BEYİN SAĞLIĞI
Dr Seyfi ŞAHİN
İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik şuurudur. Yani iradesi…
Kendi kendine karar verme kabiliyetidir.
İnsan bu fonksiyonunu beyni ile yapar.
İnsanı yücelten diğer canlılardan daha üstte oluşu bundandır.
Bu bakımdan insan oğlu kainatı istediği gibi kullanır.
Bundan dolayı Cenabı Allah:, “O ay ve güneşi peş peşe size mutahhar kılan,
Gece ve gündüzü faydanıza sunandır ( İbrahim 33 )” buyurmuştur.
O halde biz uzayı kullanır ve ondan faydalanırız. Bu da insanı yüceltir.
***
Beyin yapımız kabaca şöyledir.
Dışarıda en üstte saç, altında kalın ve dayanıklı bir deri, onun altında,
Gayet sert ve sağlam bir kemik vardır.
Kemiğin içinde sert bir beyin zarı, onun altında beyin suyu ve altında da ince bir zar daha vardır.
O zar beyin dokusunu sıkıca sarar.
Beyin dokusu sinir hücreleri ve destek glia hücrelerinden oluşur.
Beyinin en dışında dimağ (şuur=kortex) hücreleri vardır.
Bunlar şuurlu, bilerek yaptığımız hareketlerin merkezidir.
Beynin alın kısımları (frontal) insanın zeka, anlama, kavrama ve ruhsal davranma merkezidir.
İnsanı şahsiyetli kılan, davranışlarını düzenleyen bölümüdür.
Beynin yan tarafları işitme, okuma, yazma, konuşmayı ayarlar.
Arka kısmı, görme, hareket ve cisimleri takip merkezidir.
Arkasında da dengemizi ayarlayan kocaman beyincik vardır.
Bir kat altında da şuuraltı merkezler vardır ki, tıpta da buna subkortikal merkezler denir.
Burası, yaşamamızı düzenleyen ana kısımlardır. Buraya nefis denir.
Otomatik çalışır. Solumamızı, akciğeri, yeme içmemizi, mide barsak sistemimizi,
Üreme, cinsi merkezlerin kontrolünü yapar. Kaslarımızı kontrol eder.
Bu merkezler nefsin merkezi olduğu için,
Yemede, içmede, üremede ve yaşama da aşırılıklara temayüllüdür.
İnsanlarda olan dimağ, kortex hayvanlarda yoktur. Onlar şuursuzdur.
Nefislerinin istediğini yapar. Çünkü onların yeme içme, yaşama ve üreme ihtiyaçları vardır.
Bunu şartlara göre, en fazlası ile uygular.
Şuuraltı merkezler daima dimağın kontrolündedir.
***
Dimağın kontrolü insanda tamdır. Nefsinin her istediğini yapamaz, onu aldığı eğitime göre uyarlar.
Bizim şuurumuz (dimağ) Ruhlarımızın kontrolündedir.
Ruh eğitimi İslam esaslarına göre yapılmışsa, onun davranışının sınırları vardır.
Biz buna Allah’ın emir ve yasakları diyoruz. Eğer Allah bir fiili (işi) yasaklamışsa şuur ondan sakınır.
Mesela, içki, kumar, zina, faiz, yalan, başkasının hakkı (kul hakkı) yasaklanmıştır.
İnsanların yaratılış sebebi, Allah’a ibadet etme ve onu zikretmektir.
İşte insanlar İslam eğitimi alır, hayatını emir ve yasaklara göre düzenlerse iki dünyada mutlu olur.
Bu zor bir iştir. Çünkü insan nefsi diğer hayvan nefislerinden daha azgın yaratılmıştır.
Bu bir imtihandır. Nefsin istekleri, hep aşırıya yöneliktir. Mesela içkiyi çok arzu eder.
İçerse devamını ister. Yemenin en iştahlısını arzular.
Üreme ve çiftleşmenin helalini değil zinayı tercih eder. Çok kazanmak için kumar oynar.
Çok kazanmak için faiz alır verir. Bazı işleri kolaylaştırmak için yalan söyler.
Terazide alışverişte, iş hayatında başkasını kandırır.
***
İşte insanlığın hayatını mutlu geçirmesi için Allah devlet hayatını da düzenlemiş,
Adil yönetim, ulul emre itaat (islam düzeni ise) farzdır. İşi ehline verme farzdır.
Ailede, yakın akraba ilişkilerinde, devlet, millet hayatında kul hakkına uymak farzdır.
İşte hayatımızı beslenme, üreme, yaşama ve her fiili uygun yapma,
Allah’ın gönderdiği Peygambere uyma gereklidir. Bu mutluluk kaynağıdır.
***
Beynimizin sağlığı da normal hayat şartlarına göredir. Zamanla yaşlanır ve ölür.
Yaşlanırken beynin kanla iyi beslenmesi gerekir. Yoksa “Erken Bunama ( alzaymer)” olur.
Ruh sağlığının temeli nefis terbiyesidir. Yani zekat ve sadaka vermektir.
Ne kadar çok verilirse o kadar etkilidir.
Beyin damarlarının sağlığı oruçtur. Ne kadar çok tutulursa o kadar faydalıdır. Zihin açık olur.
Diğer ibadetler de sağlığı korur hani derler ya:
“O İbadet dirisi bir piri fanidir” diye…
Böyle yaşamanız ve zihni açık olmanız dileği ile…