Kapadokya Üniversitesi (KÜN), LEGADDER (Lider Eğitimcileri, Gönüllüleri ve Akademisyenleri Destekleme Derneği) ve Çukurova Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen, eğitim alanındaki en önemli etkinliklerden biri olan Uluslararası ESEP Eğitim Bilimleri ve Etkili Uygulamalar Kongresi, bu yıl ikincisiyle eğitim dünyasını bir araya getiriyor. Kapadokya Üniversitesinin kurucusu Alev Alatlı'nın anısına ithaf edilen kongre, 14-17 Kasım tarihleri arasında üç gün boyunca devam edecek.

Oktay Sinanoğlu Konferans Salonu’nda başlayan kongreye; KÜN Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Anadolu Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Adnan Boyacı, KÜN Sağlık Bilimleri Yüksekokul Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rukiye Yalap, Çukurova Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Birsel Aybek, LEGADDER Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Arıkan, ulusal ve uluslararası akademisyenler, uzmanlar, eğitimciler, veliler ve öğrenciler katıldı. ‘Eğitimde Sürdürülebilirlik ve İnovasyon’ ana teması etrafında şekillenecek, eğitimde sürdürülebilirlik ve yenilikçi uygulamalar üzerine önemli tartışmaların yapılacağı kongre, katılımcılara küresel eğitim sistemlerinde sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda nasıl daha etkili çözümler üretebileceğini tartışma fırsatı sunuyor.

KÜN Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar:

II. Uluslararası ESEP Eğitim Bilimleri ve Etkili Uygulamalar Kongresi’ne KÜN olarak ev sahipliği yapmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden ve sözlerine Alev Alatlı’yı anarak başlayan Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Alatlı’nın ‘Eğitim Paradigmasına Yeni Bir Bakış’ kitabından yaptığı alıntılarla KÜN’ün Türk eğitim-öğretim sistemine bir katkı olarak sunduğu SOBE (Son Bilgiyi Önceleyen Eğitim-Öğretim) yöntemini, eğitim felsefesini vurguladı, sürdürülebilirlik ve inovasyon çalışmalarını aktardı. Karasar, Alatlı’nın kitabında Bourdieu-Said-Furedi üçlüsünden aktardığı: “Standartları idame ettirmeksizin, kitlelerin eğitim ve kültüre katılmalarına ön ayak olmak milyonlarca insanı dolandırmak demektir.  Anlamı olmayan bilgi, halkın değil, uzmanların, disiplin taraftarlarının ve bilirkişilerin işine yarar.” ifadelerine vurgu yaparak Alev Alatlı Hocamızın, "Bu bağlamda asıl seçkinciler, anti elitist olduklarını iddia eden halkçılardır." sözlerini hatırlattı. Konuşmasına, KÜN’ün sürdürülebilirlik ve inovasyon temalarında yürüttüğü çalışmaları anlatarak devam eden Karasar, “Sürdürülebilirlik üniversitemizin ana mottolarından biri. Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC), Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ve Kapadokya Üniversitesi olarak Türkiye sürdürülebilir turizm standartlarını yazdık ve uygulamaya konuldu. Bu sayede, Türkiye çapında yaklaşık 22 bin otelin 15 bine yakını sürdürülebilirlik standartlarını kendilerine uyarladı ve şu anda Avrupa'da sürdürülebilir otel standartlarında en yüksek düzeydeyiz. Bunun yanı sıra I. Ulusal Yapay Zekâ Buluşması’na ev sahipliği yaptık. Bununla kalmadık, müfredat, öğrenim çıktıları, program yeterliliklerinin hepsinin yapay zekâ destekli programlarla baştan sona incelenmesi, anomalilerin, tekrarların bulunması, ders saatine, ders izlencesine, kaynaklara ve sınavlara göre program yeterliliklerinin, program çıktılarının, öğrenme yeterliliklerinin sağlayıp sağlamadığını ölçüyoruz.” dedi.

Anadolu Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Adnan Boyacı:

Yeni dünya düzeninde bilgi ekonomisi kavramının önemini vurgulayan ve bilgi ekonomisi çerçevesinde katma değeri yüksek ürün üretmek, inovasyon yapmak ve bunları pazarlamanın artık gücün merkezi haline geldiğini belirten Anadolu Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Adnan Boyacı, Dünya Bankası’nın 2017’de yayımladığı rapora atıfta bulunarak eğitim sistemlerinin hem ahlaki hem pedagojik hem öğretim bağlamında ciddi bir krizde olduğunu ifade etti. Boyacı, “Kriz, zamanın ruhuna uymayan okullar ve eğitimdir. Bütün dünya eğitim sistemlerini, katma değeri yüksek ürün üreterek inovasyon yapabilecek, yeni nesilleri hazırlayacak bir eğitim sistemine doğru evirmeye çalışıyor. İnovasyonun ve bilgi ekonomisinin arkasındaki temel ham madde yetişmiş insan kaynağıdır. Öyle insanlar yetiştireceksiniz ki, eğitim sistemlerinizden size katma değeri yüksek ürün üretebilecek ve bilgi ekonomisine dayalı yeni dünya düzeni içerisinde sizi güç merkezi yapabilecek bir eğitim sistemi olmalıdır.  Muhteşem binalar yapabilirsiniz, muhteşem programlar hazırlayabilirsiniz, en yüksek teknolojiyi sınıflara taşıyabilirsiniz ama eğitim sistemi, sistem olarak girdisi, süreçleri ve çıktısı insan olan tek sistemdir. O yüzden dip dalgası yaratacak bir reform peşindeyseniz müttefiklere ihtiyacınız vardır. Eğitimde yapılacak yeniliklerin müttefikleri öğretmenler ve okul yöneticilerdir.” diyerek eğitimde, eğitimcinin önemini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Çukurova Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Birsel Aybek:

İnovasyon ve sürdürülebilirlik kavramlarının ulusal ve uluslararası bağlamda 21. Yüzyıl’da öneminin her geçen gün arttığını söyleyen Aybek, “21. Yüzyıl becerilerine baktığınızda artık okullarda hem sürdürülebilirliği sağlayan hem de inovatif becerilere sahip bireyler yetiştirmek istiyoruz. Biz de bu bağlamda ana tema, inovasyon ve sürdürülebilirlik olsun dedik. Kongredeki panellerin, bildirilerin, çalıştayların bu bağlamda önemli katkılar getireceğini belirtmek istiyorum. Bu kongrenin en önemli yanı, biraz önce Gökhan öğretmenim de söyledi, saha ve akademiyi bir araya getirmesi. Biz akademisyenler genelde tezleri hazırlarız, çalışmaları yaparız ama sahaya yansıması ne kadar oldu bunu çok fazla görmüyoruz. Saha ve akademi bir araya gelince ben eğitim problemlerinin çözülebileceğine inanıyorum” dedi.

LEGADDER Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Arıkan:

Arıkan, Eğitimde Sürdürülebilirlik ve İnovasyon teması altında bir araya gelindiğini, geçmişten taşınılan eğitim birikiminin ışığında yarınlara yön vermeyi, bugünün sorunlarından öte yarınlara ışık tutacak cevaplar aramaya çalışmak için bir araya geldiklerini vurguladı. Eğitim ekosisteminin; doğasının, vizyonunun, işlevinin, etkisinin, erişilebilirliğinin, sürdürülebilirliğinin ve yönetişiminin multidisipliner bir bakış açışıyla değerlendirilmesi gerektiğine inandığını söyleyen Arıkan, “ESEP Kongresi tam da bu noktada akademi ile sahayı bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Bu hedefle uyumlu olarak yenilikçi yaklaşımların ortaya konulabilmesine ve geliştirilebilmesine katkı sağlamayı, araştırmacılara ve uygulayıcılara, bulgularını ve deneyimlerini paylaşma imkânı vererek etkili bir platform olmayı amaçlıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Katılımcıların; oturumlar, paneller, sergi ve atölye çalışmaları aracılığıyla eğitimdeki son gelişmeleri, etkili uygulamaları ve inovasyon stratejilerini öğrenme fırsatı bulacakları kongre, aynı zamanda küresel eğitim politikaları ve uygulamaları üzerine fikir alışverişi yapma imkânı da sunacak.