Lanet kavmi kim durduracak?
ABD ve NATO müttefikleri İsrail’e tam destek verdikçe, Müslüman ülkelerin yöneticileri İsrail’in kendi kendine durmasını bekledikçe...
İnsanlık bir soykırımı adeta film izler gibi izlemeye devam ettikçe...
İsrail soykırımda artık hiçbir sınır tanımıyor. İsrail şımardıkça şımarıyor... Soykırım, Gazze Şeridi’nden Filistin’in diğer şehirlerine, Lübnan’a taşıyor...
Coğrafyamızı senelerdir cephaneliğe çeviren ABD, şimdi de gözünü karartmış bir şekilde İsrail’e tonlarca silah ve teçhizat desteği veriyor...
Filistin’de yaşananlara artık soykırım kelimesi bile hafif geliyor. İnsanlığın ayağa kalktığı ancak koca koca devletlerin suskunlaştığı bir katliama şahit oluyoruz!
Artık bombalanacak bir yer bulamayan İsrail kasapları bu kez Lübnan’a saldırmaya başladı…
Dünya hala izliyor...
Ne sosyal medya paylaşımları, ne devletlerin iki satırlık kınama mesajları, bu vahşeti durdurmaya yetmedi, yetmiyor...
Göz göre göre insanlık cayır cayır yanarken, her birimizin normal hayatına devam etmesi dünyanın çürüdüğünün göstergesi değil mi?
Bugün Filistin’de yaşananlar oradaki Müslümanların sınavı, onlara yardım etmemek de bizim sınavımız değil mi?
Eğer bugün insanlık adına harekete geçilmeyecek ise daha ne zaman geçilecek?
Filistin, Lübnan adalet bekliyor, insaf ve insanlık arıyor... İnsanlığın yüreği Gazze ile birlikte atıyor ama Müslüman devletlerin, yöneticilerin her türlü sessizliği İsrail’i kan ile besliyor.
İsrail’i kim durduracak sorusu cevapsız kaldıkça İsrail daha da şımarıyor...
İsrail kendi kendine durur mu !?
Acaba İsrail insafa gelir mi !?
Sahi İsrail’i İsrail mi durduracak ?
Yoksa İsrail’i kuranlar, bugün İsrail’i silahlandıranlar mı yeter artık diyecek...
Ya da İsrail’i, körlüğü, sağırlığı ve sessizliği ile İsrail’in görünmez dostları mı durduracak!?
Bunlar olmayacağına göre, peki kim!..
Kim durduracak bu zalim İsrail’i?
N’olur bir umut, bir cevap...
BM işlevsiz, NATO sessiz AB uyku halinde kalırken Arap birliğinin kılını kıpırdatmayan hali daha ilginç bir tabloyu ortaya koyuyor.
Kendi Peygamberini katleden Yahudilerin hastalıklı ‘vaat edilmiş kutsal topraklar’ fikri artık bir düşünce olmaktan çıkmış, uygulama geçirilmeye başlanmıştır.
Yüce kitabımız Kuran’ı kerimde açıkça lanetlenen bu topluluk için, "Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir” diye buyurulmuştur. (Al-i İmran, 3/112-113)
Rabbim elbette bu azgın kavmin belasını verecektir. Ancak onlara karşı müminlerin ne yapacağı da bizim imtihanımız olacaktır.
Bu ayet sadece Müslümanları değil aynı zamanda Allah’a inanan tüm insanlığı kapsar. Bugün Amerika’nın desteği ile Filistin ve Lübnan halkına soykırım yapan Yahudiler, bir süre sonra Suriye, Irak ve Türkiye gelecek. .
Adım adım inandıkları tezi gerçekleştirmek için her türlü insanlık dışı olaylara başvuruyorlar.
Sözüm ona Fırat ile Nil’i birleştirip (toprak olarak) kıyameti öne alacak, dünyaya hâkim olacaklar. Yahudilerin menzili belli…
Hedef Türkiye toprakları…
Sonuç …
İslam dünyasının dağınıklığı ve bölgedeki birçok otoriter rejimin İsrail ile olan bağımlılık ilişkisini gündeme getirmek gerekir. İslam dünyasının bir bütünlüğe ve kurumsal yapıya sahip olmaması, Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerine pek bir endişeye kapılmadan girişilmesine yol açıyor. Müslümanlar “çantada keklik” olarak görülüyor. Bu sadece Filistinlilerle de sınırlı değil; Doğu Türkistan ve Myanmar’da akan Müslüman kanı ve karşı karşıya kalınan zulümler de aynı gerekçeye dayanmakta.
Dünyada Müslümanların haklarını koruyacak ve askerî-ekonomik anlamda caydırıcı güce sahip bir devletin yokluğu büyük bir sorundur.
Bu bağlamda Türkiye, küreselleşme sürecinde yazılmış bir Senaryodaki rolü oynamak zorunda kalan ülke olmaktan süratle çıkmalı,
Bizzat oyuncu olmalıdır. Bunun için önce kendisini bir güç olduğuna İnandırmalı, ekonomik güçlenmesini kendi reçeteleri ile sağlamalı, millî Onuruna yaraşır politika ve iş birliği stratejileri geliştirmelidir.
Rabbim bu azgın kavme fırsat vermesin…
Tuncay Dalcı