Yerel

Popüler Kavramların, Kadim Kültürlere Etkileri

İnsanlık için dünya hayatı; ilk nefes ile başlayan ve son nefes ile biten, madde ve mana boyutlu bir süreçtir.

İnsanlık için dünya hayatı; ilk nefes ile başlayan ve son nefes ile biten, madde ve mana boyutlu bir süreçtir. Hayata, sadece madde boyuttan bakanlar; insanlığın mana boyutunun da sebebinin madde olduğu dünyevi tezini, her tür algı yöntemini kullanarak insan nefsine servis etmektedir. Oysaki; manadır, maddeyi anlamlandıran / ruh, dünyevi bedenden önce vardır / bedene can veren, ruhtur ve yaşama göstergesi nefestir. Bunlar yoksa, maddi beden vardır ama, can yoktur. Can taşıyan bedende esas ölçü ifadesiyle “göz açıp kapama süresinde dahi kontrol edilmesi gereken bir nefis vardır”. İnsani iradenin; nefes alındığı sürece bu nefsi, esas ölçü doğrultusunda / makul mantık sınırında tutması görevidir. Bu sınır, toplumsal kültürün temellerindendir.

Türk Milleti; binlerce yıllık kadim yaşantısıyla bir kültür abidesidir, kahramanlıklarıyla / destanlarıyla / edebiyatıyla bunu günümüze kadar taşımıştır. 751’den sonra, cengaverliğini maneviyatıyla bezemiştir. Bu uğurda asırlık köhne çağı kapatıp yeni bir çağ açmış, fetihleriyle maddi ve manevi yaşantıya yön vermiştir. Bilinen eski dünyanın her kıtasında şanlı bayrağı dalgalandırmıştır. Bu özellikleri, dünyevi dominant güçlerin planlarını aksatmış; hile ve desise ile I. Dünya Savaşı’nda sarsılmıştır. İstedikleri sonucu tam alamayanlar, kültür (*) kozunu vizyona koymuş ve kadim kültürü, kavramlar üzerinden azar azar erozyona uğratmak / zoraki hiçbir güç kullanmadan istedikleri hale getirmek için, stratejik hamlelerini yapmaya başlamışlardır.

Bilge Türk, Tonyukuk’un asırlar öncesinden, taşa not ettiği; “Ey koca ve yüce Türk! Devşirmeler seni devşirmeden, sen aklını başına devşir.” öğüdü, hala geçerliliğini korumaktadır. 20. yüzyılda; Arif Nihat Asya bir şiirinde “Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu / Ne olduysa hep bize azar, azar oldu” mısraları ile bu öğüdün gereğinin yapılamadığını belirtmiştir. Milli ve dini değerlere gösterilen alakaya / günlük haber başlıklarına bakıldığında, bu tespitlerin sonuçları daha belirgin görülmektedir.

Bugün ortaya çıkan sonuçlar; toplumsal zafiyetleri kullanarak, kadim kültürleri kadük hale getirmek için önceden planlanan popüler kavram (**) kurgusunun bir neticesidir. Programlı olarak tüm teknolojik kitle iletişim ve etkileşim araçlarıyla, duyu organlarını ve bilinçaltı dünyasını, gelenek ve göreneklerine yabancılaştırmanın gayreti içerisindedir. Maddi ve manevi kültürel değerler; amaca uygun kurgulanmış, sinema / sanat / müzik / spor / moda / oyun vb. oluşumlarla, nefsani kavramlarla ve dikkat çekici uygulamalarla, köklerinden uzaklaştırılmak istenmektedir. Esas değerlerin ötelenerek dijital çağ usullerinin popüler hale getirilmesi / aile bağlarının zayıflatılması / toplumsal ahlakın ve mesleki etiğin sıradanlaştırılması / edebin ve adabın yoksunlaştırılması / terazilerin ayarının bozulması / iç giyimin dış kıyafet yapılması / fütursuz sözlerin ve hareketlerin normalleştirilmesi / saygı, vicdan ve empatinin sınıflaştırılması gibi uygulamalar ile kadim kültürlerin, popüler kavramlarla süslenmiş dünyevi sanal kültürün kurbanı olmasına ramak kalmıştır.  

Sağlıklı düşünen her birey, bu yaşananların farkındadır. Ama sorgulanmadan solunan, içilen ve yenilenler, basiret ve feraset farkındalığını bulanıklaştırmaktadır. Oysaki; Türk Kültürü, Milletimizin özüdür; bu değerler, gelecek nesillere aktarılmalıdır. Her mükellef birey, “ruhen uyanmalı” ve bu doğrultuda görev ve sorumluluğunu, cesaretle yapmalıdır.

(*) Kültür; milletlerin tarihsel yaşam süreci içinde oluşan, maddi ve manevi değerlerin / fikir ve eserlerinin, nesilden nesille aktarılarak, bireysel ve sosyal hayat sürecini etkileyen ve yönlendiren tüm unsurlardır.

(**) Popüler kavram; özellikle gençlerin ilgisini çekebilmek adına nesnelerin, olayların, fikirlerin ortak özelliklerini kapsayan ve bir amaca hizmet etmek için kullanılan, zihinde oluşturulan her türden ifadedir.

Bu satırlar; M. TUNCEL, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir-2024; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.