TARİHİ OKUMAK, ÖĞRENMEK, ÖĞRETMEK
1970-71 ders yılında ortaokul sosyal bilgiler öğretmeni olduğumda, yararlandığım, öğrencilerimin okuduğu ders kitabı oldukça güzel hazırlanmıştı.
Tarihi olaylar coğrafi mekanlar üzerinde gerçekleşir.
Örneğin Mohaç Savaşı işlenecek. Önce Macaristan hakkında bilgi veriliyor.
Örneğin Kurtuluş Savaşı ele alınacak. Sakarya Meydan Muharebesi...Polatlı-Haymana arası...Haritası da verilerek anlatılmış.
Fakat, yıllar geçtikçe bu yöntem, ders kitapları durmadan değişikliğe uğradı.
Eğitim bakanları değiştikçe izlenecek programlar da değişti.
Sorun burada kendini gösteriyor. Konuyu sınırlandıralım. Yalnızca tarih üzerinde duralım. Tarih öğretimi bugün ortaokullarda ne durumdadır ? Bu dersi kimler veriyor? Aldığı eğitim yeterli mi, etkili mi ? İz bırakabiliyor mu dersi veren eğitmen ? Yıllar sonra verdiği dersler, işlediği konular anımsanıyor mu ?
.......................
Bu yıl, İstanbul'dan Ürgüp'e gelince , bir anda, 53 yıl önce verdiğim dersleri düşündüm. Bir ''vicdan muhasebesi'' yaptım. Özümü sorguladım. Ürgüp Lisesi'nde de benzer dersleri vermiştim. Fırat Üniversites'nde de. Acaba, ne denli yararlı olmuştum.
Tarih öğretimi nasıl olmalı ?
Elbet bu konuda belki 150,200 yıldır toplantılar yapılıyor. Görüşler öne sürülüyor, tartışılıyor. Sempozyum yapılmayan, kollokyum, seminer, açık oturum düzenlenmeyen tek bir yıl geçmiyor.
Kendi kendime bir karar aldım. Her gün bir padişahı okuyacaktım. Yerli, yabancı tarih kitaplarını, tarih dergilerini, ansiklopedileri biraraya getirdim.
- İsmail Hakkı Uzunçarşılı,
- Mükrimin Yinanç,
- Fuat Köprülü,
- Enver Ziya Karal,
- Mustafa Akdağ,
- Osman Turan,
- Halil İnalcık,
- İlber Ortaylı,
- Şemseddin Günaltay.
- Çağatay Uluçay,
- Reşat Ekrem Koçu,
- Ali Kemal Meram.
Osmanlı tarihi konusunda eser vermiş Hammer ( İki ayrı çeviri baskı ) ...
1930'lu yıllarda yayımlanmış, Kemalist Türkiye'nin yeni rejimin lise ders kitapları: 4 cilt. İnceledikçe onları, anladım ki, eğer gerçekten okunsa, özenle izlense Türk ve dünya tarihinde liseli bir genç ''tarih uzmanı'' olur. Prof düzeyinde bilgi sahibi olur.
AnaBritannica Ansiklopedisi, Meydan Larousse Ansiklopedisi, Gelişim Hachette vd.
Ve başladım. Kiminle ? Ertuğrul Gazi ile...
O gün sadece O'nu aradım. Ertuğrul Gazi önemli bir tarihi şahsiyet.
Osman Gazi...Bizans ile savaşlar, amaç Marmara Denizi kıyılarına ulaşmak ve bir deniz gücü-bahriye kuvveti oluşturmak. Yer yer barış dönemleri de yaşanıyor. Oğlu Orhan Bey'in iki hanımı Bizanslı prenses...
Murat Gazi. Kosova Sahrasındaki kanlı cenk. Hüdavendigar şehid.
Yıldırım Bayezid. Fırtına gibi esiyor. Bir Bursa'da , bir Edirne'de, bir Niğbolu'da...'' Bre Doğan, Bre Doğan ! Yettik . Biz geldik '' . Sonra ''Çal çoban çal; Sivas gibi bir kalen mi gitti, Ertuğrul gibi bir oğul mu kaybettin; Çal ! '' ve 1402 Ankara Çubuk Ovasındaki savaş. Talih ters dönüyor. Osmanlı'nın sonu mu geliyor ? Tutsak Bayezid'e Timur'un davranışının Türk töresinde yeri var mı? Bizde bilinmeyen görüşmeleri okuyorum Azerbaycan'dan gönderilmiş kitaplarda. Sanki galip ile mağlup arasında iki kişinin ağız dalaşı değil de, iki Avrasya başbuğunun oturup sakin sakin tartışması gibi aktarılmış...
Fetret Devri...Kardeşler birbirine düşman...Bursa, Edirne payitaht...Kimin gücü kime yeterse. İsa Çelebi, Musa Çelebi...Sonunda Çelebi Mehmet öne çıkıyor da Devleti kurtarıyor. Tarihçi R E Koçu, sayıyı , padişah sayısını arttırıyor: Musa Çelebi ile İsa Çelebi'yi de sıralıyor.
II. Murad...Haçlıların Varna'da yenilmesi. Tuna'nın kuzeyine ilerleme...
II. Mehmed...Osmanlı artık bir İmparatorluk...Fatih Sultan Mehmed Bizans'ı ortadan kaldırıyor ve KD Anadolu'da Pontus İmparatorluğu var. Onun üstüne yürüyor. Tarihte bitmez tükenmez sultan kavgaları: Fatih ile Uzun Hasan arasındaki Otlukbeli Savaşı...Türkün Türkmene yüklenmesi...
Tek tek anlatmak uzun sürer.
İyi ki bu yöntemle Osmanlı tarihini yeni baştan gözden geçirmişim. 40 gün içinde neler öğreniyorum. Bildiğim bazı konuların yanlış olduğunu anlıyorum.
Moda bir sözdür: Tarihimizle barışmalıyız. Küs olan zaten Tarihe düşmandır. Biz hiçbir yaşımızda küsmedik ki. Hep yeni bilgiler peşinde koştuk. Eleştirdik de, sevinçler de yaşadık, gurur duyduğumuz dönemleri de oldu Osmanlı'nın.
Valide sultanların elinde oyuncak olmuş sultanlar...Kadınlar saltanatında rüşvetle dağıtılan sadrazamlıklar, valilikler...Adalet dağıtamayan mahkemeler...Cinayetler, suikastler...Akıl sağlığı yerinde olmayan devlet adamlarının koca imparatorluğa verdiği zararlar...Celali isyanlarını kanla bastıran devşirme, dönme paşalar, vezirler, kurunun arasında yaşın da yandığı dönemler...
Çok kişi Harem'i pek değişik özellikleriyle bildiğini zanneder. Devletin yönetim yeridir...Olumlu olumsuz nice icraat oradan çıkmıştır. Öyle hafife alınacak bir konu olmamalıdır Harem.
Özetlersek, tarihi öğrenmek ve öğretmek kolay bir iş değil. Emek, çaba, sabır ister.
Her günün akşamında, sakin bir köşede ''ben bugün ne öğrendim'' in sorulması önemliydi.
2024 yazında biz bunu yaptık.
-----------------------
Ürgüp, 12 Kasım 2024