1877 yılında Nevşehir'de doğup, 1951'de yine Nevşehir'de vefat eden, Çanakkale Gazilerimizden Nevşehir eşrafından, Kolağası sülalesinden Mahmut Oğlu Sadık Ataer'in hayatını; FİB Haber Köşe yazarlarımızdan Araştırmacı-Yazar Emekli Öğretmen "Yasemin Tutuş" kaleme aldığı üçüncü yazısıyla köşesine taşıdı.

İşte  değerli yazarımız Yasemin Tutuş'un o eşsiz  kaleminden, Nevşehirli Çanakkale Gazisi Sadık Ataer...

=SADIK ATAER=
=ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİMİZ=(3. BÖLÜM)

=ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI,=
=ANA BEN GİDİYOM DÜŞMANA KARŞI=

=ÇANAKKALE İÇİNDE BİR KIRIK DESTİ,=
=ANALAR, BABALAR ÜMİDİ KESTİ,=

=ÇANAKKALE'DEN ÇIKTIM YAN BASA BASA,=
= CİĞERLERİM ÇÜRÜDÜ KAN KUSA KUSA...=

Selâm; yine yeniden sizlere yine Çanakkale Gazimiz Sadık Ataer'in iki bölüm halinde yazdığım hayatının devamını tarihin tozlu sayfalarından Rabbimin izniyle günümüze yaprak yaprak taşıyayım didim.

"Niyet Hayr, Akibetide Hayr olsun inş.
"Ya Allah, ya BİSMİLLAH diyip cızıhtırmaya başlıyorum.

Sadık Ataer dedemiz 14 sene askerlik yapmış dimiştimya; o zamanki Osmanlı döneminde askere aylık olarak 1 altın lira ödenirmiş. 
Diğer askerler bu altın liraları bozdurup, yer gezerlermiş. Sadık dedemiz ise aldığı her altın lirayı "Osmanlı Bankasına" yatırırmış. 
Sadık Dedemiz savaş bitince Osmanlı Bankasına gitmiş, altınlarımı geri verin garii, ben memleketime döneceğim dimiş. 
Dimişte Osmanlı Bankası altın olarak ödeyememiş...

Gayme gayme paralar denilen "Banknot" virmiş. Sadık dede ise buna çok üzülmüş. 
Ben size çil çil altın yatırdım, geri altın isterim disede, meramını anlatmaya çalışsada, Osmanlı Bankasından altınlarını geri alamayınca napsın garibim Banknota razı olmuş. Altınların ederi gadar gayme gayme banknotlarla geri dönmüş. 

Tahmini 1934 veya 1935 yıllarında "Tahta Camiinin" karşısındaki Hakkı Paşanın yaptırdığı Havuzlu Konağı 40 bin banknot veya bir rivayete görede 40 Altına satın almış. Bu yazıya vesile olan Bahtışen ablada o konakta doğduğu için bu konağı çok seviyor ve havuzlu konaktaki günlerini özlemle yadediyor...

Nevşeer'in hatırı sayılır eşrafından Hacı Nuri Yurtsever'in kızı Hayriye hanım Kolbaşılara gelin gidiyor. Hacı Nuri emminin gızı Hayriye hanımdan Dilber, Faik, Mesude, Tevfik isminde 4 torunu oluyor. 

Sadık Ataer Gazimizin oğulları Kemal ve Rüştü Ataer büyüyünce Hacı Nuri Yurtsever'in iki kız torunuyla evleniyorlar. Kemal ile Dilber, Rüştü ilede Mesude kader birliği yapıp, yuvalarını kuruyorlar. Annıyacağınız Kolbaşılardan iki kızkardeş anlı şanlı bir düğünle "Sadık Ataer" dedemizin konağına gelin gidiyorlar. 

Kemal ile Dilber Hatundan Fikret Ataer ile Bahtışen Ataer Sanlıer doğuyor. Sonrasında oğul Fikret büyüyor ve Aysel hanımla evleniyor. 1960 yılında Hakan isminde bir oğlu oluyor. 
Bu evlilik uzun sürmüyor, ayrılıyorlar. 
Fikret bey ikinci evliliğini amca kızı Hayriye ile yapıyor. Bu evliliktende ismini Aylin koydukları bir kızları oluyor.

Bahtışen Ataer ablamızda o devirde Nevşeer'in en ünlü terzisi Yakup Sanlıer'in oğlu Hakkı Sanlıer ile evleniyor, Yakup Cem isminde bir oğlu, Arzu ismini verdiği bir kızı oluyor. (Arzu Güneşli)

Rüştü Ataer ile Mesude Hatundan Hayriye, Öznur ve dedesinin adıyla yaşayan Sadık Ataer doğuyor. Hayriye hanım yukarıda da yazdığım gibi hem amcasının, hemde teyzesinin oğlu olan Fikret bey ile izdivaç yapıyor. 
Öznur Ataer ise Sait Ellialtıoğlu ile evleniyor, Oğlu Ertuğrul ve Azime babannesinin ismini verdiği bir kızı doğuyor. 
 
Torun Sadık Ataer ise Özlem hanımla evleniyor ve Dilara ismini verdikleri bir kızları oluyor. Bendenizde naçizane Sadık dedemizin 1877'de doğumuyla bugüne kadar ki 4 kuşak soybağını yazmış bulunuyorum...

Kemal ile Dilber ve Rüştü ile Mesude'den doğan bu çocuklar şinciki deyimle kuzenler anne tarafından tiize çocukları, baba tarafından emmi çocukları oluyorlar. 
İki bacı, iki elti olarak gül gibin geçinip gidiyorlar. Hatta Dilber'in oğlu Fikret ile Mesude'nin kızı Hayriye de evlenince dünür bilem oluyorlar.

Aile öyle kaynaşıyor ki; Kemal ile Rüştü Ataer kayınço Tevfik Kolbaşı ile ortak olup, Belediyeye giden Hükümet Caddesinde Manifatura Dükkanı açıyorlar. Sonra mağazaya çevirip "İPEK MAĞAZASI" olarak o yıllarda çok gözel iş yapıyorlar. İpek Mağazası Nevşeer'in bazarlık bozmada tercih edilen en popüler mağazası oluyor. 

Eskiden Nevşeer'imizde Evlere şenlik bi bazarlık bozma geleneğimiz vardı ki sormayın gitsin. Nişanlı gelingız urba görmeye dükkana girmeye görsün, nirdeyse bütün dükkanı eve taşıtır, oğlan evininde canına ot tıkardı... Niysemm

İki kardeş ve kayınço önce manifatura dükkanı sonra ipek mağazası dirken işi geliştirip büyütüyor ve "Philips" radyolarınında bayiliğini alıyorlar. İpek mağazası ve radyo bayiliği iki işi birlikte yürütüyorlar. (Sağ alt resim Rüştü Ataer İpek Mağazasının önünde)

1948 yılında Sadık dedemizin böyük oğlu Kemal Ataer çoluğu çocuğu toplayıp İstanbul'a göç edip, Kadıköye yerleşiyorlar. 
Kemal bey; bundan başka İstanbul yok, ne öğrenecekseniz burda öğreneceksiniz diyor ve İstanbul'daki yaşama ayak uydursunlar ve kendilerinide geliştirsinler diye eve "ADABI MUAŞERET" kitabı alıp getiriyor. Eşi Dilber hanım kendini öyle geliştiriyor ki; çoh kültürlü ve bilgili bir hatun oluyor. Hatta gelip yerleşen Nevşeer'lileri bile evinde misafir ediyor, eğitiyor ve görgü görenek öğretiyor...

Kemal Ataer İstanbul'a göç ettikten sonaa ipek mağazasından ortağı olan kayınçosu Tevfik Kolbaşı'da bir gazetede yazarlık yapıyor. Demokrat parti döneminde de yazarlığına devam ediyor. 1955 yılında ilk çocuğu "OKTAY" doğuyor, peşinsıra ikinci çocuğu "OLCAY" oluyor. 1960 ihtilalinde zor günler geçirdiği için o yıl doğan kızınada "OLAY" ismini koyuyor...

"Mal sahibi, Mülk sahibi,
"Hani bunun ilk sahibi dirlerya;  Sadık Ataer Gazimizin 1934'lerde satın aldığı Hakkı Paşanın Konağı 1962 yılında o zamanın behrinde sudan ucuz bi fiyata 30 Bin liraya satılıyor. Oğulları Kemal ve Rüştü beyler 15'er bin bölüşüyor. Bolluların Hüseyin Güzelöz bizim gazimizin oğlu Kemal beye gel madem konakta satıldı, elindede nakit paran var. Singer Dikiş makinalarının bayiliğini alalım, hemde bütün dikiş makinalarının servis ve toptan satış mağazası olalım diyor ve Sirkecideki "GÜRÜN" handa Singer Dikiş makinalarının Satış Bayisi oluyorlar. (Sol alt resim singer servis aracıyla Kemal Ataer)

Gazimizin diğer oğlu Rüştü beyde İstanbul'daki Anadolu Holdingin sahibi "Kamil Yazıcı'nın" teşvik ve önerisiyle "JAVA MOTORSİKLETLERİNİN" yedek parça bayiliğini alıyor, 
"Dükkan sahibi, Hak sahibi," 
"Dükkan kapısı, Kazanç kapısı" misali oda Sirkeci'de kendi dükkanını açıyor. 

Gelelim Sadık Dedemize; 1877 yılında  doğduğu Nevşeer'de 1951 yılında da vefat ediyor. Naaşı Karabacak arkasındaki bir mezarlığa defnediliyor. RUHU ŞAD OLSUN, MEKANI CENNET OLSUN. INŞ.

1975 yılında Kemal ile Rüştü kardeşler  İstanbul Küçükyalı'da bir aile mezarlığı satın alıyorlar. 1975 yılının Aralık ayında Kemal Ataer vefat ediyor ve ATAER aile mezarlığına gömülüyor. Sadık dedemizin eyali yani hanımı Azime Hatunda Nevşeer Karabacak Mezarlığında gömülü olan Sadık Dedemizin kemiklerini toplayıp İstanbula götürüyor. Şinci  "ATAER" Aile mezarlığında Sadık Dede ile Azime Hatun, Kemal ile Dilber, Rüştü ile Mesude vede Ataer ailesinin damadı Hakkı Sanlıer yatmaktadır. 

Şinci beni duygulandıran ve yazımın canözü olan kısmına gelelim. Torun Sadık Ataer'in bir mesajı beni benden aldı götürdü. Niden dirseniz; bende "AHDE VEFA BU OLSA GEREK" dirim..

"Sevgili Yasemin;
Dedemi onlarca yıl sonra gündeme getirerek sayenizde bir eksikliğimizi de hatırlattınız.  

Kabrine malesef çok çok geç olsa da "GAZİ" ünvanını yazdırıyoruz. Gazi dedemden de Hakkını Helâl etmesini diliyorum. 

Sayenizde geçde olsa Sadık dedemizin kabrinde Bahtışen ablamın ve kuzenlerim Yakup Cem ve Arzu Güneşli'nin maddi manevi destekleriyle çok güzel bir düzenleme yaptırdık. Nesiller boyunca o ünvanda, o taşda sonsuza dek orada kalacak.
(Ortadaki resim mezarın yeni hali)

Nereden nereyee bir yazının ardından güzel bir şeye de vesile oldunuz böylece.

Bir kez daha Teşekkürü hak ettiniz...
SADIK ATAER..

Bende Nevşehir'li Çanakkale Gazimiz "Sadık Ataer'in" hayatına büyük torun Bahtışen Ataer Sanlıer ablamın bir mesajıyla başlamıştım.
Sonunuda yine aynı kuşaktan küçük torun Sadık Ataer'in onore eden mesajıyla bitiriyorum. Sadece ben tarihe uzanan bir köprüydüm, siz torunlar bilgi, belge ve resimlerle beni desteklediniz. 
Bana yazıp, anlatma herkesle paylaşma Onurunu, Gururunu ve bu duyguları yaşattınız. 
Bende binlerce Teşekkür ediyor, o güzel yüreklerinizden tekrar tekrar öpüyorum...
Torunlar (Orta üst resim)

Ne mutlu size ki böyle bir atanın torunlarısınız. 
Ne mutlu bize ki bu Vatan için, bizler için Şehit olan, Gazi olan bir ecdadımız var. 

"Rabbim ruhlarını "ŞAD" eylesin, 
"Kabirlerini "NUR" eylesin, 
"Mekanlarını "CENNET" eylesin. 
"Ruhlarına El Fatiha..

Sağlıklı ve Sıhhatli, Günler Dileklerimle...


Yasemin Tutuş 
04.08.2024.