Hayat; bu dünya için nefes alma ile başlayan ve nefesin son bulmasına kadar devam eden süreçtir. Yaşam; bireysel kararların alınmaya başlandığı dönemden itibaren düşünme, duygu, davranış döngüsünde hayatın şekillendirilmesidir. Hayat, Mutlak İrade’nin takdiridir; yaşam, imtihan dünyasında birey iradesinin kullanım alanı olarak verilmiştir. Mutlak İrade; esas kurallar ve uygulama yöntemleri hakkında insanlığın bilgilendirilmesini sağlamıştır. İmtihan dünyasının cevap anahtarı ve hayat sürecinin yaşam kuralları, akıl sahibi insanlığa tebliğ edilmiştir.

Birey, nefes aldığı havayı / içtiği suyu / yediği gıdayı fıtri bakımdan sorgulamak zorundadır. Kirli hava, pis su, necis gıda birey biyolojisine uygun değildir; yaşam kalitesine ve sağlığına olumsuz etki etmektedir. Sağlıklı birey, vücut endeksine dikkat etmelidir. Bireyin yaşamı, hayat sürecinin standart seviyesini doğrudan etkilemektedir. Sağlıklı bir beden için, midenin 1/3 oranlı olarak gıda, su, hava ile orantılı olması öğütlenmekte; metabolizmanın çalışması için de hareketliliğin gerekliliği bildirilmektedir.

Günümüzün hareket kısıtlı yaşam şartları ve besin yelpazesi, sağlığı riske edecek unsurlarla iç içedir. Olumlu ve olumsuz olgular bilinmesine rağmen yaşam farkındalığı, algılarla normalleştirilmektedir. Sanayi devrimleri ile günlük öğün sayıları artmış / içme suyu plastik kaba veya kimyasal filtreye girmiş / kentleşmeyle birlikte hava kalitesi düşmüştür. Bedenin temel ihtiyaçlarının fıtri özelikleri bozulunca da metabolizma biyolojik sensörlerinin kalibrasyonu olumsuz etkilenebilmektedir; bunlardan biri de pankreastır.

Pankreas, bedene giren besinlerin sindirimini ve vücudun fonksiyonlarını yönlendiren bir organdır. Görevini tam yapamaması, yaşam kalitesini doğrudan etkilemektedir. Bu durum “diyabet” adı verilen ve genellikle yaşam tarzı ile alakalı bir rahatsızlığa sebep olabilmektedir.

Günümüzde diyabetin ön plana çıkmasının sebebi, artış hızı ve farklı rahatsızlıklara zemin teşkil edebilmesidir. Endüstriyel raporlarda “diyabet pazarı” olarak yer almakta, biyolojik / teknolojik / farmakolojik kategorilerde değerlendirilmektedir. Birbirleriyle bağlantılı bu alt başlıkların gelecek stratejileri, psikoloji biliminin çalışmalarına da konu edilebilmektedir.

Mükellef bir birey; temel ihtiyaçlarının fıtriliğini ve bunların kalitesini sorgulamalıdır. Esas kurallar ve ölçüler doğrultusunda, beden sensörlerinin çalışma koşullarına uygun, organik ürünler almalıdır. Böylece hayat süreci, kaliteli bir yaşamla devam ettirilebilecektir. Bireye düşen görev, kendi sağlığını korumaktır / kurumsal görev ise, toplumun sağlığını endüstriyel sektörün kapsama alanından uzak tutmaktır. Diyabette yaşam farkındalığı en önemli unsurdur; 14 Kasım Diyabet Günü bunun için önemlidir.

Diyabet’e adını veren hekim, Kapadokyalı Aretaeus’tur. Aretaeus (80-130); Kapadokya’da doğmuş, İskenderiye tıp okullarında eğitim almış bir doktordur; dört kitap yazmıştır. Diyabet konusunu; “Kronik Hastalıkların Nedenleri ve Belirtileri” ile “Kronik Hastalıkların Tedavi Yöntemleri” adlı kitaplarında açıklamıştır.

Nevşehir; tarih sayfasındaki Kapadokya bölgesinin merkezidir. Diyabet konusunda, 1973 yılında Kapadokya’da başlatılan çalışmalar, yaygınlaştırılarak devam ettirilmelidir. Böylece hem diyabet farkındalığına hem de bölgeye yeni bir ivme kazandırılacaktır.

Diyabet ile ilgili;

- Nevşehir’de, ulusal / uluslararası diyabet farkındalık etkinlikleri yapılabilir,

- Nevşehir’de, diyabet araştırmaları için bir kürsü veya bir enstitü kurulabilir,

- Altı farklı dile çevirisi yapılan Kapadokyalı Aretaeus’un eserlerinin, “tıbbi akademik bir ekip” ile Türkçe ’ye de çevirisi yapılabilir.

Bu satırlar; M. TUNCEL, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir-2024; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.