SURİYE SURİYE DEDİKLERİ
   Suriye’de neler oluyor
   Yıllarca süren Esad ve Rus birlikteliği ile zar zor alınan Halep neredeyse bir günde muhaliflerin eline geçti.
   Bu nasıl oldu?
   Bu muhalifler de nereden geldi? Ve benzeri sorular birden bire sorulmaya başladı.
   Adeta herkes şok geçirdi, Halep bir günde nasıl düşer?
   Bizim anladığımız kadarı ile her şey bir günde olmadı, zaten bu Esad Suriye’de Rusya ve İran’ın kuklası olmaktan başka bir özelliği yoktu, adı var kendi yoktu.
   Şu anda gene Rusya’da.
   Ruslara yalvaracak, Putin efendiden destek isteyecek, Halep'i kurtarmaya çalışacak, Halep'i kurtaramasa bile muhaliflerin ilerlemesini durdurmak isteyecektir.
   Fakat köprünün altından çok sular aktı, artık hiçbir şey eskisi gibi değil, herkes yaptığını bilinçli yapıyor, hesabını kontrol ediyor, bir yanlışa düşmek istemiyor.
   Esad’ın elinde ne asker, ne silah ne de cephane var, aslında Esad sadece bir görüntüden ibaret, eğer böyle olmasaydı, Halep denen metropol bir şehir bir günde muhaliflerin eline nasıl geçerdi?
   Geçemezdi tabii ki
   Halep'i ele geçiren muhalif unsurlar şehir merkezinde halkla sarmaş dolaş oldular. Birbirine sarılanlar, ağlayanlar, tebrik edenler, havaya ateş açanlar, ne ararsan sevinmek adına hepsi de var.
   Bundan sonra ne olabilir?
   Soru bu
   Suriye’yi etkileyecek Amerika, Rusya, İran ve Türkiye’dir.
   Şimdi bunları tek tek irdeleyelim, Rusya’nın zaten Ukrayna ile başı belada, bırakın Suriye toprağını korumayı, Ukrayna güçlerinin ele geçirdiği Kursk Bölgesi bile işgal altında ve orayı dahi kurtarmaktan aciz durumda.
   Gelelim İran’a, İran kendi iç sorunları ve sözde İsrail karşıtlığı ile kendini oyalayıp duruyor, Lübnan’da darbe yemiş olan Hizbullah ise eski gücünden oldukça uzak.
   Amerika zaten Suriye de ve Esad ile arası da iyi değil, Suriye’nin büyük bir bölümünü pkk terör örgütü ile ortaklaşa kontrol ediyor. Fakat 20 Ocakta göreve başlayacak çılgın Trump ’un ne yapacağı belli olmaz, bekleyeceğiz.
   Geriye sadece ayakta kalan bir Türkiye var. Türkiye de ezbere hareket etmeyecek, kendi çıkar ve menfaatlerine bir saldırı olduğunda devreye girecek, Suriye’deki dengeleri bozmadan, ağır ama hesaplı adımlar atacaktır.
   Ayakta sadece Türkiye kalmıştır.
   Artık Türkiye o pısırık, kendi gölgesinden de korkan bir ülke değildir. Ordusu, hareket kabiliyeti, savunma sanayisinin geliştirdiği, dünyanın parmak ısırdığı, o muhteşem silahları ile her tehlikeyi vuracak, çıkarlarını sonuna kadar savunacaktır.
   Suriye bir satranç oyunu kadar karmaşık ve bilinmezliklerle doludur.
   Akıllı davranan kazanacak.
   Fevri hareket eden kaybedecektir.
   Bekleyeceğiz…