Neden inkâr ederler?

  Ya da niçin Hakk’ı kabul etmezler?

  Darvin’in ortaya sürdüğü bir sürü saçmalığı bilimsel kabul eder, İslam’ın getirdiği değerleri ise bilimsellikten uzak görür ve kabul etmezler.

  Neden?

  Materyalizmin; ‘madde yaratılmadı, o hep vardı, hep var olacaktır’ ilkesini itiraz etmeden benimserler.

  İslam’ın söylediği; ‘Allah vardır, o ezeli ve ebedidir’ düşüncesini doğru bulmaz, üstelik de (haşa) ‘Allah’ı kim yarattı?’ sorusunu sormaktan çekinmezler.

  Maddenin hep var olduğunu kabul eder

  Allah’ın her zaman var olduğunu kabule yanaşmaz, sözde bilimsel kılıflara sarılarak doğrulardan ve Hakk’tan uzaklaştıkça uzaklaşırlar.

  Neden?

  Neden ‘inkâr’ onlara tatlı gelir

  Elbette onların inkâr etmesini sağlayan sebepler vardır

  Yüce Allah kitabında;

  Biz onların kalplerini mühürleriz; kulakları duymaz, gözleri görmez’ demektedir.

  Yani kalpleri mühürlenmiştir.

  Kalplerinin mühürlenmesinin sebebi ise Allah değil gene kendileridir, onlar istese elbette kalpleri mühürlenmezdi.

  Haramın var olduğu yerde doğruların yaşamasının imkânı yoktur, olamaz da.

  Doğruların yaşamadığı bir yerde, Kuran-ı Kerim’in ilahi mesajlarının kabul edilmesi de beklenilemez.

  İnkârcıların çoğu haramla ilişkilidir

  Tabii ki bu da kişi ya da kişileri inkâra sürükleyecektir.

  Yüce kitabımız; ‘ Yeryüzünü geziniz, inkâr eden nice kavim ve milletleri helak ettik, hiç düşünüp ibret almaz mısınız?’ demektedir.

  Demek ki düşünmek, idrak etmek, gördüklerinden ibret almak gerekecek.

  İşte inkârcılarda olmayan bir özellik de bu.

  ‘Onlar düşünmezler, aklını kullanmazlar’

  İnkâr etmelerinin üçüncü bir nedeni de; İslam karşıtı kişi ve kuruluşlara kendilerini yakın bulmalarıdır.

  ‘Biz atalarımızdan ne görmüş isek onu yapıyoruz’ diyen müşriklerin yolunu takip etmeleridir. Onlar Avrupalı kimi inkârcı materyalist ve ateistlerin yolunu takip ederler.

  Onların fikirlerini araştırmadan, incelemeden, aklın süzgecinden geçirmeden, sırf İslam karşıtı olduğu için kabul ederler.

  Bundan dolayı

  Kalpleri mühürlenmiştir

  Görmezler, duymazlar, idrak etmezler

  ‘Kula bela gelmez Hak yazmayınca

  Hak bela yazmaz kul azmayınca…’

  Ne yazık ki!

  Kurtulmak için ne tövbe eder ne de af dilerler, tüm hayatları heba olup gider.