Rahatı Kaçan Ağaç
Kuruyan dallar dökülen yapraklar mevsimlerin sonu ve tükeniş.
Ağaçlar sararan yapraklarını esen rüzgar ile birlikte döngüye bıraktıklarında toksinleri, artık ömrü tükenen parçalarını da bırakır. Yas tutarlar mı bilinmez. Kişilerde hayatlarından insanları çıkartırken ya da olayları artık bırakmaları gerektiğinde kaybetmiş mi olurlar?. Sonbahar hüzün ile içselleştirildiğinde gözyaşı ile birleştirildiğinde ve vedaların kokusu olduğunda ne hissetmiştir acaba.
Yapraklar dallarında dursaydı ağaçların yeni yapraklar için yer olmazdı muhtemelen. Ağaçlar ne kadar da cesurlar yapraklarına veda edip dallarında ki enerjiyi çektiklerinde, toprağa güvendiklerinde. Baharın geleceğini bilerek kapatmazlar mı gözlerini. Dallarında solan ve onlardan alınanlarla birlikte bazen de yuva olurlar başka canlılara mesela kuşlara doğa yaşamın içinde ne de büyük öğreticidir. Her parçasında ayrı ders ve öğreti doludur. Yapraklar neden mi önemlidir? Yapraklar giderler rüzgarlarla savrulurlar su ile parçalanırlar ve toprağa karışırlar yeni bir hayat döngüsüne katılırlar muhtemelen bunu çokta uzun olmayan süre içerisinde yaparlar. Eğer ağaçlar yapraklarını bırakacak cesarette olmasalardı ve toprağa güvenmeselerdi baharlar bu kadar yeşil ve dolu dolu olurlar mıydı?
Emek, sevgi ve umut ile yeşertilmiş yaprakların ömrü bahar kadardır. Yaşam ise bir sonraki baharı müjdelerken ona güvenmeni bekler. Yapraklara veda ederken ağaçlar canları acısa da güzel bir tebessüm bırakırlar gökyüzüne yoksa gün batarken ki kızıllık neyden kaynaklanır ki. Dallarını bir bilgenin yüzü gibi kırıştırırlarken yaşanmışlardan aldıkları dersler ile işlerler kıvrımlarını. Gidene yas tutmak değildir onların yaptıkları yaşama güvenmek ve teslim etmektir kendilerini. Hayat derede akan ince bir yol çizerken kollarını açıp sırtını suya yüzünü gökyüzüne emanet etmektir.
Psk.Dan. Rüveyda Gül