ZİLHİCCE AYININ FAZİLETİ

ZİLHİCCE AYININ FAZİLETİ

Zilhicce ayı Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen hac aylarından biridir. Hac ayları, hicrî takvimdeki “Şevval ve Zilkade” aylarının tamamı ile “Zilhicce” ayının ilk 10 günüdür. Zilhicce ayı hac menâsikinin ve Kurban Bayramı’nın idrak edildiği günleri içinde barındırır. Zilhicce ayı, Hicri takvimin 12. ayıdır. Bu ay, hem hacca sahiplik etmesi hem de kurban ibadetinin bu ayda ifa edilmesi nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir aynı zamanda af ve bağışlanma mevsimidir.

Kurban Bayramı’nın öncesinde kalbî ve ruhi hazırlığa girebilmemiz için bu günlerin önemini ve özelliğini iyi idrak edip bu günleri hayatımızda fırsat günleri olarak bilmeliyiz.

Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti pek fazladır.

Kur’an-ı Kerim’de Fecr Suresi’nin 2. âyetinde üzerine yemin edilen on gecenin zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu müfessirlerimizce ifade edilmektedir. (Şevkânî, Fetḥu’l-ḳadîr, V, 432).

İbn Abbas’ın, “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler.” âyetinde geçen (el-Hac 22/28) “bilinen günler” ifadesini de zilhiccenin ilk on günü veya teşrik günleri diye yorumladığı nakledilir. Zilhiccenin ilk on gününün faziletine işaretle, Hz. Peygamber (SAV); “Allah katında şu on günde işlenecek salih amelden daha sevimli bir amel yoktur.” (Buhârî, Îdeyn,11) buyurmuştur.

Başka bir hadis-i şerifte Efendimiz (SAV): Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur, bugünlerde tesbihi çok yapın; tahmîdi, tehlîli ve tekbiri çok söyleyin.” buyurmuştur. (Şevkânî, Neylü’l-evṭâr, III, 354)

Tesbih “Sübhanallah”, Tahmid “Elhamdülillah”, Tehlil “Lâilâheillallah”,

Tekbir ise “Allahu Ekber” demektir.

ZİLHİCCENİN İLK DOKUZ GÜNÜ ORUÇ TUTMAK MÜSTEHAPTIR.

Zilhicce orucu, Zilhicce ayının başlamasıyla başlar. 9. gün dahil olmak üzere oruç tutulur. Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmak müstehap kabul edilmiştir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

AREFE GÜNÜ FAZİLETLİ BİR GÜNDÜR

Zilhicce’nin dokuzuncu günü öğle vakti ile onuncu günü fecr-i sadık arasında Arafat vakfesi yapılır. Zilhiccenin sekizinci günü “terviye”, dokuzuncu günü “arefe” günü olarak bilinir. Onuncu günü ise Kurban Bayramı’nın birinci günüdür.

Zilhicce ayının dokuzuncu günü olan Kurban Bayramı’nın arefesi de dinimizce önemli bir yere sahiptir. Peygamberimiz (SAV) arefe gününün faziletine ilişkin olarak “Arefe gününden daha çok Allah'ın cehennem ateşinden insanları âzad ettiği bir gün yoktur.” (Müslim, Hac, 436) buyurmuş, özellikle arefe günü tutulan orucun da çok faziletli olduğu, Allah Resulü (SAV) tarafından beyan edilmiştir. Efendimiz (SAV) arefe gününü oruçlu geçirme ile ilgili olarak: “Arefe günü tutulan orucun, geçmiş ve gelecek birer yıllık günahları bağışlayacağı Allah’tan umulur.” (Müslim, Sıyâm, 196-197) buyurmuştur.

Fakat hacda olanların, yapacakları ibadetleri aksatmamaları, sıkıntı ve hâlsizliğe düşmemeleri gerekçesiyle arefe günü oruç tutmamaları daha uygundur. (Ebû Dâvûd, Savm, 64)

BAYRAM GÜNLERİNDE ORUÇ TUTMAK TAHRİMEN MEKRUHTUR.

Bayram günleri ise oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında gelir. Ramazan Bayramı’nın birinci gününde ve kurban bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 395-396; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 336). Bugünlerde oruç tutmanın hoş karşılanmayıp yasaklanması, bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleri olmasından dolayıdır. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

İslâm tarihinde zilhicce ayında meydana gelen önemli olaylar

İslâm tarihinde zilhicce ayında meydana gelen önemli olaylar şunlardır: Birinci ve İkinci Akabe Biatları (621-622), Hudeybiye Antlaşması (6/628), Hz. Peygamber’in oğlu İbrâhim’in doğumu (8/630), Hz. Osman’ın şehid edilmesi (35/656) zikredilebilir.

Böyle kutsal bir mevsimde Yüce Yaratıcımızdan af ve mağfiret dilenmeli, ibadet ve taatimizi artırmalıyız. Keseceğimiz kurbanlarımızla Rabb’imize kurbuyetimizi izhar etmeli, kalp kırmamalı, gönül yıkmamalı ,yaralı gönülleri onarmalıyız. Kimsesizleri, fakirleri, yetimleri, zulüm altında inim inim inleyen mazlum coğrafyalardaki din kardeşlerimizi unutmamalı, imkanlarımız dahilinde onların sorunlarına çözüm üretmeliyiz.

Anne ve babalarımız başta olmak üzere akrabalarımız, komşularımız ve tüm kardeşlerimizin gönüllerini hoş etmeli ve hayır dualarını almalıyız.

Duaların reddedilmediği şu mübarek günlerin Âlemi İslam’a ve tüm insanlığa barış ve huzur getirmesi dileğiyle, selam ve hürmetler.

HÜSREV ÖNDEGELEN

İlahiyatçı Araştırmacı Yazar