Üçüncü Dünya Savaşı çıkar mı? Son zamanlarda bana en çok sorulan soru bu. Cevabı zor olduğu gibi bir o kadar da kolay aslında.
Biz üçüncü dünya savaşı çıkar mı çıkmaz mı diye tartışırken, üçüncü dünya savaşının İslam Coğrafyasında başlatıldığından haberimiz yok. Şu anda Suriye eksenli yarı sıcak-yarı soğuk üçüncü dünya savaşı başlamış bulunuyor. Suriye merkezli olan dışında bölgesel savaş ve katliamları dahil ettiğimizde haberimiz olmasa da bal gibi bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın başladığını görürüz. Bu savaşın birinci ve ikinci dünya savaşlarından en belirgin farkı küresel güçlerin sıcak savaşa dahil olmayıp, kendi aralarındaki sorunu soğuk mezelerle ve ara sıcaklarla halledecek olmaları.
KÜFÜR TEK MİLLETTİR
Daha önce “Amerika ve Rusya'nın tek yumurta ikizi” olduğunu yazmıştım. Bu tanımlama tam da İslam alimlerinin “Küfür tek millettir” yorumuna denk geliyor. Bakara suresi 120. Ayette diyor ki; “Onların dinine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden hoşnut olmazlar“. Ebu Hanife, İmam Şafii, İmam Davut'un da aralarında bulunduğu çok sayıda İslam aliminin bu ayeti kerimeden çıkardığı sonuç; “Küfür tek millettir”. Benim çıkardığım manada şudur; Dünyada iki millet vardır, İslam Milleti ve İslam Milleti'nin dışındakiler.
Şu anda İslam Milletinin karşısında olan güçlere baktığımızda Amerika, Avrupa, İsrail, Rusya ve Çin ön plana çıkıyor. Hepsinin ortak noktası İslam'a ve Müslümanlara karşı almış oldukları tavırdır. İsrail'in kuruluşunu Amerika ve Avrupa destekledi. Sonra İsrail Müslüman düşmanlığında batının da bir adım önüne geçti. An itibariyle Gazze'de, Filistin'de Müslüman kanı dökmekle meşgul.
RUSYA 29 BİN CAMİYİ NEDEN YAKTI?
Rusya özellikle Bolşevik devriminin ardından planlı bir şekilde islam'ı yasakladı. 1928'den itibaren Rusya'da on binlerce cami yıktırıldı. Çarlık Rusya'sı döneminde ülkede 30 bin cami bulunurken, Komünist ihtilalin ardından, 1948'lere gelindiğinde tüm Rusya'da bin 300 cami kalmıştı. 20 binden fazla cami yıkılmış ve yakılmıştı. 1980 yılında ise SSCB'nin tamamında ancak 400 cami kalmış, onlara da gitmek yazılı olmayan kurallarla yasaklanmıştı. 1944-1978 yılları arasında Azarbeycan'da 6 milyon Müslüman yaşamasına rağmen tüm Azarbeycan'daki cami sayısı sadece16'ydı. Bunların 14'ü şii Müslümanlara 2'si Sünni Müslümanlara aitti. Rusya, Müslümanlığın izini silmek için planlı bir operasyonu yıllarca sürdürdü. Rusya'nın İslam düşmanlığını ispat için başka belgelere gerek var mı?
Gelelim Amerika'ya.Kendini Dünyanın jandarması gören bu ülke, Yahudi Sermayesi'nin kontrolünde, Hıristiyan Avrupa'nın kurduğu haçlı dünyasının uç beyliğinden başka bir şey değildir. ABD'nin sadece 2003 yılında işgal ettiği Irak'ta yaptığı katliamlar İslam düşmanlığını belgelemeye yeter. Wikileaks belgelerinde Amerikan kaynaklarına dayanılarak verilen bilgide 109 bin sivil Iraklı'nın öldürüldüğünden söz ediliyor. Oysa gerçek rakam bunun çok üzerinde. Nitekim bağımsız İngiliz Araştırma enstitüsü ORB, 2008'e kadar Irak'ta 1 milyon müslümanın öldüğünü, bir o kadarının da yaralandığını bildiriyor. Amerika'nın da İslam düşmanlığını ispat etmek için başka belgeye gerek var mı?
FRANSA VE İNGİLTERE KAÇ MÜSLÜMANI KATLETTİ?
Gelelim Fransa'ya. Sadece Cezayir örneği Napolyon'un torunlarının katıksız bir Müslüman avcısı olduğunu gözler önüne sermeye yeter. Fransız Albay Lucien François De Montagnac, 1842 yılında Cezayir'den Paris'e yazdığı mektupta aynen şunları söylüyor: “ Öldürüyoruz, boğuyoruz. Ölenlerin çıkardıkları ses, böğüren, meleyen davarların sesine karışıyor. Kadınlara ne yaptığımızı soruyorsunuz. Birkaçını rehine olarak tutuyoruz. Diğerlerini atlara karşılık değiş tokuş yapıyoruz. Geriye kalanı da davar gibi artırma ile satıyoruz. ‘'Bazan da olumsuz ve can sıkıcı düşüncelerden kurtulmak için başlarını kesiyoruz. Bunlar enginar başı değil, insan başıdır.” Fransa'nın İslam düşmanlığını ispat için başka belgeye gerek var mı?
Winston Churchill 1920'de İngiliz sömürgeciliğine karşı ayaklananları Iraklıları ‘'Nankörler'diye suçluyor. Kimyasal silahlarla binlerce müslümanı katlederek İslam ve Müslüman düşmanlığını tescilliyordu. İtalyanlar Libya'da, İspanyollar Fas'ta Müslümanları fosfor bombalarıyla imha ediyor. Müslüman kızlarını savaşan askerler için seks kölelerine dönüştürüyordu . İlgiltere, İtalya ve İspanya'nın İslam düşmanlığını kanıtlayan belgeler, insaf sahibi kendi yazarları tarafından ortaya çıkarıldı, yayınlandı. Bunların da İslam ve Müslüman düşmanlığını ispat için başka argümana gerek var mı?
ÇİN DE MÜSLÜMAN DÜŞMANI
Son 30 yılda küresel güç iddiasında olan Budist Çin, batıdan çok mu farklı peki. Daha birkaç ay önce oruç tuttukları için hapse atılan Doğu Türkistanlılar haberini okumayanınız var mı? Ya Arakan'da Budistlerin her gün onlarca müslümanı öldürüp, yine onlarca Müslüman kızına tecavüz ettiğinden haberinizin olmaması mümkün mü?
Bütün bunlara bakınca, siz de Bakara suresi 120'de “Onların dinine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden hoşnut olmazlar“ ayetinin anlamını yeniden düşünmeniz gerektiğini anlamıyor musunuz? Şimdi söyleyin, küfür tek bir millet mi değil mi? Önce el Kaide'yi, sonra İŞİD'i yaratarak, İslam'ı “vahşet” kelimesiyle yan yana getiren Hristiyan-Yahudi ittifakının algı operasyonlarına, daha ne kadar kanıp, kendi dinimizi, kendi insanımızı aşağılayacağız.
Türkiye'de kendini laik, Kemalist, demokrat, sosyal demokrat, sosyalist v.s olarak niteleyenler on yıllar boyunca kendi dinlerinden korkutuldular. Haçlı dünyasının pompaladığı, İslam'ın şiddet dini olduğu yalanına kandılar, inandılar. Oysa yukarda sadece çok kısa örneklerini verdiğim olaylara baktıklarında asıl katilin, sadistin, tecavüzcünün, işkencecinin hristiyan batı dünyası olduğunu görebilirlerdi. Yedinci yüzyılda Endülüs'e haçlı seferi düzenleyenleri tetikleyen korku, islam'ın adalet anlayışıydı. Endülüs'e gelen Müslümanlar, İmparatorun da, kölenin de Allah katında eşit olduğunu söylüyordu. Kast sıralamasında insan bile sayılmayan köylüler hızla Müslüman oluyor, İslam Avrupa'da her geçen gün yüceliyordu. Avrupa'nın asilzadeleri, kendilerini köylüyle, köleyle bir tutan İslam'ı Avrupa'dan silmek için, Endülüs'e ilk haçlı seferini düzenleyerek, Müslümanları öldürdüler ve İslam'ı yasakladılar. Can korkusuna Hristiyan olduğunu söyleyen ama kalben Müslüman olan Endülüslüler o tarihten sonra “Morişkolar” olarak anıldı.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLIYOR
Batı şimdi de İslam ülkeleri üzerinden Üçüncü Dünya Savaşını başlatmaya hazırlanıyor. Daha çok hedefte Sünni İslam var. Hıristiyanlar, Yahudiler ve Budistler el ele verip, yüz yıldır sömürdükleri, kana boyadıkları İslam Coğrafyası'nı bir kez daha çizmeye ve bir yüzyıl daha sömürmeye hazırlanıyor. “Dünya 5'ten büyüktür” diyerek isyan eden Recep Tayyip Erdoğan'ın niyetini iyi biliyorlar. Erdoğan'a destek veren İslam ülkelerinin sayısının artması emperyalistleri ürkütüyor. Ortadoğu'yu ateşe verecekler ama hiçbiri elini ateşe sokmayacak. Bu oyunu bozabilecek yegane ülke Türkiye. Tek lider de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunu Erdoğan yalakalığı olarak niteleyeceklere diyecek tek sözüm bile yok. Başınızı elinizin arasına alıp düşünün. Sizin Ak Parti ya da Erdoğan düşmanı olmanız onların umurunda bile değil. Bu coğrafyada yaşadığımız sürece hepimiz onların gözünde, maymunun bir üstü, insanın bir altı olan yaratıklarız (J.Paul Sartre'ın iddiası). Ve zamanı geldiğinde bizi kurbanlık koyun gibi boğazlamak onların vicdanını hiç yaralamayacaktır.
Biz üçüncü dünya savaşı çıkar mı çıkmaz mı diye tartışırken, üçüncü dünya savaşının İslam Coğrafyasında başlatıldığından haberimiz yok. Şu anda Suriye eksenli yarı sıcak-yarı soğuk üçüncü dünya savaşı başlamış bulunuyor. Suriye merkezli olan dışında bölgesel savaş ve katliamları dahil ettiğimizde haberimiz olmasa da bal gibi bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın başladığını görürüz. Bu savaşın birinci ve ikinci dünya savaşlarından en belirgin farkı küresel güçlerin sıcak savaşa dahil olmayıp, kendi aralarındaki sorunu soğuk mezelerle ve ara sıcaklarla halledecek olmaları.
KÜFÜR TEK MİLLETTİR
Daha önce “Amerika ve Rusya'nın tek yumurta ikizi” olduğunu yazmıştım. Bu tanımlama tam da İslam alimlerinin “Küfür tek millettir” yorumuna denk geliyor. Bakara suresi 120. Ayette diyor ki; “Onların dinine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden hoşnut olmazlar“. Ebu Hanife, İmam Şafii, İmam Davut'un da aralarında bulunduğu çok sayıda İslam aliminin bu ayeti kerimeden çıkardığı sonuç; “Küfür tek millettir”. Benim çıkardığım manada şudur; Dünyada iki millet vardır, İslam Milleti ve İslam Milleti'nin dışındakiler.
Şu anda İslam Milletinin karşısında olan güçlere baktığımızda Amerika, Avrupa, İsrail, Rusya ve Çin ön plana çıkıyor. Hepsinin ortak noktası İslam'a ve Müslümanlara karşı almış oldukları tavırdır. İsrail'in kuruluşunu Amerika ve Avrupa destekledi. Sonra İsrail Müslüman düşmanlığında batının da bir adım önüne geçti. An itibariyle Gazze'de, Filistin'de Müslüman kanı dökmekle meşgul.
RUSYA 29 BİN CAMİYİ NEDEN YAKTI?
Rusya özellikle Bolşevik devriminin ardından planlı bir şekilde islam'ı yasakladı. 1928'den itibaren Rusya'da on binlerce cami yıktırıldı. Çarlık Rusya'sı döneminde ülkede 30 bin cami bulunurken, Komünist ihtilalin ardından, 1948'lere gelindiğinde tüm Rusya'da bin 300 cami kalmıştı. 20 binden fazla cami yıkılmış ve yakılmıştı. 1980 yılında ise SSCB'nin tamamında ancak 400 cami kalmış, onlara da gitmek yazılı olmayan kurallarla yasaklanmıştı. 1944-1978 yılları arasında Azarbeycan'da 6 milyon Müslüman yaşamasına rağmen tüm Azarbeycan'daki cami sayısı sadece16'ydı. Bunların 14'ü şii Müslümanlara 2'si Sünni Müslümanlara aitti. Rusya, Müslümanlığın izini silmek için planlı bir operasyonu yıllarca sürdürdü. Rusya'nın İslam düşmanlığını ispat için başka belgelere gerek var mı?
Gelelim Amerika'ya.Kendini Dünyanın jandarması gören bu ülke, Yahudi Sermayesi'nin kontrolünde, Hıristiyan Avrupa'nın kurduğu haçlı dünyasının uç beyliğinden başka bir şey değildir. ABD'nin sadece 2003 yılında işgal ettiği Irak'ta yaptığı katliamlar İslam düşmanlığını belgelemeye yeter. Wikileaks belgelerinde Amerikan kaynaklarına dayanılarak verilen bilgide 109 bin sivil Iraklı'nın öldürüldüğünden söz ediliyor. Oysa gerçek rakam bunun çok üzerinde. Nitekim bağımsız İngiliz Araştırma enstitüsü ORB, 2008'e kadar Irak'ta 1 milyon müslümanın öldüğünü, bir o kadarının da yaralandığını bildiriyor. Amerika'nın da İslam düşmanlığını ispat etmek için başka belgeye gerek var mı?
FRANSA VE İNGİLTERE KAÇ MÜSLÜMANI KATLETTİ?
Gelelim Fransa'ya. Sadece Cezayir örneği Napolyon'un torunlarının katıksız bir Müslüman avcısı olduğunu gözler önüne sermeye yeter. Fransız Albay Lucien François De Montagnac, 1842 yılında Cezayir'den Paris'e yazdığı mektupta aynen şunları söylüyor: “ Öldürüyoruz, boğuyoruz. Ölenlerin çıkardıkları ses, böğüren, meleyen davarların sesine karışıyor. Kadınlara ne yaptığımızı soruyorsunuz. Birkaçını rehine olarak tutuyoruz. Diğerlerini atlara karşılık değiş tokuş yapıyoruz. Geriye kalanı da davar gibi artırma ile satıyoruz. ‘'Bazan da olumsuz ve can sıkıcı düşüncelerden kurtulmak için başlarını kesiyoruz. Bunlar enginar başı değil, insan başıdır.” Fransa'nın İslam düşmanlığını ispat için başka belgeye gerek var mı?
Winston Churchill 1920'de İngiliz sömürgeciliğine karşı ayaklananları Iraklıları ‘'Nankörler'diye suçluyor. Kimyasal silahlarla binlerce müslümanı katlederek İslam ve Müslüman düşmanlığını tescilliyordu. İtalyanlar Libya'da, İspanyollar Fas'ta Müslümanları fosfor bombalarıyla imha ediyor. Müslüman kızlarını savaşan askerler için seks kölelerine dönüştürüyordu . İlgiltere, İtalya ve İspanya'nın İslam düşmanlığını kanıtlayan belgeler, insaf sahibi kendi yazarları tarafından ortaya çıkarıldı, yayınlandı. Bunların da İslam ve Müslüman düşmanlığını ispat için başka argümana gerek var mı?
ÇİN DE MÜSLÜMAN DÜŞMANI
Son 30 yılda küresel güç iddiasında olan Budist Çin, batıdan çok mu farklı peki. Daha birkaç ay önce oruç tuttukları için hapse atılan Doğu Türkistanlılar haberini okumayanınız var mı? Ya Arakan'da Budistlerin her gün onlarca müslümanı öldürüp, yine onlarca Müslüman kızına tecavüz ettiğinden haberinizin olmaması mümkün mü?
Bütün bunlara bakınca, siz de Bakara suresi 120'de “Onların dinine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden hoşnut olmazlar“ ayetinin anlamını yeniden düşünmeniz gerektiğini anlamıyor musunuz? Şimdi söyleyin, küfür tek bir millet mi değil mi? Önce el Kaide'yi, sonra İŞİD'i yaratarak, İslam'ı “vahşet” kelimesiyle yan yana getiren Hristiyan-Yahudi ittifakının algı operasyonlarına, daha ne kadar kanıp, kendi dinimizi, kendi insanımızı aşağılayacağız.
Türkiye'de kendini laik, Kemalist, demokrat, sosyal demokrat, sosyalist v.s olarak niteleyenler on yıllar boyunca kendi dinlerinden korkutuldular. Haçlı dünyasının pompaladığı, İslam'ın şiddet dini olduğu yalanına kandılar, inandılar. Oysa yukarda sadece çok kısa örneklerini verdiğim olaylara baktıklarında asıl katilin, sadistin, tecavüzcünün, işkencecinin hristiyan batı dünyası olduğunu görebilirlerdi. Yedinci yüzyılda Endülüs'e haçlı seferi düzenleyenleri tetikleyen korku, islam'ın adalet anlayışıydı. Endülüs'e gelen Müslümanlar, İmparatorun da, kölenin de Allah katında eşit olduğunu söylüyordu. Kast sıralamasında insan bile sayılmayan köylüler hızla Müslüman oluyor, İslam Avrupa'da her geçen gün yüceliyordu. Avrupa'nın asilzadeleri, kendilerini köylüyle, köleyle bir tutan İslam'ı Avrupa'dan silmek için, Endülüs'e ilk haçlı seferini düzenleyerek, Müslümanları öldürdüler ve İslam'ı yasakladılar. Can korkusuna Hristiyan olduğunu söyleyen ama kalben Müslüman olan Endülüslüler o tarihten sonra “Morişkolar” olarak anıldı.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLIYOR
Batı şimdi de İslam ülkeleri üzerinden Üçüncü Dünya Savaşını başlatmaya hazırlanıyor. Daha çok hedefte Sünni İslam var. Hıristiyanlar, Yahudiler ve Budistler el ele verip, yüz yıldır sömürdükleri, kana boyadıkları İslam Coğrafyası'nı bir kez daha çizmeye ve bir yüzyıl daha sömürmeye hazırlanıyor. “Dünya 5'ten büyüktür” diyerek isyan eden Recep Tayyip Erdoğan'ın niyetini iyi biliyorlar. Erdoğan'a destek veren İslam ülkelerinin sayısının artması emperyalistleri ürkütüyor. Ortadoğu'yu ateşe verecekler ama hiçbiri elini ateşe sokmayacak. Bu oyunu bozabilecek yegane ülke Türkiye. Tek lider de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunu Erdoğan yalakalığı olarak niteleyeceklere diyecek tek sözüm bile yok. Başınızı elinizin arasına alıp düşünün. Sizin Ak Parti ya da Erdoğan düşmanı olmanız onların umurunda bile değil. Bu coğrafyada yaşadığımız sürece hepimiz onların gözünde, maymunun bir üstü, insanın bir altı olan yaratıklarız (J.Paul Sartre'ın iddiası). Ve zamanı geldiğinde bizi kurbanlık koyun gibi boğazlamak onların vicdanını hiç yaralamayacaktır.