Örümcek kovucu özelliği sebebiyle ecdat tarafından tarihi camilerin kubbelerine yerleştirilen deve kuşu yumurtası bu defa Ürgüp İlçesine bağlı İbrahimpaşa Köyünde ki üç cami ile taziye evinde de kullanılacak.
İbrahimpaşa köyü Muhtarı Ali Özden'in girişimleri sonucu, hayırseverlerin katkıları ile Adapazarı'ndan dört adet deve kuşu siparişi verildi.
Muhtar Özden yaptığı açıklamasında; "Deve kuşu yumurtasını Adapazarı'nda bulduk ve tanesi 1250 TL den 4 adet sipariş verdik. Üç camimize ve birde taziye evimize koyacağız. Hayır sahiplerinden Allah razı olsun parasını da ödedik Çarşamba günü elimizde olacak. Rabbim hayır sahiplerinin hayırlarını kabul etsin inşallah." dedi.
Özden, Devekuşu yumurtasını, Mimar Sinan'ın, örümceklerin ağ bağlamasını engellemek için Süleymaniye Camii'nin avizeleri arasına yerleştirdiği bilinen bir gerçek. Biz de bu gerçeği köyümüzde uygulamak istedik. Yaklaşık 40 metrekare alanda etkili oluyor. dedi.
HARCINDA DEVE KUŞU YUMURTASI VAR
Deve Kuşu Yumurtası sıvısının örümcek kovucu özelliği sayesinde Süleymaniye Camii'si başta olmak üzere Mimar Sinan'ın birçok eseri örümcek türünden korunmaktadır.
Dölsüz devekuşu yumurtası kuru ve havadar bir yerde muhafaza edildiğinde doğal olarak suyunu kaybederek çürür ve bu süreçte yumurtadan yayılan koku örümcekleri ortamdan uzak tutar. Dolayısıyla o ortamda örümcek barınamadığından ağ yapamaz. Yüzyıllar öncesinde Mimar Sinan tarafından saptanmış olan bu özellik birçok mimari yapısına yansımıştır.
Osmanlı ile Bizans mimarisinin 200 yıllık sentezinin zirvesini oluşturan Sultanahmet Camii’nin harcında da örümcek ve haşerelerin kokusunu sevmediği deve kuşu yumurtası kullanıldığı biliniyor.
Deve kuşu yumurtası, kuru ve havadar bir yerde muhafaza edildiğinde, suyunu kaybederek çürüyor ve yaydığı (insanlar tarafından hissedilmeyen) koku nedeniyle örümcekler o alana yaklaşamıyor. Dolayısıyla o ortamda örümcek barınamıyor ve bu da ağ oluşumunu engelliyor. Yumurtanın bu özelliği, ortalama 60-70 metrekarelik bir alanda etki gösteriyor. Yüzyıllar öncesinde Mimar Sinan tarafından saptanan bu keşif, daha sonra birçok cami ve yaşam alanında asırlar boyunca kullanıldı.