EVLİYİM AMA YALNIZIM VE MUTSUZUM 

Eşimle oturup başbaşa bir çay içerek yıllardır sohbet etmedik! 

Peki bir ilişki bu noktaya nasıl gelir?

Evliliğin başlarında eşlerden birinin zihninde oluşturduğu " İdeal evlilik, İdeal eş" profilini karşısındakine yüklemeye çalışmasıyla başlar.

Kişi yaşadığı ilişkiyi ve eşini idealindeki profile  uydurmaya çalışır. Buna maruz kalarak  eşi tarafından " görülmeyen " diğer eş, zamanla kendini geri çekmeye, ilişkiden izole etmeye ve eşini yok saymaya başlar. Yok sayıldıkça hırçınlaşan eş muhatabını aşağılamaya, hakaret ederek canını acıtmaya çalışır. Canı yanan ancak kavga çıkmasından " asla hoşlanmayan " taraf geri çekilir, hiçbir şey yokmuş gibi davranır. 

İnsanın başedemediği durumlarda karşılaştığı olayı ya da durumu yok sayması kullandığı en ilkel savunma mekanizmasıdır. Zihin bunu otomatik yapar. Bu durum dışarıya "vurdumduymaz, umursamaz" olarak yansır. Oysa gerçeklik çaresizliktir.

 Bu sefer diğer eş umursanmadığının öfkesiyle hırçınlaştıkça hırçınlaşır. Kavga çıkarmak için sorunlara takılıkalır, diğer taraf ise " aman sorun çıkmasın " derdindedir ve zaten haklıdır. Sorunu çıkaran taraf sorunludur ona göre. 

İşte bu kısır döngü içerisinde yıllarca döner çiftler ve tabi bir yerde tıkanma noktasına gelinmiştir artık. Gitmez artık süreç ilerlemez. 

Bu kırılma noktasında süreç doğru yönetilir, ailelerin arka planda etkisi durdurulur, suçlamalar,  savunmalar, şikayetlenmelere son verilir ve dışardan profesyonel bir destek alınır ise bu kırılma son derece işlevsel bir duruma dönüşebilir. 

Burada bilinmesi gereken en önemli şeylerden biri alınacak destek için doğru ve ehil kişilerin tercih edilmesi, ve sürecin bir kaç seansın ötesinde uzun olacağının bilinmesidir.

Her iki taraf da samimi şekilde taşın altına elini koyar ve sorumluluk alırsa güzel neticeler bizi bulabilir.

Unutmayın mutluluk uzaklarda değildir, insanın en büyük yanılgılarından biri de mutluluğu uzakta, dışarda aramasıdır. Uzakta gördüğü şeyi  elde ettiği anda onunla yaşayacağı kişinin yine kendi içsel gerçekliğidir. İçsel olarak pozitif olamayan, olgunlaşmamış bireylerin hiçbir zaman gerçek mutluluğu bulması mümkün değildir. 

Ayrıca siz hangi konularda imtihan ediliyorsanız bu imtihan siz onu aşana kadar farklı versiyonlarda yine benzer şekilde karşınıza çıkacaktır. Bu bazan çocuğunuzun eliyle bazen başka birinin karşınıza çıkmasıyla.

Nihayetinde insan zorlanarak gelişen ve değişen bir varlıktır. Aşması gereken kendi benliği, kendi kalıpları, kendi tabularıdır. Biz kendimizi aşana kadar birileriyle imtihan edilir dururuz...