KENEVİR BİTKİSİ SAPINDAN YAPILAN EŞYA VE ARAÇLAR

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Çocukluk yıllarımda köyde her ailenin yasaklanana kadar mutlaka kenevir ektiğini ve bu kenevirin sapını tandırda yakacak, sapının suda ıslatılması ile ayrılan dış kısmından kilim, çuval, urgan ve kolan yapıldığını, tohumu olan çetenenin(çedene) hedike katkı olarak kullanıldığını hatırlarım.

Çetene,Kenevir (Cannabis) bitkisinin küçük tohumlarıdır. Anadolu'da 'çedene' adıyla da bilinmektedir. Kenevir Tohumu (100 g) içinde 587 kadar kalori mevcuttur.

Henüz makinalaşmanın yaygınlaşmadığı, dönemlerde her köy evinde kenevir sapının dış kabuğundan dokunmuş kilimler olurdu. İlkbaharda ekilen kenevir arsız bir bitki idi fazlaca bakıma ihtiyaç duymazdı. Çok su da istemezdi. Genelde Eylül ayında orakla kökünden kesilir. Çetenesi kurutularak ayrıştırılır. Sapı da kabuğunun sapından ayrışması için bir süre suda bekletilirdi. Ayrışan sap tandıra yakacak olur, sap ise kirmenle ince ip haline getirilerek, kış aylarında kadınlar tarafından kilim, urgan, çuval, heybe ve kolan yapımında kullanılırdı.

Ergonomi bilimi(insan çevre, alet uyum bilimi) henüz icat edilmeden köylülerin kendi ergonomi bilimini geliştirdikleri açıktır. İnsanlar çevrelerinde buldukları hammaddelerden kendi elleriyle ya da en ucuz şekilde alet ve araçlar yaparak onu kullanmışlardır. Kenevir sapından kilim, heybe ve kolan(eşeğin sırtının acımaması için eski çul konulur. Çulun düşmemesi için yapılan bir çeşit kemerin adıdır kolan) yapılması insan aklının kullanılması ile ilgilidir.

Kenevir, Ortaanadolu’nun kırsal alanlarında pamuk yerine kullanılmış bir dokuma ürünü olmuştur. İnsanlar Kenevir tohumu olan çeteneyi çerez olarak kullanırken sapını tandır ve sobalarda yakacak olarak kullanmışlar ,sapının dış kabuğunu da kirmenle ip haline getirerek çeşitli eşya yapımında kullanmışlardır.

Yeni nesil gençlik bir süre sonra bu tür geçmiş gelenek ve uygulamaları unutacaktır. Kenevirden yapılmış çuval ve heybelerin ne kadar dayanıklı olduğunu, kolay kolay yırtılmadığını ve eskimediğini de unutmamak gerekir.