Kitap İncelemesi (3): İlk Öğretmenim

Bugüne kadar Cengiz Aytmatov’un birçok eserlerini okudum, hem yazarı hem de kalemini severim. İlk okuduğum kitabı Beyaz Gemi başta olmak üzere Elveda Gülsarı, Cemile, Gün Olur Asra Bedel, Toprak Ana gibi kitaplarını okudum. İlk Öğretmenim’i ise ne zamandan beri merak ediyordum, kitabı alınca incecik olmasından dolayı hafiften bir hayal kırıklığı yaşamadım değil hani… Ancak Cengiz Aytmatov, 76’lık sayfaya neler sığdırmış. Bu hikâyeyi daha da uzun soluklu okumak isterdim doğrusu…                                                                                                                                                                                           

Cengiz Aytmatov’un kitapları arasında Elveda Gülsarı’yla Gün Olur Asra Bedel favorimdi bugüne kadar, bugünden sonra favorimin birinci sırasını İlk Öğretmenim yer almış durumda. Uzun bir süre yerine yenisi gelmeyecek gibi…                                                                                                             

Kitaba gelirsem:                                                                                                                                                                                   

Hikâye ismini öğrenemediğimiz, ressam olduğunu bildiğimiz bir karakterle başlıyor. Bize eserlerini çizerken hissettiği duygulardan, köyünden, Düyşen’den ve üniversite öğretim üyesi Altınay Süleymanovna’dan bahsediyor…                                                                                                                                           

Ressam olan karakterimizle Altınay Süleymanovna aynı köyde doğmuş, kentte ise yaşamlarını sürdürmüş oluyorlar ve köylerinde bir okul açılma merasimi vesilesiyle köye gidiyorlar…                                                                                                                                                                                            

Yıllardır köyüne gitmeyen Altınay, okul açılma vesilesiyle gidiyor. Herkesler tarafından büyük bir sevgi, saygıyla karşılanıyor. Ama Altınay bir yerde de rahatsız oluyor ve bir an önce gitmek istiyor… Gitmesine gidiyor ama köylülere, ressam karakterimize ve okurlara bir soru işareti bırakarak gidiyor…                                                                                                                                                                  

Aradan birkaç gün geçtikten sonra ressamımıza mektup gelir, mektubu yollayan Altınay’dır.                                                                                                                                                             

Ressamımız, Altınay’ın mektubundan etkilenir ve onun yaşadıklarını, onun ağzıyla yazmaya ve okurlarda asıl hikâyeyi okumaya başlar…                                                                                                                                                                                                  

Altınay öksüz, yetim bir kız çocuğudur. Amcasının yanında, yengesinin kötü muamelesini görerek yaşar. Ancak köye okul fikrini ortaya atan Düyşen sayesinde hayatı yavaş yavaş değişmeye başlar…                                                                                                                                                             

Okulmuş, eğitimmiş… Böyle şeylere yabancı olan köy halkı karşı gelir, çocuklarını okula yollamak istemez. Okul yapımına ise yardım eden olmaz. Düyşen kendi çabalarıyla okulu açar, okula gönderilmeyen öğrencilere destek olur. Tabii Altınay’a da destek olur, yengesi ne kadar okula gitmesini istemese de Altınay okula gider.                                                                                                                                                 

Düyşen, Altınay’ın ve diğer çocukların ilk öğretmenidir, çocuklar öğretmenlerini severler, sayarlar. Düyşen, çocuklara bir şeyler öğretmek için çaba gösteriyor olsa da bir yerde onun da bilgileri, imkânları sınırlıdır. O bilgileriyle öğrettiği kadar yüreğiyle de öğretir…                                                            

Düyşen yaptıklarıyla, yapmak istedikleriyle köy halkı tarafından pek anlaşılmamış olsa da Altınay için durum farklıdır. Düyşen’i öğretmen yerine koymasa da köy halkı, Altınay için Düyşen ilk öğretmeni, hayatını değiştiren kişidir…                                                                                               

Altınay zor zamanlar yaşar, yengesinin katkılarıyla tabii ki… Düyşen ise buna göz yummaz, Altınay’ı hep kente göndermek ister. Kente göndermek, okutmak ister ve çok iyi yerlere geleceğine de emindir. Herkesin gözünde boş işlerle uğraşan Düyşen, Altınay’ın hayatını değiştirmiş ve emin olduğu konuda haklı çıkmıştır. Çünkü Düyşen bir öğretmendir…                                       

Kitabın adı, kapağı konusunun ne olduğunu belli ediyor olsa da bu kadar az sayfaya birçok şeyi sığdırmak kolay olmamalı. O da Cengiz Aytmatov farkı diyelim ve yazımı kitaptan bir alıntıyla bitireyim:                                                                                                                                   

“Oku, durmadan oku” (65. sayfa)