Banka kurdular
Binlerce öğrencinin eğitim gördüğü dershaneler açtılar
Okulları ülkeyi örümcek ağı gibi sarmıştı
Amaçları sağ gösterip sol vurmaktı
Bunun için holdingler oluşturdular
Ülkenin kanını sülük gibi emen nice kuruluşları arka arkaya açmaya başladılar.
Kendilerine “hizmet” adını takmışlardı
Yurtiçi yetmedi, yurtdışına taştılar
Uluslararası kurumlara yerleştiler
NATO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu vb. her alana nüfuz etmişlerdi.
Sabırlıydılar
Kanser hastalığının yavaş yavaş vücudu sarması gibi sarıyorlardı dört bir yanı…
Yıllar onlara takiye yapmayı da öğretmişti
Durmadan güçleniyor, güçlendikçe özgüvenleri artıyor, özgüvenleri artıkça da şımarıyorlardı. Ahtapotun kolları uzadıkça uzuyordu.
Canavar ayağa kalkmış
Tehdit artmış, huzursuzluklar yaşanmaya başlamıştı
Hatta
TC Genelkurmay Başkanı’nı “çete lideri” diye lanse edecek ve yargılayacak güce ulaşmışlardı.
Bir seldiler
Önüne gelen her şeyi süpürüyor, geride sadece kaya ve çakıl taşları kalıyor
Dünyaya kendilerinin hükmedeceği zamanın yaklaştığına inanıyorlardı.
Bir şeyi unutmuşlardı;
Allah’ı…
Bunların tuzaklarına karşılık ‘Allah’ın da tuzağı’ vardı ve ‘O tuzakların en hayırlısını kurardı”
Sosyal medya ellerinde oyuncak haline gelmişti
Gazeteler, dergiler, televizyonlar, radyolar, telsizler vb. tüm iletişim araçlarını kullanarak rakiplerini “tuş etme” yoluna gidiyorlardı.
Darbeyi 15 Temmuz için planladılar
Tuzak tamamdı. İnce ince hesaplar yaptılar, sözde planları kusursuzdu ve en küçük ayrıntıyı bile atlamamışlardı.
Her şey hazırdı
Bir gün sonra devlet ellerine geçecek, Amerika’daki zat-ı muhterem(!) gelecek, başlarına geçecek, asırlık düşleri gerçekleşecekti.
Olmadı
Allah’ın kurduğu tuzak, ayaklarına dolaştı
Gece saat 3.30 için planladıkları darbeyi, saat 23.00'e çekerek hayatlarının hatasını yaptılar.
Allah’ı hesaba katmadılar
Milletin gücünü unuttular
Doğrunun ve mazlumun yardımcısının Allah olduğu gerçeğini göz ardı ettiler
Ve
Kaybettiler…