Sarhoş Ve Zeytin

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde Yahya Efendi Dergâhı vardır. Yahya Efendi henüz hayatta iken bir ramazan gününde, hem de iftar vaktine saatler kala dergâhın kapısını bir sarhoş vurmaya başlar. Kapı açılır, sarhoş: “Açım arkadaş, yemek getirin bana!” der.

İçeriden şeyh efendinin sevenleri, müritleri sarhoşun sesini duyunca: “Aman, hocamız duymasın! Bir an önce sarhoşu dergâhın çevresinden uzaklaştıralım.” derler. “Duyarsa böyle mübarek bir ramazan gününde, dergâhtan sarhoş haliyle yiyecek isteyen bu kimsenin hâli hocamızı çok üzer.” diye düşünürler. Onlar sarhoşu dergâhın çevresinden uzaklaştırmaya çalışırken Yahya Efendi, sarhoşun: “Açım, bana yemek verin!” nidalarını duymuştur bile. Arkadaşlarına, talebelerine seslenir:

“Evladım, adamcağız aç imiş, kendisine yemek versenize!” der. Çaresiz, hocalarının emrini duyan müritleri, bir tepsiye hazırda ne varsa mevsimine göre domates, salatalık, biber, peynir, zeytin, helva, yoğurt ve benzeri yiyeceklerden koyarlar. Bir dilim ekmekle beraber sarhoşun önüne getirirler. Sarhoş büyük bir iştahla tepside ne var ne yok hepsini yer bitirir.

Yahya Efendi, sarhoşun bu hâlini dikkatle izler. Tepsideki yiyecekler bitip geri getirilince her şeyin yendiğini, fakat zeytine hiç dokunulmadığını fark eder. Çünkü zeytinde ne bir azalma ne de etrafında bir çekirdek vardır. Sarhoşun yanına giderek, “Evladım, açsın belli ki!” der.

Sarhoş, “Açtım hocam, doydum çok şükür. ”der.

“E oruçdadeğilsin?”der.
“Değilim hocam.” der sarhoş.

“Her şeyi yemişsin, ama zeytine dokunmamışsın. Zeytini pek sevmiyorsun herhalde?” derhoca.
“Aksine, çok severim hocam.”

“Peki, ama zeytinimiz çok güzeldir, neden yemedin o halde?”

“Ben sarhoşum hocam. Allah Kur’an’da zeytini methediyor, onun üzerine yemin ediyor, sarhoş ağzıma Allah’ın methettiği bir nimeti almak ve onu kirletmek istemem.” diye cevap verir sarhoş.

Biz insanlarımızı, yaptıkları yanlışlarla, hatalarla mahkûm etmeden, fikirleriyle yargılamadan, davranışlarıyla ötekileştirmeden, illa tepki göstereceksek şahsına, kişiliğine değil, işlediği günaha karşı çıkmak suretiyle kırıp dökmeden, incitmeden; her bir insana Rabbimizin güzel mesajlarını, Peygamberimizin öğütlerini ve rehberliğini ulaştırmaya, bıkmadan, usanmadan devam etmeliyiz.

Hüsrev ÖNDEGELEN