Anahtar Parti Nevşehir İl Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkiler Başkanı Ümüt Karaca yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları ifade etti; "Bildiğiniz üzere, Türk Devletleri Teşkilatı veya eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye' nin üye; Macaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan' ın gözlemci statüsünde yer aldığı, Türk devletlerinden oluşan bir Uluslar arası kuruluştur.
Türk Devletler Teşkilatı' nın beş üyesi Türkiye' nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tezlerine aykırı olan ve ülkemizi '' işgalci '' olarak tanımlayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını kabul ederek Güney Kıbrıs kesimini büyükelçi düzeyinde tanıdı. Biz adada işgalci durumuna düştük konuşan yok.
Avrupa Birliği’ nin 12 Milyar Euro’ luk yatırım paketiyle gelen bu yeni diplomatik açılım, Türk dünyası idealiyle çarpışmış ve kazanan, ne yazık ki Brüksel olmuştur.
Semerkant’ ta düzenlenen AB-Orta Asya Zirvesinde, 541 ve 550 sayılı BM kararlarına açık destek vererek KKTC’ nin “ tanınmaması ” çağrısını yineledi. Karşılığında ise ekonomik yardım paketlerini açtı. Türkiye’ nin 40 yıldır yürüttüğü Kıbrıs diplomasisi böylece para karşılığı bypass edildi. Sadece diplomatik değil, stratejik bir ihanet yaşandı. Ve biz, Orta Asya’ daki kardeşlerimizden değil, Avrupa’dan öğrendik ki, “ kardeşlik ” artık yatırım belgelerinin dipnotlarında geçiyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kırmızı çizgimizdir. Kanla alınan toprak, masada verilmez. Kıbrıs, Orta Doğu'nun anahtarıdır. Kıbrıs' ta oldu - bittiye getirilmeye çalışılan bu vaziyeti umursayın, Suriye' deki oldu - bittileri umursayın. Hiç kimse ama hiç kimse konuşmuyor. Türk Devletleri Teşkilatı konuşmuyor, Aksakalımız var Aksakalımız konuşmuyor. Bizi adada işgalci konumuna düşüren bu hususla ilgili hükümette konuşmuyor. Peki hükümet neyi konuşuyor, diploma. Ahmet Şara bizden izinsiz nefes almıyor, Suriye' de korkunç kuvvetliyiz diye nara atılıyor ama Güney Kıbrıs' ın Dışişleri Bakanı Kıbrıs bayrağıyla Suriye' de ağırlanıyor, uğurlanıyor, konuşan yok.
Bu tablo bize bir şeyi gösterdi: Türkiye’ nin dış politikası artık içerideki tartışmaların gölgesinde, diplomatik reflekslerden yoksun hale geldi. İktidar' ın refleksi içeride slogan üretip dışarıda susmak olmamalıdır. Kıbrıs Türk halkı, bir kez daha yalnız bırakıldığını gördü. Rum-Yunan ekseni değil, bu kez “ kardeş devletler ” sırtını döndü.
KKTC’ nin yalnızlığı sadece coğrafi değil, psikolojik bir yalnızlıktır artık. 1983’ te ilan edilen bağımsızlık, 2025’ te diplomatik yalnızlığa dönüştü. Sormak gerekir: “ Eğer Türkiye bile bu yalnızlığı görmezden geliyorsa, kim KKTC’ ye sahip çıkacak?
Türk Devletleri Teşkilatı boşa düşmüştür. Milletimiz duysun, hükümet duysun! Anahtar Parti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındadır. Sanal gündemlerle elimizden alınmak istenen tüm değerlerimize sahip çıkacağız. Gerek Türkiye'nin gerekse diğer Türk Devletlerinin egemenlik haklarını savunmak, Dış politika tezlerimizi Türkiye' nin milli bekasına uygun bir şekilde yürütmek bizim temel vazifemizdir." dedi.