NEVŞEHİR’ DEN AVRUPA KONSEYİNE
Nevşehir Belediye Başkanı Sayın Rasim ARI Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinde kısa bir konuşma yapıyor. Kısa konuşma derken her konuşmacıya tanınan süre çerçevesinde yapıldığını unutmayalım. Sayın Arı’ nın konuşmasını metin olarak aktarıp, kendi değerlendirmelerimi, düşünce ve yorumumu ekleyeceğim.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinde Türkiye den başka Belediye Başkanları da konuşmalar yaptılar. Elbette diğer Belediye Başkanlarının konuşmaları üzerinde düşünce ve yorumlarım olsa da Şehrimizin Belediye Başkanının konuşması değerlendireceğim.
-Sayın Arı konuşmasına şöyle başlıyor; Aslında bugün burada bambaşka bir konuşma yapmak istiyordum. Hukukun üstünlüğünden, Demokrasiden ağzımızdan hiç düşürmediğimiz İnsan haklarından.
Sayın Arı nın konuşma gündemi farklı ‘‘ Hukuk, Demokrasi, İnsan Hakları’’ bunları dile getirmek.
-Lakin beni getiren aracın beni yanlış bir yerde indirmesi sonucu gördüğüm manzara sonucunda.
Kendisini Strazburg Avrupa Konseyi Salonuna getiren aracın kendisini yanlış yerde indirmesi neticesinde gördüğü manzara sonucunda; konuşma yapacağı konunun dışında bir gündemi dile getirmeye ihtiyaç duyuyor.
-Söylesem kar etmiyor, sussam gönlüm razı değil çerçevesinde birkaç kelam etmek istiyorum.
Söylediklerimi anlamayacaksınız ama yine de vicdanımın sesini dinleyip isyanını yüzlerine karşı dile getirmeye başlıyor.
-Ülkemizde Onbinlerce insanımızın katledilmesine vesile olan, hem ülkemizde hem Avrupa da Terörist olarak ilan edilen bir Terör örgütünün elbaşının, tam Avrupa nın göbeğinde burada posterinin açılması olmasından sonra, burada ne söylesem kar etmez!
Terör örgütü (PKK) ve sizin de Terör örgütü olarak kabul ettiğiniz unsurların, Ülkemizde onbinlerce insanımızın katlettiğini bildiğiniz halde, diliniz den düşürmediğiniz İnsan Hakları kavramı sadece kendinize var. Bura da İnsan Hakları konusunu sizler suiistimal ediyorsunuz, hak hukuk sadece sizin için var. Yüzünüze söylesem de biliyorum anlamayacak veya anlamak istemeyeceksiniz.
-Şöyle düşünelim siz Türkiye ye bir ziyaret yapsanız ve Avrupa nın Terörist olarak gördüğü bir organizasyonun bu denli bir propagandasının olduğunu görseniz ne yapardınız? Eminim ki; gök kubbeyi başımıza yıkmaya kalkardınız. Ama biz onu yapmıyoruz; sadece hakikatleri söylemek zorundayız.
Sayın Arı burada Avrupalıları empati yapmaya davet ediyor, bir realiteyi ortaya açıkça koyuyor. Empati yapsaydınız İnsan Hakları nı sadece kendinizin hakkı değil İnsanlığın hakkı olduğunu anlardınız, yine de anlamayacaksınız. Anlamanız için temenni etmeyiz ve olmazda varsayalım Ülkemizde Avrupa ya karşı bir Terör propaganda ile karşılaşsanız, bizi bir kaşık suda boğarsınız. (Amaç Avrupa da Terör olsun demiyor örnekleme ile empati bile yapmadıklarını söylüyor)
-Biz bir birimize karşı açık şeffaf ve samimi olmak zorundayız.
Her ne kadar biz dese de Avrupa yı kast ederek açık, şeffaf olmadıklarını riyakar olduklarının tespitini vurguluyor.
-Avrupa Konseyinin biz misafirleri değil, ev sahipleriyiz. O günden bugüne Konseyin kurulmasına vesile olan hiçbir ülke yok ki Avrupa Birliğinin dışında olsun. Lakin Türkiye Cumhuriyeti hala kabul edilmemiş. Siz bunu adaletli bir şekilde gereğini yapmadıktan sonra, burada söylediğimin, söylenen hiçbir sözün Türkiye de halk tarafından nede siyasetçiler tarafından ciddiye alınacağını mı zannediyorsunuz. O yüzden ülkemizin etrafındaki bu ateş çemberi, Dünyanın Ortadoğu nun yaşadığı bu süreçte bizim Avrupa ne kadar ihtiyacımız var ise Avrupa nın da en az bize ihtiyacı var.
Avrupalı olduğumuzu buna rağmen Avrupa tarafından haksız yere dışlandığımızın, Türk halkı ve siyasilerce bilinmekte olduğunu, söylenmiş ve verilmiş olan sözlerin hiçbir zaman yerine getirmediğinizden hükmü ve anlamı olmadığı gibi dikkate bile alınmıyor. Etrafımız ateş çemberi iken, Ortadoğu çatışma ve savaşlarla boğuşurken bu bölgelerde barış ve huzur sağlanması için gerekli çaba gösterilmediği, hatta bu olumsuzluğun devamı için Avrupa nın çabaladığı veya kendi penceresin den bakarak Türki ye ye çok ihtiyaç duyacakları.
-Biz bu ikircikli tavırdan kurtulup, samimi, objektif ve söylediklerimizin karşı tarafta tesir etmesini istiyor isek; Demokrasi ve eşitlikte ortak noktada buluşmak zorundayız.
Riyakarlık ve iki yüzlüklerinden vaz geçerek realiteyi görüp, üstünlük taslamaktan vaz geçip, İnsanlık değerlerinde buluşulması gerektiğini, bununda bir an önce görmeleri gerektiği ifade etmiştir.
-Konseye teşekkürleri.
Yukarıda belirtiğim üzere, metinin koyu siyah kısımları Sayın Rasim Arı ya ait. Açık siyah kısımlar ise benim değerlendirmelerim. Değerlendirme ye Sayın Arı katılır katılmaz veya sizler katılır katılmazsınız.
Ramazan Bayramınızı tebrik ederim.
İhsan BİÇKİN
29.03.2025