Tövbe Hakkında Açıklama
Kıymetli kardeşlerim
Yüzyıllardır süregelen tasavvuf usulüne uygun olarak mürşid-i kamilin yetiştirmiş olduğu halifeler, mürşidlerinin vefatından sonra irşada başlayarak ümmeti Muhammed’e fayda ve hizmet ederler. Rahmetli Muhammed Raşit Erol hazretleri irşadları döneminde yetiştirmiş olduğu 6 halifesi yurdumuzun dört bir yanında ümmeti Muhammed’e hizmet ettiler. Bu 6 halifesinden Menzil’li olan Menzil’de yetişen ve irşadına da Menzil’de devam eden Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki El-Hüseyni Hazretleri de irşat hayatı boyunca 9 kıymetli halife yetiştirmiştir. Bu zatlardan üçü ahirete irtihal etmiş 6 halifesi de irşada başlamıştır. Hayattaki 6 halifesinden üçü evlatları olarak Menzili Şerif’te diğer 3 halifesi de ülkemizin farklı yerlerinde hizmetine devam etmektedir.
Tasavvuf yolunda mürşid-i kamili vefat eden kişinin vakit kaybetmeden bir mürşide intisap etmesi çok önemlidir. Bu vesileyle Gavs-i Sânî hazretlerinin cenazesinden hemen sonra, üç evladı ve halifesi aynı anda Menzil’de İrşada başlamıştır. Böylece sofi kardeşlerimiz zahiren alışık olmadıkları bir durumla karşılaşmıştır. Zahiren alışık olmadıkları bir durum diyoruz. Çünkü Gavs-i Sâni hazretlerinin üç evladının halife olduğunu ve halifeliğin tasavvufta ne anlama geldiğini iyi biliyorlardı. Ne var ki insanın bildiği her şeyi kolayca kabullenmesi beklenemez. Hele ki mürşid kaybetmek, yeni bir mürşide intisap etmek gibi konularda ne kadar tecrübeli olunursa olunsun, ne kadar bilgi sahibi olunursa olunsun insan yine de şaşkınlık, gariplik hali yaşar.
Sofi olmayan, Menzil’e hiç gelmemiş kardeşlerimiz sofilerin bu halini anlamakta zorlanabilirler. Menzil üçe bölündü, sofiler arasında ayrılık çıktı gibi yanlış düşüncelere kapılabilirler. Ancak işin aslı böyle değildir. Aklıselim kalbiselim Menzil dervişleri Gavs-i Sânî hazretlerinin üç evladının da irşada başlamasından son derece memnundur. Bunu büyük bir nimet ve bereket olarak görmektedir.
Sofi kardeşlerimiz bir mürşide intisap edecekleri zaman hiçbir dünyevi kaygı gütmezler. Gönüllerinde hangi mürşid-i kamil varsa onun Manevi terbiyesine girerler. Mürşide gönül verirken ihlasa azami özen gösterirler, samimiyetlerine halel getirecek en ufak bir kusurdan kaçınırlar.
Menzil’i tanıyanlar çok iyi bilirler ki sofiler için Gavs-i Sânî Hazretlerinin bütün aile fertleri baş tacıdır. Hele halifelik almış üç evladının her birini sofiler tarif edilemeyecek kadar çok severler. Sofilerin yaşadığı durum; bölünme, ayrılık, ayrışma değildir. Çok sevdikleri üç büyük zat arasında tercihte bulunmak zorunda kalmaktır. Bu üç halifeden herhangi birine intisap eden sofi kardeşimiz, diğer kardeşlerinin başka halifelere intisap etmesine asla üzülmez. Bu sofiler arasında muhabbet vesilesidir.
Bir mürşid-i kamilin manevi terbiyesine girmek tamamen gönül işidir. Sofi kardeşlerimiz bunu çok iyi bilirler. İntisap konusunda birbirlerine baskı yapmak şöyle dursun, en küçük bir yönlendirmede bulunmaktan bile hayâ ederler.
Menzil büyüklerinin yolu; Kur’an-ı Kerim’e, sünnet-i seniyyeye, Nakşibendi adabına, devlete bağlılık gibi esaslar üzerine bina edilmiştir. Menzil’de seyrüsülükünü tamamlayan nice mürşid-i kâmiller çeşitli diyarlarda irşad vazifesini yürütmüştür. Altı saadetli sadat-ı kiramın (kaddesallahu esrarahüm) irşadına şahit olan Menzil; Allah Teala’nın izniyle ve inayetiyle insanların irşadına vesile olmaya devam edecektir.