ŞEHİTLER ÖLMÜYOR
Hepimiz biliriz ve kullanırız ki : şehitler ölmez,ölmüyor;
Orası öylede kalanlar da yaşamıyor…
Hep gününü saydığın,yolunu gözlediğin birinin artık gelmeyeceğini bilmek
Yollarda ona rastlama ihtimalini kaybetmek
Bir defa görmek için canını verecek kadar özlemek
Özlem deyince burnunun direği sızlarcasına derinlere dalmak ve bir ah çekmek,,,
Sonra yarım kalmak mesela…
Mesela şehidin eşi olmak:
En sevdiği şarkı çalarken ezan okunmak gibi…
En güzel rüyayı görürken zamansız çalan alarmla uyanmak gibi,,,
Yaşarken ölüme dokunmak gibi…
Günlerin onu asla geri getirmeyeceğini bilmek
Düşman sevinmesin diye gözlerini gizlerken içine akan yaşları sabırla silmek
Güçlü görünmeye çalışmak ama yavaş yavaş ölmek…
Bir şehit çocuğu olmak…
Vatan sağ olsun derlen yürekten söylemek
Toprağa basarken titremek
Onun altında benim babam var demek
Baba kelimesini dilinden silmek
Saklı bir küskünlük,eksiklik, yoksunluk ve cevapsız sorular,
Acaba babam olsa yine böyle olur muydum?
Başım sıkıştığında beni kim kurtaracak
Çaresiz kaldığımda çarem kim olacak
Düştüğüm zaman elimden kim tutacak
Hangi bayram ardında babamı gizliyor
Hangi amaç beni babamdan ayırmaya yetiyor
Ve kaç çocuk daha benim gibi babasını özlüyor
Anne…
Hayatın anlam kazandığı,fedakarlık kelimesinin vücut bulmuş hali
Tüm sevgi sözcüklerinin diz çöktüğü büyük kalp…
Sen öpmeye bile kıyamazken alnından
Hain bir kurşun mu ayırmış onu canından
Yüreğinin bir parçasını rüzgara vermiş olmak
Her sabah kendine niye yaşadığını sormak
Bir de eşine teselli olmaya çalışmak
Babasın sen hani,öyle çökemezsin
İstediğin zaman gözyaşını dökemezsin
Bayramlar gelir akşamında sevinemezsin,
Hani anne kalkar tam o zamanlarda : ben sobayı yakayım der
Yanan yüreğini dile getiremez çünkü
Evladından fazla yaşadığı için kendinden nefret ettiğini söylemez
Annesi ölene öksüz derler
Babası ölene yetim
Ama evladı ölene hiçbir şey denmez
Çünkü o acıyı anlatmaya kelimeler yetmez
Sözcükler utanır,kelimeler anlamını yitirir,noktalama işaretleri kaçarak uzaklaşır
Ölüm en çok bu zamanlarda kendinden utanır…
Doğduğu günü hatırlayınca yaşaran gözlerin,
Adını duydukça sızlayan bir yüreğin
Oğlum deyip de boğazına düğümlenen sözlerin
Ve her mezarlığa vardığında çözülen dizlerin…
Acaba şehit olurken çok mu acı çekti,
Acaba aklındaki son şey neydi,soruları cevap bulmayacak artık
Çalan kapının ardında hiçbir zaman o olmayacak
Yıllar geçecek,ömür bitecek ama hiçbir şey o yarayı sarmayacak
Evde yolda düğünde bayramda hep ondan izler olacak
Ve ne bir başka sevgi yerini alacak
Ne de onun yeri dolacak
Zaman sadece geçsin diye gözüne bakılıyor
Yaşarken ölüm tadılıyor
Sırf ölmek için yaşanıyor ve kimse bunu bilmiyor
Sızlayan yüreğine hiçbir şey merhem olmuyor
Vatan kelimesinin anlamını kimse daha iyi bilmiyor
Sabah uyanınca içindeki acıyı kimse görmüyor
Ve hiçbir özlem bu kadar yürekten gelmiyor
Hep deriz ya şehitler ölmez
Orası öyle de
KALANLAR DA YAŞAMIYOR……..