ÜRGÜP’TE BÖLGENİN TEK PARASIZ YATILI PANSİYONU
Dr. Faruk GÜÇLÜ
Eskiden parasız ve fakir köylü çocuklarının okuyabilmesi içinde Parasız Yatılı Ortaokul ve Liseler vardı. Nevşehir bölgesinde sadece Ürgüp Ortaokul ve Lisesi bu özelliğe sahipte, Niğde Lisesi ve Kayseri Lisesinin de parasız yatılı bölümleri vardı. Hepsi tarih oldular. Buralara alınacak öğrenciler yılda bir kez ülke düzeyinde yapılan sınavla seçilirlerdi.
Ürgüplü Eczacı Asım Manap tarafından 1962 yaptırılarak annesi Behiye Hatun adına Ürgüp Ortaokuluna bağışlanan pansiyonda 1971/1972 öğretim yılında ben de misafir oldum. Daha sonra devlet güzel bir pansiyon daha yaptırdı hemen lisenin yanında oraya taşındık. Parasız yatılı okullarından yetişen gençlerin hemen hemen hepsi üniversite eğitimlerinden sonra ülkenin dört bir yanına dağılarak vatana yararlı olmaya çalışmışlardır. Çünkü hepsi devletin kendilerine sağladığı parasız yatılılık hakkı olmasaydı bu konuma gelemeyeceklerinin ve okuyamayacaklarının bilinciydeydiler.
Üç katlı bu yatılı pansiyona Orta Anadolu bölgesinin köylerinin yoksul ve zeki köy çocukları sınavla alınırdı. Devlet yılda iki kez kendilerine harçlık bir kez de elbise verirdi. Burada yetişen sezi çocukların devlete olan güçlü ve unutulmaz bağı kendiliğinden oluşurdu. Bu pansiyonların kapatılarak parasız yatılılık uygulamasının kaldırılması bu nedenle doğru olmamıştır.
Ali Akuzun “Ürgüp’te İz Eser ve Hayır Sahipleri” isimli kitabında Eczacı Asım Manap konusunda çalışma yaptığını ancak yeterli veri toplayamadığını ifade ediyor. Kuşkusuz kendisini tanıma fırsatımızın olmadığı merhum Asım Manap’a bizimde bir teşekkür borcumuz vardır. Asım Manap’ın İstanbul’da eczacılık yaptığı,1969 yılında vefat ettiği bilinmektedir. Mezatta satılan 1953 tarihli bir reçeteden Şişli Eczanesi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’nin ilk kadın eczacısı Fatma Belkıs Derman özgeçmişinde ise “1941 yılında Asım Manap’a ait İstanbul Eczanesini devir aldığı” yazılıdır.
1971/1976 Yılları arasında yaklaşık 4,5 yıl bu pansiyonlarda kaldım. Ürgüp Ortaokulu ve Ürgüp Lisesine devam ettim. Henüz 11-12 yaşında köyde yaşamış bir köy çocuğunun kentle daha önce hiç tanımadığı arkadaşlarla beraber yaşamasının verdiği zevk ve heyecan unutulmazdı. Lise müdürümüz Neşet Atay yatılı öğrencilerin velisi idi. Müdür Başyardımcısı Şenel (Coşar) Öçmen hem öğretmenimiz hem annemiz gibiydi. Kısacası geniş bir aile gibiydik. Prof. Dr. Emrullah Güney coğrafya dersimize girerdi. Ürgüp tarihi ve edebiyatı konusunda ciddi çalışmaları olan Mustafa Kaya edebiyat dersimize girerdi.
Salih Bitgin, Haydar Karakuş, İsmet Çınar, Süleyman Kaya, Osman Aydoğan, Bekir Aksoy, unutulmaz öğretmenlerimiz arasındaydı. Şimdilerin ünlü müzisyenlerinden Fuat Saka’da bu pansiyonda kalmış ve lisede resim öğretmenliği yapmıştır. O zamanki Ürgüp Ortaokulunun şimdilerin çoğu lisesinden hatta iki yıllık meslek yüksek okulundan daha ciddi eğitim verdiğini de söylemem gerekir.
Pansiyonda Tuncer Oral, Sami Dündar, Ali Baltacıoğlu, Tayfun Sungur, Yahya Keser, Sezai Öztürk, Abdullah Çekiç, Metin Göz, Ali Söylemez,gibi büyüklerimiz bize abilik yapmaya çalıştılar. Sonra sömestir tatiline bir hafta kala o zamanın Milli Eğitim Nahit Menteşe’nin emriyle pansiyondan başka pansiyonlara gönderilen 19 öğrenciden biriydim. Pansiyon kapatılmış ve dağıtılmıştı nedeni net ve açık olarak belli değildi. Uğur Nevruz ve Zeki Arslan’la birlikte bize Kütahya Lisesi Pansiyonu düşmüştü. Bu benim yaşamımda kırılma noktası olduğu, yeni okula, yeni pansiyona alışmak zaman aldı bu durum üniversite sınavlarında da başarımızı kuşkusuz olumsuz etkiledi.
Parasız yatılı pansiyonları yoksul çocuklarını saran ve onları büyüten devletin şevkatli kollarıydı. Asla kapatılmamalıydılar. Yeniden açılmaları acil taleplerimiz arasındadır.