Nevşehir'in kültürel ve geleneksel kimliğini yaşatmak amacıyla, FİB Haber Köşe yazarlarımızdan emekli öğretmen şair Türk ve Dünya Ozanları Ocağı Genel Başkanı Sadi Teltik, yaptığı röportaj ve kaleme aldığı yazıları arşivliyoruz.

'Kültür Mirası Nevşehir Hafızası İçin Önemli'

FİB Haber Köşe yazarı ve Türk ve Dünya Ozanları Ocağı Genel Başkanı Sadi Teltik, "Nevşehir’in unutulmaya yüz tutmuş gelenek, görenek, örf ve adetleri" yazı dizisiyle sizlerle...

FİB Haber'de yayınlanan yeni yazı dizisinde köşe yazarımız Sadi Teltik, Nevşehirli Nevzat Öndegelen (73) ile yapmış olduğu keyifli sohbeti sizlerle paylaşıyoruz.

NEVŞEHİR'İN GELENEK, GÖRENEK, ÖRF, ÂDET VE TÖRESİNDEN BİR KESİT:

NEVZAT ÖNDEGELEN'İ KONUŞTURDUKÇA NEVŞEHİR'İN GELENEK,GÖRENEK,ÖRF VE ÂDETLERİNE NE KADAR VÂKIF OLDUĞUNU ANLADIM VE SİZ SAYIN NEVŞEHİR HALKINA DUYURMAYI BİR VAZİFE BİLDİM.UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

NEVZAT'ın nasıl ÖNDEGELEN olduğunu öğrenelim isterseniz...

-Babam Demir Hafız'ın talebelerinden ünlü bir fakihti (Fıkıh Âlimi). Tarihî, dinî, fıkhî ve amelî mes'elelere vâkıftı. Saatçi Hoca, Kıratlı Hoca ve Molla Efendi ile istişaresi vardı. Soyadı kanunu çıkınca dedem ihmâl davranıyor, Nüfus'a gitmiyor Jandarma zoruyla götürülüyor. Sülâle, Keklik soyadını almış. Nüfus Memuru soruyor. Siz ne iş yaparsınız? Dedem de babam, ben imamız diyor.

-Siz,önde gelen bir aileymişsiniz.Bundan böyle Soyadınız Öndegelen olsun demiş.

-YEMEK KÜLTÜRÜ:

Nevşehir'de düğünler aşçılara göre ayarlanır, onların müsâit olduğu günlere göre düğün tarihi belirlenirdi.Belli başlı aşçılarımız; Hayriye Ana, Ayşe Ana ve Dalkıran Ayşe (Uluçay) aklımda kalan isimlerdir. Aşçılar nöbetle gelirlerdi. Önceden düğün evine Bayrak alan,Güvey konduranlara yemek yapılırdı. Düğün evi sahiplerine yemek malzemeleri önceden sipariş verilirdi.

Düğün yemekleri: Kıymalı yumurta,bamya,dolma mantı,ağpahla(Kuru Fasulye),pehli, pirinç pilavı, nohut, sulu köfte, gırcı mantı, makarna, erişte, ağ pakla, bulamaç, pekmez bulamacı ,filiz cacığı, zelderi pilavı, kabak çiçeği dolması,su böreği ,tirit, gendime çorbası,tarhana-kesme-bulgur- sütlü çorba ve tatlılardan sütlaç,baklava,dolaz, aside, bitirgen dolması,bal kabağı tatlısı meşhurdu.Düğünlerin olmazsa olmazıydılar.

Kıymalı yumurta, soğanlı da yapılırdı. Düğün yumurtası olarak ayrı bir lezzeti vardı.

Pehli; Koyun Kaburgası, bulgur, kuş üzümü önceden pişirilerek iç yapılır ve ağzı dikilirdi.

Sütlaç yendikten sonra pirinç pilavı ve etli nohut, sofraya konurdu.Dolaz'ın ballısı tercih edilir. Aside genellikle düğün ve sünnet törenlerinde ilengerde hediye olarak götürülürdü.Asidenin üzerine toz şeker atılırdı.

Tirit, özel bir yemekti. Koyun ayağı ateşte ütülür, pişirilir, yufka ekmek ilenger veya tepsi üzerine serilerek, sarmısak ezilerek, ayak suyu dökülerek yufkayla yenirdi.

Bitirgen Dolması, kurutulmuş bitirgen önceden ıslatılır, çekirdeği alınır,çekirdeğin içi bitirgenin içine konur, tereyağında pişirilip pekmez ilave ederek servis yapılır.

Gendime Çorbası, yarma ile yapılır, içine nohut katılır.

Yemekler tandırda kazan ve leğenlerle pişirilir. Kürek gibi tahta kepçelerle karıştırılarak pişirilirdi. Ayrıca köftür ve tarhananın da tadına doyum olmazdı.

Bezi alma, hamur yoğurma ,çiğneme... Hamur çiğnerken sırta çocuk alınırdı ki ağırlık yapsın,hamur muşamba gibi olsun diye...

İSKEMBE KÜLTÜRÜ: Evlerin çoğunda kışlık odanın ortasında tandır biçiminde çukura,bağdan getirilen zelderi odunu sobada yakılıp közü teneke içine konur,üzerine ağaçtan yapılmış oturak kapatılır,Tatlık denilen çok geniş bir yorganla çukurun üzeri örtülür,altına girilir.Masa şeklinde yapılan iskembeye akşam ezanından sonra oturulurdu.İskembenin çevresine, Ebe,dede,ana,baba,çocuklar ve torunlar dizi dizi otururlar,burada Cenk hikayeleri okunur,âyetler ezberlenir,dinî bilgiler verilir,aile mes'eleleri konuşulurdu.Burası tâbir câizse bir aile meclisiydi.Çerezimiz eksik olmazdı.Kuru üzüm,kavurga,çetene,nohut leblebisinin yanı sıra, elma armut,erik kurusu(kak),kuru zelderi ve bostan çekirdeği yenirdi.Muhabbet had safhaya ulaşır.Dertler,sıkıntılar,gelecekle ilgili konular konuşulurdu.

BAYRAK, GÜVEY KONDURMA, SİSANA ve KAPI BASTIRMA KÜLTÜRÜ:
Düğünler genellikle Perşembe günü,Gerdek Gecesi ile biter.Düğünden 3-4 gün öncesi sabah namazı çıkışında Bayrak Duası önceden bildirilen eş dost,hısım akraba erkek evine gelir.O evde Bayrak ile Kur'an büyük bir odada masanın üstüne konur.Kur'an okunur,Bayrak duası edilir.Akrabanın bir çoğu güvey kondurmak için bayrak kapma yarışına girer.Bayrağı kim aldıysa güveyi O konduracaktır.Artık damadın her türlü mes'uliyeti ondadır.Bu,onun şerefidir.Bayrağı alan kişi bayrağı evinin damına asar.Erkek evi, o evden yönlendirilir.O gün,öğleden sonra Oğlan evinde toplananlar,kız evine kınacı olarak gider(SEYMEN).Evin hayatına(avlu)ağaçlar gerilip oturma düzeni sağlanır.Kerim'in Kızı Def(tef) çalar.Gündüz yapılan bu eğlence genellikle neş'eli oyunlarla geçer.Akşam geline kına yakılacaktır.Gelinin avcuna oğlanın annesi tarafından altın konulur.Kına töreni başlar.Defçinin görevi kız evini,öncelikle gelini ağlatmaktır."

Atladı gitti eşiği/Sofrada kaldı kaşığı kız anam..."
"Bura Bekdik Mâlesi,Ali'm evlen evlen evlen/ Dibinde minaresi kızım evlen evlen evlen"
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar/Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler..."

Kına yakma töreni geç vakte dek sürer. Oğlan evinden gelen damadın yakınlarından birkaçı o gün, o evde yatarlar.Gelin bizimdir diye sahiplenme anlamına gelir.Ertesi günü kızın gelin gitme merasimi başlayacaktır.Oğlan evinden arabası olanlar orada hazır bulunur.Gelen arabaların aynalarına Peşkir(havlu) bağlanır. Kız evine varınca da kız evi diğer aynaya peşkirini bağlar.Arabalar kornalara basarak kız evine hareket ederler.Oğlan evi davul zurnayı önceden ayarlamıştır.Kız evine varılınca kız evi kapıyı bastırır,açmaz .Tâ ki oğlan évinden gelen Seymenbaşı istediği harçlığı verene dek. Mâkul bir harçlık alırsa kapıyı açar.Damat,gelini almak için kız evine girer. Kapı yeniden bastırılır.Damat, kızı kurtaracaktır.Yâni kapıyı bastıran harçlığını alır, kapı o zaman açılır. Kızın kardeşi, geline kuşak bağlar. Ağıt figândan sonra damat gelini alarak kapı önüne çıkar.Hoca duasını eder. Gelin arabasına; gelin,damat, kaynana ve görümce oturur.Kaynata şoförün yanına kurulur.Araba hareket eder etmez,arabanın etrafı çocuklar tarafından çevrilir,arabanın önü kesilir.Kaynata, çocukları harçlık vererek sevindirir.Damat,gelini evlerine bırakır,akşam yatsı namazından çıkana kadar, o eve giremez. Sağdıç ,damadın yanından bir an olsun ayrılamaz.Her şeyden O sorumludur. Damat, güvey konduran eve gider.Yatsıdan sonra damadın evine gelinir.Imam,kapıda duasını okur,damadın arkadaşları, damadın sırtına yumruklar vurarak içeri yollar. Gerdek Gecesi için, kız evi tarafından pişmiş tavuk ve baklava gönderilir.
Düğünün ertesi günü Bayrak Konduran Ev'e öğle yemeği için gidilir,damada ve çevresine yemek edirilir.

SÎSANA: Gelin olan kıza hediye olarak verilen malzemelere sîsana denir.Kız evinden,oğlan evine götürülür.Genellikle merkezdeki evliliklerde,mahallenin çocukları mutfak eşyasını taşır.En kıymetli eşya olan ayna, büyük ve güçlü olan çocuğa verilir.En çok bahşişi de aynayı taşıyan alır.15-20 çocuk bu iş için görevlendirilir.Oğlan evine varılınca kaynata sîsananın geleceğinden haberdar olduğu için önceden çocuklara vereceği bahşişi ayarlar,para bozdurur,cebine koyar.Bahşişler alınınca teslimat başlar.

AKAR KÜLTÜRÜ:

a)AKAR:Türkmen Mahallesi'nin kullandığı,Endüstri Meslek Lisesi içinde,üstü kapalı,kenarı taşlarla çevrili,belki saniyede 40-50 litre akar şekilde su gelirdi.Suyu çok soğuk olurdu.

b)ILICA:Nar beldesinde bulunur.Suyu ılıktı.Yün yıkamak için kullanılırdı.Gelinlik kıza yün yatak hazırlamak âdetti.Yıkanan yunler,orada kurutulurdu.Zamanla Ilıcada araba yikanır oldu.Bu adeti de bitirdiler.

c)İÇAKAR:Her evin asbabını(Çamaşır),halı ve kilimlerini yıkamak için kullanılır.Önceden her ev,sıra belirler.Eşeği,at arabası olanlar gider,olmayanlar ödünç alarak yıkanacak malzemeyi eşeğe veya arabaya yükleyip götürürdü.En önemli alet,tokuçtu.Yıkamada deterjan yerine kil kullanılırdı.Köylüler, eşekle heybe içerisinde kil getirip satarlardı.Bütün mahalleli önceden kilini temin eder,kili havanda döverek kum gibi ezerdi.Kil,çamaşıra atılır,destilerle su dökülüp tokuçlanırdı.Kil köpürünceye kadar yıkanacak asbabın üzeri tokuçlanırdı.Yıkanan çamaşır,çimlerin üzerine serilip kurutulurdu.

AHIR SEKİSİNDEN KUZİNE SOBAYA ,BEZİR ÇIRASINDAN GAZ LAMBASI VE GAZ OCAĞINA, KİLER vs...

Bütçesi iyi olanların ahır sekisi olurdu. Fakirin zaten atı, eşeği yok ki olsun. Ahırın içine tahtayla merdiven yapılarak ahır iki katlı hâle getirilir. Üstü oturma odasıdır (Kaloriferli daire). Oda soğumaya başlayınca aşağıya inilir,hayvanın tersi (gübre) karıştırılarak ısı fazlalaştırılır (oda sıcaklığı yükseltilir).
1962'de kok kömürü dağıtılıyor dendi.500 kg. aldık, at arabasıyla eve getirdik. Ebem (Düriye Ana), odun sobasına odun ve kok kömürü atılmış. Soba tamamen erimiş. Kullanım hatasından sobadan olduk. Babam Bakırcı Hasan Ağa (Göncü)'dan içi tuğlalı Adaş soba aldı. İstediğin zaman öde demiş. Soba kuruldu. Odun,kömür.. .böyle bir ısı ve rahatlık görmedik. Mutluluktan âdetâ havalara uçtuk.

Gaz ocağı,gaz lambası ve tandır evinden Mutfağa geçtik ama ne yazık ki o eski huzurumuzu kaybettik.

Demir parmaklıklı kapısı olan kilerimiz vardı ki sebze ve meyvelerimiz hışırın üzerinde,üstünde çiğ taneleri bulunurdu.Her şeyimiz doğaldı.Şimdi oldukça pahalı olan buzdolapları sebze ve meyveleri çürütüyor.Gûyâ modernleştik.O eski yokluk yoksulluk dönemlerimizi çook arıyoruz. Evlerin hayat girişi solunda helâ(Tuvalet) olurdu.Evin dışında olması tercih edilirdi.Dışarıda olmasının bir sebebi hem kokuyu önlemek hem de tersin çıkartılmasına kolaylık iken diğer sebebi de istibra'dır.Abdest almak için en uygun bir şart...Bu derin bilgileri ve yaşanmışlıkları,kültürümüzü,bütün ayrıntılarıyla bizlere aktaran değerli ağabeyim,kadim dostum,saygın komşum Sayın Nevzat Öndegelen'e şükranlarımı sunuyorum."

Editör: İbrahim UYSAL