Tek İnsan, Çok Yön
Biz hariç
Aynı anda hem kibar, hem tersi olabiliriz
Şartlar uygun olursa, bizden daha kibar bulunmaz
Fakat
Ya damarımıza basılırsa
İşte o zaman karşısındaki için tehlike çanları çalıyor demektir
Yumar gözümüzü, açar ağızımızı
Artık Allah ne verdiyse
Yani, insanımız her duruma uygun davranışı sergilemede mahirdir.
Yeri gelir en iyi dinleyici
Samimi
Tatlı dilli, güler yüzlü
Şakacı olabilir
Yeri gelirse, işte o zaman bunlardan hiç eser kalmaz. Artık o başka biridir.
Size yabancıdır, tanıdığınız insan hiç değildir
Sanki Mars’tan gelmiştir
Tut tutabilirsen
O zaman ne yapmak gerekir?
Tabii ki dikkatli olmak
Konuşmaları tartarak, düşüncelerini birkaç kez elekten geçirdikten sonra söylemek gerekir.
“İstediğini söyleyen, istemediğini duyar” düsturunu baş tacı ederek davranmak her zaman fayda sağlamıştır.
Sağlar da
Bu özellik dünyanın hiçbir milletinde bulunmaz
Sadece bize hastır
Bir Alman, bir Japon, bir Fransız, bir Amerikalı vb. etrafına bakmaz, durumun uygunluğunu gözetmez, düşüncelerini doğrudan söyler.
Çekinmez
Uygun olup olmadığı aklına bile gelmez
O, düz yaşamaya, iyi vakit geçirmeye, istediğini yapmaya odaklıdır.
Öyle de davranır
Bizde ise durum farklıdır
“Önce söylenene bakarız, laf mı diye… Sonra söyleyene bakarız adam mı diye…”
Şiarımız da bu, şartımız da
Amaç kendimizi kısa zamanda kabul ettirmek
Tanıtmak
Sonra da istediğimizi yaptırabilmektir
Biz böyleyiz…
İyi mi, kötü mü?
İyi ve kötü kavramları da bizde farklıdır. Bir şey bize uygunsa iyi, değilse kötüdür. Standardımız yoktur.
Dost başa, düşman ayağa, biz ise duruma…