DEVRİM OTOMOBİLİNİN BENZİNİ BİTMESEYDİ
Bilindiği gibi,
1961 yılında, 20 Türk mühendisi geceli-gündüzlü çalışarak, tam 129 günde, % 100 yerli olarak ürettikleri ilk Türk Otomobili Devrim, benzin koymayı unuttukları için önce stop etmiş, daha sonra o dönemin cumhurbaşkanı olan Cemal Gürsel’in;
“Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk” sözü ile önce gözden sonra da gündemden düşmüştür.
Sorumuz şu;
Pekiyi, Devrim Otomobiline benzin koymayı unutmasaydık, dünyanın sayılı otomobil üreticileri arasına girecek miydik?
Bu soruya evet demeyi çok isterdim.
Ama cevabım hayır olacak.
Neden mi?
Bu sorunun cevabını gelin bir başka örnekle açıklayalım;
Yıl 1994, gözü kara, kararlı, emeğini esirgemeyen, geceli gündüzlü çalışmayı göze alan Aselsan’ın kimi mühendisleri, ilk yerli cep telefonunu üretmek için çalışmaya başlarlar.
Bu uzun soluklu çalışma tam 3 yıl sürer.
3 yılın sonunda, yani 1997 yılında 'ASELSAN 1919' isimli, %100 yerli cep telefonunu üretirler.
Bu öyle bir telefondur ki, dünyadaki emsallerinde henüz mesaj gönderme özelliği olmadığı halde, ASELSAN 1919’da mesaj gönderme özelliği de vardır.
İlk etapta 500 adet üretilir.
Çeşitli ülkelere ihraç da yapılır.
Sonra ortaya çıkan patent tartışmaları yüzünden, önce üretim yavaşlamaya, sonra aksamaya başlar, bir süre sonra da tamamen durur.
Sonra ne mi olur?
Ülkemiz Nokia, Samsun, Amerikan ve Çin üretimi telefonların açık pazarı haline gelir, milyonlarca lira telefon ithalatı için gözden çıkarılır. Zaten var olan cari açığımız büyüdükçe büyür, kapanamaz boyutlara ulaşır.
Bir başka örnek;
Amerika’nın Challenger isimli uzay aracı 28 Ocak 1986'da uzay uçuşa başlamış, araç kalkıştan 76 saniye sonra infilak etmiş, altı astronot ve bir öğretmenden oluşan yedi kişilik mürettebat feci şekilde ölmüştür.
Bu kaza oldu diye ne Amerika’da uzay uçuşları son bulmuş, ne de yavaşlamıştır, aksine daha da hızlanmış hatalardan dersler çıkararak devam edip gitmiştir.
Şimdi gelelim konumuza, eğer Devrim otomobilinin benzini bitmemiş olsaydı bile gene otomobil üretemeyecektik.
Çünkü, otomobil ve cep telefon üretimi aynı zamanda bir süreç ve birikim işidir, böyle bir süreç, ülkemizde gelişmediği ve gerçekleşmediği için, hem otomobil hem de cep telefonu ürettiğimiz halde bir türlü seri üretime geçememiş, bir süre sonra da işlerimiz ‘eski hamam eski tas’ devam etmiş gitmiştir.
Korkum,
Bu olay, yıldızı gün geçtikçe parlayan savunma sanayii araç ve gereçlerinin üretiminde başımıza gelmemesidir.
Ne diyelim;
İnşallah korktuğumuz gibi olmaz da, böylece bu fasit daireden kurtulmuş oluruz...