...YA KUZGUN LEŞE
Terör bizi teslim alamaz.
Türk Milleti tarih boyunca kendisine musallat olan her belayı başarı ile atlatmıştır.
Bu belayı da atlatacaktır.
Terör belası sadece bizim başımızda değildir, bu tüm dünya ülkelerini içine alan bir sarmal özellik taşımaktadır.
Ya dünya teröre boyun eğecek
Ya da terör dünya ülkelerinin birliği ile yok edilecektir.
Bu tez kâğıt üzerinde kulağa hoş gelmekte, hatta terörizmin ve teröristin hiç şansı yokmuş gibi gözükmektedir.
Fakat gerçek biraz farklıdır.
Kazın ayağının öyle olmadığı görülmektedir.
Kimi dünya ülkeleri kendi menfaatlerine geldiği için terörü desteklemekte, ona yataklık yapmaktadır.
Sözde “fikir hürriyeti” safsatası altında bir kepazelik sergilenmekte, teröriste cesaret verilmektedir.
Kendini etkilediği zaman terör kötü, kendini etkilemediği zaman ise terörizme karşı kulaklar tıkalı, gözler kapalıdır.
Davulun sesi uzaktan ne hoş!
“Kendine değmeyen yılan ne kadar yaşarsa, varsın yaşasın” tavrıdır, bu tavır.
Bu zihniyet terörizmi engelleyemez, hatta ona cesaret verir, yeni eylemler için gerekçeler sunar.
Son 50 yıldır terörizmle yaşayan ülkemiz bu gerçeğin farkındadır ve diğer ülkelere sürekli uyarılar yapmaktadır.
Fakat dinleyen kim?
Aldırış eden hani?
Yok…!
Şu anlaşılmaktadır ki ülkemiz bu sorun karşısında yalnızdır, desteksizdir.
Türk Milleti ve Türk Devleti kendine musallat olan bu belayı yok etmek gücü ve azmine sahiptir.
1920’lerde emperyalizme karşı ilk bayrak açan, emperyalist güçleri yenilgiye uğratan bu millet, gene bir ilke imza atacak ve terörizmi yok edecektir.
Bu ‘iki kere iki, dört’ kadar kesindir.
Mesele süre meselesidir.
Sabırlı olma
Metanetini bozmama meselesidir.
Güvenlik güçlerimizin Doğu Anadolu’da verdiği başarılı mücadele bunun kanıtı gibidir, sanki.
Yeter ki bekleyelim…
Yeter ki beklemesini bilelim…
“Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya
Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya…”
Evet, bu millet ayağa bir kalkacak, pir kalkacak…