UNUTMAK… UYUTMAK
Türkiye’de yaşam tarzına bir müdahale var mı?
Hayır, hiç olmadı.
O halde yaratılmak istenilen “yaşam tarzına müdahale” algısını nasıl görmek gerekiyor?
Burada, tartışmanın amacı yaşam tarzına müdahale değildir. Bunu savunanlar da biliyorlar ki, Türkiye’de böyle bir sorun yok ve de hiç olmadı.
Amaç; kendi açılarından “yeni mevziler kazanmak” ve kaybettikleri mevzilerin bir kısmını tekrar ele geçirmekten ibarettir.
Bu hatalı bir bakış açısıdır
Yanlış bir düşüncedir
Toplumu kutuplara ayırmanın ön çalışmasıdır.
Bu tartışmayı öne çıkaranlar, uzatanlar, tartışılmasını sağlayanlar hak arama peşinde değildirler.
Onlar mevzi peşindedirler
Bu iktidardan kurtulma peşindedirler
Bunun için her olayı, her argümanı, her aracı bu amaç için kullanma eğilimi içindedirler.
Hatırlayınız;
Gezi olaylarının 7-8’inci gününden sonra, “hala anlamıyor musunuz, bu ağaç meselesi değildir” diyenleri…
Onlar hiçbir zaman olayı bir ağaç meselesi olarak görmedi, ne başında, ne sonunda…
Sadece toplumsal tepkinin tırmanışı beklendi
Tepkilerin artması için gayret edildi
Farklı olaylar kullanıldı
Olaylarda, istedikleri durumları öne çıkararak, tepkinin devam etmesi sağlandı.
Kafalarında hep aynı amaç vardı; “İktidardan kurtulmak”
Sonuç, istedikleri gibi olmadı.
Çünkü niyet hayır değildi, akıbet de hayır olmadı.
Bu günde aynı durum söz konusudur
Amaç, asla “yaşam tarzına müdahale” konusu değildir, bu konuyu kullanarak toplumsal taban bulmak, bu taban ile de iktidarı al-aşağı etmektir.
Hedef de budur
Tuzak da…
Fakat biz şunu da iyi biliyoruz;
“Sizin tuzaklarınıza karşın, biz de tuzaklar kurarız, bu tuzakların en hayırlısıdır”
Bu tuzağı kuranlar, eninde sonunda Allah’ın tuzağına yakalanacaklardır.
Yakalandılar da…
Bundan dolayı müsterihiz
Bundan dolayı rahatız
Onlar ise huzursuz, rahatsız. Bunun içinde ellerindeki tüm fırsatlarından yararlanmak eğilimindedirler.
Heyhat!
Asla başaramayacaklar ve doğru olanlar hep kazanacaktır.
Unutulmaya…!