Medeniyetimizin Rehberi: Geleneğimiz
Metin SAKINÇ
Eğitimci-Yazar
Türk toplumları, askerî bir gelenek üzerine medeniyetleri inşa etmiş olsalar da düşünceye, ilime, bilime ve dinî vecibelere de düşünüldüğünden fazla önem vermişlerdir. Tarihimizde bilgeliğe verilen önemin başlangıcını ele aldığımızda ilk olarak Dede Korkut karşımıza çıkar. Dede Korkut, Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyelerinianlatan, çağlar üstü bir bilgeliği, tecrübeyi, öğüdü, kahramanlığı bizlere aktaran bilge şahsiyettir.
Orta Asya’dan Anadolu’ya yönelen atalarımız hiçbir zaman istilacı bir politika gütmemiş bilakis gönülleri fethederek tüm dünyada sevgi, saygı ve merhamet timsali bir medeniyet oluşturmuşlardır. İlk emri “Oku!” olan İslamiyet’in kabulü ile Türk-İslam geleneği oluşmaya başlamış; ilahi emir gereği ilime, âlime, eğitim yuvalarına verilen önem giderek artmıştır. Selçuklu hükümdarları; âlimleri koruyarak, kollayarak ilime verdikleri önemi göstermişlerdir. Yaptırılan medreseler ile ilimin kurumsal temelleri de Anadolu’da atılmıştır. Matematikten astronomiye, edebiyattan musikiye, tıptan felsefeye kadar her alanda gelişen Anadolu ilmi; dünyaya da model olmuştur. İki bin yıllık devlet geleneğimiz, bin dört yüz yıllık medeniyet tasavvurumuz, Anadolu coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımız düşünce geleneğimizin de ilham kaynağıdır. Kahramanlıklarla dolu tarihimizin destansı ürünleri sözlü gelenekten yazılı geleneğe sayısız eserlere haizdir.
Necip Fazıl’ın ifadesi ne hoştur: “Denildi mi bir yerin adına Türk beldesi; gözüm al bayrak arar, kulağım ezan sesi.” Türk denildiği zaman tüm Müslümanları ifade eden isim akla gelir. Milletimizin, medeniyetimizin İslamiyet’i yaşayış anlayışında sevgi vardır. Anadolu düşünce geleneğinde de sevgi, hoşgörü, iyiyi ve güzeli övme ön plandadır. Mevlânâ, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli gibi gönül erleri öğütleriyle evrensele ulaşmış düşünürlerimizdendir.
Medeniyetini, kültürünü, tarihini bilen; bu değerlerine sahip çıkan; yerli ve millî gelişime açık bir neslin yetiştiğini biliyorum. Ülkemizi, devletimizi, milletimizi daha ilerilere taşıyacak olan gençlerimiz; ecdadını, töresini ve hedeflerini iyi kavrayarak kendindeki çalışma azmini ateşleyecektir. Bizim tarihimizde ayrışma yoktur, ötekileştirme yoktur, ırkçılık yoktur. Zihinleri bilgiyle, gönülleri imanla dolu gençlerimiz 15 Temmuz’da hainlere göğsünü siper etti. O gece 250 şehit, 2193 gazi verdik. Bizleri birleştiren değerlerin başında iman ve vatan sevgisi vardı.Bilginin, inancın, inanmışlığın olduğu yerde terör olmaz. Bizim gönüllerimizi birbirine yaklaştıran İslamiyet, her türlü fitnenin de karşısındadır. Biriz, iriyiz, diriyiz; biz, birlikte Türkiye’yiz. Mazlumların dostu; zalimlerin hasmı bir geleneğin evlatlarıyız. Zulmü alkışlamayan ecdadımıza sahip çıkacağız, esaret anlayışlarının karşısında canımız pahasına dimdik duracağız; medeniyet geleneğimizi gelecek nesillerimize taşıyacağız ki dün olduğu gibi yarın da mazlumların umudu olmaya devam edeceğiz.
İstiklaline ve istikbaline sahip çıkan aziz milletimiz, Allah’ın izniyle müreffeh Türkiye’yi inşa etme yolunda tek vücuttur. Rabbim; birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Bizim ecdadımız bu kutsal topraklarımıza sevgi tohumu ektiler. Ekilen tohumlar bugün kökü mazide olan dev bir medeniyet çınarıdır. Düşünce geleneğimiz, medeniyetimizin rehberi gençlerimiz, ati için tabii gücümüzdür. Bizim bu topraklardan başka vatanımız yoktur. Ülkemizin ve milletimizin bekası için hep birlikte çalışacağız.
Kutsal değerlerimiz uğrunda şehadete yürüyen kahramanlarımıza, fedakâr gazilerimize, âlimlerimize, şanlı komutanlarımıza selam olsun.