Acele etmektedir
İkindi namazına az bir zaman kalmıştır
Etrafına bakmadan hızlıca yürümekte, namazı kaçıracağım düşüncesi ile telaşlanmaktadır.
Nihayet camiye gelir. Camide 6-7 kişi vardır, sessizce oturur, namazı kaçırmadığı için sevinmiştir.
Oturanlardan bir genç ayağa kalkar, uzunca bir dolabı açar, oradan cübbe ve sarığı alarak giyinir.
Ve mihraba gelir oturur
Tüm bunları sessizce yapmış, telaşsız bir şekilde yerine oturmuştur.
Az sonra ezan sesi duyulmaya başlar
İkindi ezanı okunmaktadır
Oturan insanlar ezanı huşu içinde dinlerler.
Gözler yerde, kulaklar ezanda, ağızlarda bilinen dualar…
Ezan biter
Cemaat her zaman yaptığı gibi ayağa kalkarak sıralanırlar, vaktin sünnetini kılmak için tekbir getirirler.
Sessizce sünnet namazı kılınır
Kamet okunduktan sonra farz namazına geçilir. Farz namazı da huşu içinde kılınır.
Namaz biter
Tespih duası da yapılır.
İşte tam o anda, o ses duyulur
Sanki bir yıldırım düşmüştür
İnsanların içini titreten bir duygu seli hocanın ağzından yükselmekte, caminin içinde döndükten sonra dışarıya aksetmektedir.
Ses, tüylerini diken diken eden bir ahenk ile söylenmekte, dinleyenleri adeta yerine mıhlamakta, hocanın ağzından kalplere akmakta, beyin içinde akisler yaptıktan sonra dinleyenleri hareketsiz bırakmaktadır.
Sanki böyle bir ses şimdiye kadar hiç işitilmemiştir
Bu ayrı bir sestir
Hiç durmasın, hep devam etsin diye istenen, adeta insanları donduran, ruhları doyuran bir sestir.
Zaman durmuştur sanki
Camiden çıt çıkmamakta, insanlar sesin büyüsüne kapılmış, boş gözlerle yere bakmakta, adeta bitmesin diye yakarmaktadırlar.
Nihayet okunan süre biter
Fakat hiç kimse kıpırdamaz, eğer kıpırdamazlarsa sanki o sesi yeniden duyacak ve dinleyeceklermiş gibi…
Nihayet donup kalan insanlar yavaş yavaş çözülür, uykudan uyanır gibi uyanırlar.
Hiç tereddüt etmeden
Hazzın verdiği hoşlukla
Mest olmuş bir halde
Kendilerine görev addederek, minnet dolu bir sesle, hocaya dönerek;
“Ağzınıza sağlık hocam” diyebilirler.