İnsan; düşünen bir canlı olarak yaratılmış ve imtihan dünyasının kuralları “tebliğ” edilmiştir. Ama bazı insanların nefis yönlendirmeli, mantık blokeli benlik önceliği hem bireysel hem de toplumsal yapıda kırılmalara sebebiyet verebilmektedir. Bu karakterize yapıya sahip kişilikler, daha görünür olabilmek adına daha fazla çaba sarf etmekte ve sunulan imkanlarla önemli konumlara gelebilmekte; demografik durum / coğrafik düzen, olumsuz etkilenebilmektedir.
 
Coğrafi keşifler, sanayi devrimleri gibi tarihi olaylarla üstünlük sağlayanlar; yakın/uzak coğrafyalardaki yerüstü/yeraltı tarihi ve kültürel eserleri, ürünleri ve madenleri vb. zenginlikleri ve farlılıkları sahiplenmekte bir beis görmemiştir. Özellikle değerli madenler ile ekonomik, teknolojik ve askeri kazamınlar sağlanmış; benlik öncelikli konum sahiplerinin de görünürlüğü artmıştır. 

Dünya tarihi; tebliğ hükümlerini göremeyen, beşerî kurgulu öğretilerin peşinden giden, topluluklarının hak ve hukukunu üstün gören benlik öncelikli kişiliklerin, hazin sonunu belgelerle göstermiştir. Bunlar bilinmesine rağmen; daha fazla kaynak elde edebilmek, başkalarına ait olanları da alabilmek vb. nedenlerle, önce 1914’te sonra 1939’da küresel anlamda olumsuzlukların yaşanmasına zemin hazırlanmıştır. İstekler elde edilince de yeni kazanımların korunması adına küresel oluşumlu yeni kuruluşlar, barış / özgürlük / insan hakları gibi pozitif görünümlü kavramlarla kurulmuştur. Ancak 21. yüzyılın konjektürel yapısı ile yeni ihtiyaçların kapısı aralanmış; bu ihtiyaçların karşılanması için de yeni bir düzene yeni bir oluşuma gereksinim duyulmaya başlanmıştır. 

21. yüzyılın dünyası; yine olumsuzlukların, kuralsızlıkların yaşandığı, güçlünün hukukunun üstün olduğu bir hal almıştır. Yeni durum öncekilerden farklı olarak MAD Doktrini gölgesinde, BM avam bölgesinde; insan haklarının / sınır hatlarının / deniz yetki ve hava etki alanlarının geçerliliğinin bazı coğrafyalarda mazide kaldığı, algı yöntemleriyle sağlığın / gıdanın / sosyalliğin dizayn edildiği, insani vasıfların renklendirildiği bir dünya ortamında, geleceğe yön verilmek istenmektedir. Dünyada insanlığın dip, teknolojinin pik yaptığı bir süreç yaşanmaktadır. Bu durum sürdürülebilir değildir; yani dünyanın yeniden dizaynına kapı iyice aralanmıştır.  

Tebliğ hükümleri, “insanlığın dünyada başıboş bırakılmadığını” net olarak belirtmektedir. Bu netliğin bilincinde daima umut taraflı olarak, gençlerin hayallerine imkanlar sunarak, hükmü geçmiş söylemleri gündem dışı tutarak, yürürlükteki “tebliğ hükümleri” doğrultusunda hazırlanan, fizik/metafizik, basiret/feraset, milli/manevi/insani boyutlu güncel jeostratejik(*) planlar; dizayn edilecek dünya için söz sahibi olmak adına, önem arz etmektedir. Bir önemli husus da bu planları sahaya yansıtarak geleceği şekillendirecek olan gençlerin, umutlarını gölgeleyebilen mobil dijital cihaz uygulamalarının, ahlaki kültürel yapıya ve bilinçli dijital okuryazarlığa göre fıtri format dizaynlı olmasıdır. Zira mobil telefon; tele-fon olarak sıradanlaştırılarak basitleştirilen, ama donanım olarak yapay zekâ destekli pozitif veya negatif kaynaklara erişim özelliği bulunan, bireyin ayrılmaz bir parçası gibi olan, kullanımı açısından “ilaç dozu” benzetmeli, mobil bir(!) çok şeydir. Gerektiğinde gerektiği kadar kullanılabildiğinde, milli manevi insani ilmi çok değerli pozitif kazanımlar sağlayabilmektedir. Aksi durumda, nefis temelli / negatif his öncelikli / teknolojiye bağımlı, nesnelerin internetinin biyolojik bir unsuru olarak, tebliğ hükümlerinden ve ahlak değerlerinden bihaber, benlik öncelikli dünyevi bir kişiliğin oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. Yetişkinler; Hak ve hakikat yolunda, mükellefiyetlik / vatandaşlık / ailede aidiyetlik / vazifede sorumluluk bilinciyle, sözleri / davranışları / uygulamalarıyla, her daim iyi birer rol model olmalıdır. 

(*) Jeostrateji; belirlenen yerlerde coğrafik ve/veya demografik şartların oluşturulabilmesi yada korunabilmesi için, önceliklerin ülke menfaatleri doğrultusunda planlanması ve bu doğrultuda ekonomik, psikolojik, teknolojik, …vb. kazanımların sağlanabilmesi adına; anlık haftalık aylık yıllık, öngörü / asırlık, uzgörü faaliyetlerini kapsayan, disiplinlerarası bir kavramdır.

Bu satırlar; M. TUNCEL, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir-2025; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.