AMERİKAN DEMOKRASİSİ

                               Dr Seyfi ŞAHİN

Diyeceksiniz ki, her ülkeye göre demokrasi mi olur?

Aslında demokrasi diye bir şey yok. Hayali bir idare şekli.

Daha dorusu emperyalizmin çıkarına göre ayarlanmış bir yönetim.

“Parçala, böl, yut” planının bir parçası. Herkes kafasına, menfaatine göre bir parti seçecek,

Diğer partilere, veryansın edecek, gıybet, dedikodu, iftira ne varsa boşaltacak.

Ana, avrat girişecek, gerekirse genel kurulda kavga edecek, bazen dışarda da bu devam edecek.

Millet kızacak sinirlenecek, tansiyonu yükselecek. Huzursuz, mutsuz sevgisiz bir dünya oluşacak…

                ***

Güya, demokrasi halk idaresi imiş. Hiç halkın yönettiği bir ülke görmedim.

Demokrasinin beşiği diye tarif ettikleri İngiltere’de hiç demokrasi yok.

Orada halk 4-5 çeşit pasaport taşır. En üstte İngilizler, en altta da, Afrika ve Asya’dan gelen halk…

Lordlar çok ayrıcalıklı insanlar, en muteber sınıf. Onların kamarası var.  Yani ayrı meclisi…

Onların istemediği hiçbir kanun çıkmaz. Hiç kimse onların seviyesine çıkamaz.

Dünyanın protokolünü onlar düzenler. Her resmi törende kırmızı halılar döşenir (Türkiye hariç).

Kırmızı ceketliler bando çalar.

Her resmi  kabulde, kralın seyislerinin kıyafeti giyilir.( Frak, papyon kravat,  fötr şapka)

Yani kralın hizmetçisi olduğu kabul edilir.

 İngiliz kralı  tek ve değişmez liderdir. Dünyanın tepesinde oturur.

Meclis başkanları da bu daima bu kıyafetle meclisleri yönetirler. Tabii ki, Türkiye hariç.

Erdoğan, hiç frak giymedi. TBMM iç tüzüğü değiştirilerek,  TBMM başkanları da,

İngiliz kralının hizmetçisi olduğu yapısı değiştirildi. Milli oldu.

Özgür özel, feryat ediyor. İngiltere demokrasinin beşiğidir. Vay yalancı vay…

Hani dedik ya, İngiliz kralı ve Lordların hakimiyeti hiç demokrasi olur mu?

                ***

İşte Amerika daha da beter…

Tepesinde kral Rockfellerin oturduğu 10 tane, Yahudi iş adamının altında PENTAGON var.

O silahlı güç dünyanın tepesinde, her yere demokrasi dağıtır.

Kızdığı ülkelere de “Demokrasi getiririm, ha” diye tehdit eder.

Irak’a,  Suriye’ye ve Afganistan’a getirdiği gibi… Onların demokrasisi kan ve göz yaşıdır.

Güya demokrasilerde fikir hürriyeti varmış.

Herkes istediğini söylermiş. Her şeyi tartışırmış.

Türk kızı, doktora öğrencisi, Rumeysa Öztürk; sosyal medyada, İsrail zulmünü anlattığı için tutuklandı.

Doğu Amerika’dan bir günde 2400 km uzakta Batı Amerika’ya götürüldü.

Ne kendisine bir tebliğ, ne avukat nezaretinde sorgulama yapılmadı.

Nerde nasıl olduğu da belli değil. Ne olacağı da belli değil.

Kessinger “Bizde hain oldu mu? öldürürüz, başka ülkelerdeki hainleri de destekleriz” demişti.

İşte Amerika’nın demokrasi anlayışı…

Hasılı, katiyyen dünyada özellikle Amerika’da, hukukun üstünlüğü, demokrasi,

İnsan hakları diye bir şey yoktur. Sadece Küresel Emperyalizmin sömürüsü vardır.

Sadece, kul hakkını ve Dicle kenarında bir kurdun yediği kuzunun hakkını gözeten İslam vardır.

Şöyle demek doğrudur. “Ol mahiler ki, derya içredirler, deryayı bilmezler”.

Biz Müslümanlara da İslam öğretilmediği için, nimetlerini bilmiyoruz, vesselam…

31.01.2025, Kayseri.