektedir. Çin, Güney Kore, Japonya gibi teknoloji ülkelerine de ihracat yapmaktayız" dedi.
- Yer altı görüntüleme cihazında yüzde 100 yerliliğe ulaşıldı
8 yıl önce başladıkları üretimde, yürüttükleri çalışmalarla farklı alanlara hizmet sunabilecek kabiliyette modeller ortaya çıkardıklarını aktaran Başbuğ, “17 farklı model cihazımız askeri, endüstriyel ve arama-kurtarma çalışmalarında kullanılmaktadır. 6 Şubat'taki depremlerde jandarma tarafından etkin şekilde kullanıldı, maden ve su tespiti yapmaktadır. Askeri alanda da toprak alındaki tünel, gömülü mühimmat tespiti de yapabilmektedir. Birçok parçası ilk etapta yurt dışından gelmekteydi. ARGE çalışmamızla üretime geçildi ithal olan parçaları da yaparak yerli ve millilik oranımız yüzde 100'e ulaştı. Bu cihaz Türkiye'de üretilmeseydi en az 20 kat daha pahalı alınmak zorunda kalınacaktı. Ayrıca ihraç ederek ülkemizin gayri safi milli hasılasına katkı sunarak döviz girişi sağlamış olduk. Ülkemizdeki kolluk kuvvetleri ve firmalar bu cihazı çok daha uygun fiyata temin etmiş oldular. Bu cihazların, serbest pozisyonda elle kullanılabilmesi kabiliyeti, ayrıca 1000 metre menzil ve 50 metre derinliği taramasından dolayı rakibi bulunmaktadır." Diye konuştu.
- Havadan yerin 50 metre altını görüntüleyen dron testi geçti
Havadan yerin metrelerce altını tarama özelliğine sahip yeni cihazın Nevşehir'de inşaatı süren fabrikadan yıl sonundan itibaren seri şekilde üretileceğini aktaran Başbuğ, "Bu dron, toprak altındaki oda, sığınak, tünel tespiti ile olası deprem ve arama kurtarmalarda kullanılabilmektedir. Dron üzerinde görüntüleme sistemi yerli ve milli olup dron kısmı da inşaatı süren fabrikamızın açılmasıyla yüzde 100 yerli düzeye gelmiş olacaktır. Başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere, bakanlarımız ve bakanlıklar savunma sanayiinde yerli üretim hususuna hassasiyet göstermekteler. Kendi imkanlarımızın yanı sıra devletimizin sağladığı imkanlarla üretimimiz sürmektedir." şeklinde konuştu.
- "İnsan taşıyan dronlar gelecek yıl gökyüzünde olacak"
Çalışmalarını planlama çerçevesinde geliştirerek sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla araştırma faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Başbuğ, Nevşehir'de yıl sonunda hizmete girecek fabrika ile yaklaşık 200 kişiye istihdam sağlanmış olacağını, böylelikle yeni projeleri hayata geçirebileceklerini kaydetti.
İnsan taşıyan dronları 2025 yılında hizmete kazandırmayı hedeflediklerini anlatan Başbuğ, "İki ila dört kişi taşıyan hava dronları üretmeyi planlıyoruz. Turizm alanının yanı sıra arama, kurtarma ve askeri alanda kullanılabilir. Alt yapısı hazırlandı, 8 yıldır ARGE çalışmasını yürütüyoruz. Bir yıl sonra Kapadokya semalarında 2 ila 4 kişi taşıyan dronlar havalanmış olacaktır." ifadelerini kullandı.