UMUT TÜKENMEZ

UMUT TÜKENMEZ

 

At sürüp bu illerden gitmek isterim

Belki tuz ekmek hakkıdır; bağlar yolumuz.

At devri bitti. At binip giden yok artık. Devir motorlu araç devri...Gurbete giden gidene. Sıla özlemi çekeceğini bile bile...Sılada geçim yolları kıtsa, ne yapsın insanlar  ?

Ölüm ile ayrılığı tartmışlar

Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık

-------------------------------------

'' Harcadı kaat para gibi hayat bizi. ''

'' Susuz kör kuyularda merdivensiz kaldık.''

'' Nasıl gurtulmalı, ne yapmalı da terketmeli bu diyarı ! ''

'' Yok mu bize göre şöyle güccük bi apardımanın gapıcılığı felan ! ''

'' Biz geldik gidiyok da, şu çocuklar noolacak? Harcanıp gitmesinler.''

'' Bu kötü köyde ölüp gideceak ha!  Hayat mı bu yahu ! ''

Köyde okul açılır. Bir iki öğretmen gelir; başlar çocukları eğitmeye. Köy için önemli bir değişikliktir bu. Öğretmenler de inşallah bekardır. Evliyseler köy kızları için bir değerleri yoktur. Daha ondördünde gelin olmağa hazırdır onlar. Bekar öğretmen pek değerli bir kurtarıcı olabilir. Yolları gözlenilir, bir olanak bulunur, okulun çevresinde, öğretmenin yaşadığı ev (oda) çevresinde dolaşılır. Dikkat çekmeğe çalışılır. Kardeşi okulda, öğrencidir. Defterine, kitabının bir boşluğuna bir yazı yazıldığı, güvercin ağzında mektup resmi çizildiği de olur.

18'lik genç kızımız liseyi bitirmiştir. Bir bankada işi hazır mıdır? Dağ taş lise mezunu dolu. 1960'lara dek yalnız il merkezlerinde birkaç lise olurdu. 1970'lerde seçmenlere şirin görünme uğruna belediye örgütü olan her kasabaya lise açılmağa başlandı. Üniversiteye girmek de kolay değil. Binbir yarışmayla oluyor bu. Genç kızımız  özünü hazır duyumsuyor. İl Eğitim Müdürlüğü'ne bir dilekçe. Bekle, bekle, bekle...Sonunda, emekli olmuş eski bir öğretmenin bıraktığı boşluğu dolduracak. Tamam...Köy için erkek öğretmen olağan da...Bir hanımın köye öğretmen olarak gelmesi umutları yeşertir. Okul çevresinde dolaşan delikanlı sayısı artar. Köyden kente yolcu taşıyan motorlu araçlar izlenir, gözlenir...Öğretmen vekili hanım da ilgisiz kalmaz. Karşılıklıdır ilgiler...İyi sonuçlandığı da olur ; bakarsınız okulun  yakınındaki evin gelini olmuştur geçici öğretmenlik yapan hanım kızımız...Ha kentte yaşamış, ha köyde...Ayırımlar giderek ortadan kalkıyor.

Bir kasabada askeri birlik konuşlanır. Genç kızların gözü üniformalı subaylardadır.

Bir kasabada karakol açılır. Komutanı astsubay başçavuş evlidir de, erler genelde bekar...Varsın er olsun; alır götürür memleketine...Kaç genç kız böyle umutlanır, bekler, hayal kurar...

Köyün yakınından akan çay üzerine bir baraj planlanır. Gençliğe adım atan kızlar heveslenir. Mühendis, teknisyen, puvantör, işçi...Olur ya, alıp götürür belki büyük kentlere, memleketine. Umutla beklenir.

Bir maden arama çalışması başlatılır. Maden mühendisi, jeologu, prospektörü, puvantörü,  işçisi, şantiye şefi inşallah bekardır. Çadırlı kamp çevresinde dolaşır umutla genç kızlar, dul hatunlar. Satış olsun olmasın ; süt, yumurta, yoğurt götürülür. Hediye olarak mevsim meyveleri; Dut, kiraz, çilek, elma, armut...

Umutlar hiç tükenmez. Daima filiz verir.

Ufku dardır o köylerin. Ovada da olsa aynı. Daima şu dağların ardında daha değişik bir hava, daha farklı geçim yolları vardır, diye düşünülür. Gülşehir Tuzköy halkı bunu ne güzel dile getirmiştir :

Yaban yerin suyu soğuk; somunu büyük sanılır.

........................